İsviçre’de misafir kaldığım şehirde bugünlerde sessiz sedasız belediye seçimine gidildi. «Sessiz sedasız» diyorum zira Türkiye’deki seçimlerde alışkın olduğumuz yaygın propaganda, meydan mitingi ve gösterilerden eser yok. Ama sadece bu değil, tamamen farklı bir yerel seçim.
Düşünün, burada vatandaş sandığa “belediye başkanını seçmek” için gitmiyor! Hatta sandığa da gitmiyor, evinden posta veya internetten de oy kullanabiliyor!
Ve başkanın maaşını duyunca hepten şaşıracaksınız!
“Canım burada
da sandık var, orada da, ne fark eder…” diyorsanız, lütfen bu yazıyı sonuna
kadar okuyun, kararı o zaman verin.
Burası başkent Bern
kantonuna bağlı, yaklaşık 7 bin 700 nüfuslu olmasına rağmen, 5-6 dünya
markasının olduğu ciddi bir sanayi kasabası: Herzogenbuchsee.
Seçim 28 Eylül
Pazar günü yapıldı.
Seçim haberini geçtiğimiz
ay kasabanın aylık çıkan ve posta kutularına ücretsiz dağıtılan Buchsi Gazetesi’nde (Buchsi Zytig) yer alan
ilanlardan fark etmiştim. İlk şaşkınlığı da o zaman yaşadım. Partili ya da
bağımsız aday listelerinde “Başkan adayı” diye bir şey yoktu. Aday listelerinde Belediye Meclisi ile komisyonlara (Eğitim, Mali İşler, İnşaat,
Kültür ve Sosyal Komisyon) aday olan dörder kişinin adı ve fotoğrafı yer
alıyordu.
SANDIĞA GİTMESEN
DE OLUYOR
Burada öncelikle
seçime katılma oranının yüzde 40 civarında olduğunu belirtmeliyim. Bu seçim de öyle
oldu.
Oy verme günü, insanlar
okullarda vs. kurulan seçim sandıklarına gitmedi. Oy verme gününden bir hafta
önce posta ile herkese seçim pusulaları gönderildi. Oy pusulasının olduğu
zarfta parti ve bağımsız adayların kısa tanıtımı da yer aldı. Vatandaş bunları alıp
hangi listeyi tercih ediyorsa formu doldurdu ve seçimden 2 gün öncesinden
itibaren posta ve elden belediyeye teslim etti. İsteyen belediye binasında açılan
sandıkta oy kullandı, isteyen de oyunu internet üzerinden kullandı.
Oy vermenin
kuralları da çok farklı. Örneğin bir komisyon ya da belediye meclisi listesinde
hiç sevmediğiniz birisi var... Onun yerine başka listeden birisine, ya da aynı
listeden bir kişiyi birden fazla işaretleyerek de oy kullanabiliyorsunuz.
Sonuçta bütün isimler aldıkları toplam tercihe göre değerlendiriliyor. Diyelim
bir komisyonda 4 isim var, isterseniz siz 4 tercihinizi de bir kişi için
kullanabilirsiniz, o zaman sizden 1 değil 4 oy almış kabul ediliyor. Biliyorsunuz
bizde birden fazla adayı işaretlerseniz oyunuz geçersiz sayılır.
EN ÇOK OY HALK
PARTİSİ’NE
Gelelim seçimin
sonucuna:
En çok oyu SVP
(Halk Partisi) aldı. Belediye Meclisinde SVP 2, GLP (Yeşil
Liberal Parti) 2, SP (Sosyaldemokrat Parti) 2, FDP (SVP ile seçim ittifakı yapan Radikal
Liberaller) 1 üyelik kazandı. Şimdi belediye başkanı, bu 7 meclis üyesi
arasında 30 Kasım’da yapılacak seçimde belirlenecek. Mecliste 4 erkek 3
kadın üye var. Mevcut başkan Monika Lang’ın yerine kimin geleceği aralık
ayında netleşecek.
Yani sadece
belediye meclisi değil, yürütme organlarına da seçim yapılıyor. Komisyonlar,
ilgili işlerden sorumlu ve yetkili birimler. Düşünebiliyor musunuz, Bursa’da
belediye seçimi için sandığa giderken BUSKİ, BURULAŞ, BURFAŞ, İMAR, FEN İŞLERİ
vs. müdürlerinin kim olduğunu biz belirleyeceğiz!
Hatırlatayım,
burada İsviçre vatandaşı olmayan (Türk vatandaşı olarak burada yaşayanlar
dahil) toplam bin 612 kişi var ve tabi bunlar oy kullanamıyor. Seçmen sayısı
yaklaşık 4 bin 200.
BAŞKAN “YARIM ZAMANLI” ÇALIŞAN!
Burada başkanın
da aralarında bulunduğu Belediye Meclisi’nin 7 üyesi de “Yarı zamanlı
çalışan” pozisyonunda. Seçim 4 yılda bir yapılıyor. Bu süre içinde başkanlık
meclis üyeleri arasında dönüşümlü olarak da yapılabiliyor.
Belediye
Meclisi toplantıları ayda
bir, Pazartesi günü yapılıyor ve halka açık değil. Meclis, belediyenin en üst
organı. Planlamayı yapıyor, 100 bin CHF’ye kadar yeni yatırımlara karar veriyor.
VALİ, KAYMAKAM
YOK!
Peki bu kenti kim
yönetiyor?
Burada en yüksek idari
organ Gemeindeversammlung, yani Belediye Genel Kurulu.
İsviçre’de Vali, Kaymakam gibi merkezden atanan bir yönetici tipi yok. Bakanlıkların İl, İlçe müdürlükleri vs. de yok.
Genel Kurul’un
yanı sıra yılda birkaç kez yapılan ve bütün vatandaşlara açık “Halk Meclisi”
var. Büyük projeler, vergi oranları vs. burada görüşülüp oylanır.
Belediyenin
üzerinde Bern Kantonu hükümeti var. Ancak yönetime karışmaz, denetim yapar.
İLK ÖĞRETİM
BELEDİYEDEN SORULUR
İlk ve ortaokul
düzeyinde eğitim belediyenin sorumluluğunda. Okullar devlet okulu; özel okul
yok. Okul binaları, öğretmen atamaları vs. belediyeden sorulur. Lise ve
sonrasına ise Bern Kantonu Eğitim Müdürlüğü bakar. Müfredatı Bern
belirler.
Burada yaşlı
bakımevleri, evde bakım hizmetleri de belediyeden sorulur.
İŞTE BAŞKANIN
MAAŞI!
Belediye
Başkanının aylık maaşını da merak ettim: Aylık 3.200 CHF civarındaymış.
Bu yüzden başkan, meclis ve komisyon üyeleri “yarı zamanlı” olarak
tanımlanıyor. Burada üniversite mezunu bir devlet memurunun aylık 5-6 bin CHF
maaş aldığı düşünülürse, yarım zaman, yarım maaş demek... Meclis üyeleri de toplantı başına 150 CHF
alıyormuş.
Yani öyle büyük
paralar kazanılan işler değil burada siyaset… Hatta yakın zamana kadar gönüllü
yapılıyormuş. Modelin adı “Doğrudan Demokrasi”!