3 Ekim 2025 Cuma

İsviçre’de bir belediye seçimi: Şaşıracaksınız!

 

 

İsviçre’de misafir kaldığım şehirde bugünlerde sessiz sedasız belediye seçimine gidildi. «Sessiz sedasız» diyorum zira Türkiye’deki seçimlerde alışkın olduğumuz yaygın propaganda, meydan mitingi ve gösterilerden eser yok. Ama sadece bu değil, tamamen farklı bir yerel seçim. 

Düşünün, burada vatandaş sandığa “belediye başkanını seçmek” için gitmiyor! Hatta sandığa da gitmiyor, evinden posta veya internetten de oy kullanabiliyor! 

Ve başkanın maaşını duyunca hepten şaşıracaksınız!

Sevgili okurum, hani Avrupa Birliği bizi üyeliğe neden bir türlü kabul etmiyor diye  kendimizi bildik bileli kafa yorarız ya… İsviçre’de kaldığım süre içinde şunu anladım ki, üyeliğe kabul etmemekte pek de haksız sayılmazlar; zira iş yapış yöntemlerinden tutun da seçme seçilme durumları dahil bizden tamamen farklılar. Bugün sizlere sadece bir  belediye seçiminden söz edeceğim.

Canım burada da sandık var, orada da, ne fark eder…” diyorsanız, lütfen bu yazıyı sonuna kadar okuyun, kararı o zaman verin.

Burası başkent Bern kantonuna bağlı, yaklaşık 7 bin 700 nüfuslu olmasına rağmen, 5-6 dünya markasının olduğu ciddi bir sanayi kasabası: Herzogenbuchsee.  

Seçim 28 Eylül Pazar günü yapıldı.

Seçim haberini geçtiğimiz ay kasabanın aylık çıkan ve posta kutularına ücretsiz dağıtılan Buchsi Gazetesi’nde (Buchsi Zytig) yer alan ilanlardan fark etmiştim. İlk şaşkınlığı da o zaman yaşadım. Partili ya da bağımsız aday listelerinde “Başkan adayı” diye bir şey yoktu.  Aday listelerinde Belediye Meclisi ile  komisyonlara (Eğitim, Mali İşler, İnşaat, Kültür ve Sosyal Komisyon) aday olan dörder kişinin adı ve fotoğrafı yer alıyordu.

SANDIĞA GİTMESEN DE OLUYOR

Burada öncelikle seçime katılma oranının yüzde 40 civarında olduğunu belirtmeliyim. Bu seçim de öyle oldu.

Oy verme günü, insanlar okullarda vs. kurulan seçim sandıklarına gitmedi. Oy verme gününden bir hafta önce posta ile herkese seçim pusulaları gönderildi. Oy pusulasının olduğu zarfta parti ve bağımsız adayların kısa tanıtımı da yer aldı. Vatandaş bunları alıp hangi listeyi tercih ediyorsa formu doldurdu ve seçimden 2 gün öncesinden itibaren posta ve elden belediyeye teslim etti. İsteyen belediye binasında açılan sandıkta oy kullandı, isteyen de oyunu internet üzerinden kullandı.  

Oy vermenin kuralları da çok farklı. Örneğin bir komisyon ya da belediye meclisi listesinde hiç sevmediğiniz birisi var... Onun yerine başka listeden birisine, ya da aynı listeden bir kişiyi birden fazla işaretleyerek de oy kullanabiliyorsunuz. Sonuçta bütün isimler aldıkları toplam tercihe göre değerlendiriliyor. Diyelim bir komisyonda 4 isim var, isterseniz siz 4 tercihinizi de bir kişi için kullanabilirsiniz, o zaman sizden 1 değil 4 oy almış kabul ediliyor. Biliyorsunuz bizde birden fazla adayı işaretlerseniz oyunuz geçersiz sayılır.

EN ÇOK OY HALK PARTİSİ’NE

Gelelim seçimin sonucuna:

En çok oyu SVP (Halk Partisi) aldı. Belediye Meclisinde SVP 2, GLP (Yeşil Liberal Parti) 2, SP (Sosyaldemokrat Parti)  2, FDP (SVP ile seçim ittifakı yapan Radikal Liberaller) 1 üyelik kazandı. Şimdi belediye başkanı, bu 7 meclis üyesi arasında 30 Kasım’da yapılacak seçimde belirlenecek. Mecliste 4 erkek 3 kadın üye var. Mevcut başkan Monika Lang’ın yerine kimin geleceği aralık ayında netleşecek.  

İcra organları durumundaki komisyonlarda da yaklaşık aynı temsil oranları gerçekleşti. Her komisyonda 6 sandalye var. Komisyonlara parti adaylarının yanı sıra Buchsi İçin Birlik (Gemeinnsam Für Buchsi) grubundan da bir üye seçilmeyi başardı.

Yani sadece belediye meclisi değil, yürütme organlarına da seçim yapılıyor. Komisyonlar, ilgili işlerden sorumlu ve yetkili birimler. Düşünebiliyor musunuz, Bursa’da belediye seçimi için sandığa giderken BUSKİ, BURULAŞ, BURFAŞ, İMAR, FEN İŞLERİ vs. müdürlerinin kim olduğunu biz belirleyeceğiz!

Hatırlatayım, burada İsviçre vatandaşı olmayan (Türk vatandaşı olarak burada yaşayanlar dahil) toplam bin 612 kişi var ve tabi bunlar oy kullanamıyor. Seçmen sayısı yaklaşık 4 bin 200.

 BAŞKAN “YARIM ZAMANLI” ÇALIŞAN!

Burada başkanın da aralarında bulunduğu Belediye Meclisi’nin 7 üyesi de “Yarı zamanlı çalışan” pozisyonunda. Seçim 4 yılda bir yapılıyor. Bu süre içinde başkanlık meclis üyeleri arasında dönüşümlü olarak da yapılabiliyor.

Belediye Meclisi toplantıları ayda bir, Pazartesi günü yapılıyor ve halka açık değil. Meclis, belediyenin en üst organı. Planlamayı yapıyor, 100 bin CHF’ye kadar yeni yatırımlara karar veriyor.

VALİ, KAYMAKAM YOK!

Peki bu kenti kim yönetiyor?

Burada en yüksek idari organ Gemeindeversammlung, yani Belediye Genel Kurulu.

İsviçre’de Vali, Kaymakam gibi merkezden atanan bir yönetici tipi yok. Bakanlıkların İl, İlçe müdürlükleri vs. de yok.

Genel Kurul’un yanı sıra yılda birkaç kez yapılan ve bütün vatandaşlara açık “Halk Meclisi” var. Büyük projeler, vergi oranları vs. burada görüşülüp oylanır.

Belediyenin üzerinde Bern Kantonu hükümeti var. Ancak yönetime karışmaz, denetim yapar.

İLK ÖĞRETİM BELEDİYEDEN SORULUR

İlk ve ortaokul düzeyinde eğitim belediyenin sorumluluğunda. Okullar devlet okulu; özel okul yok. Okul binaları, öğretmen atamaları vs. belediyeden sorulur. Lise ve sonrasına ise Bern Kantonu Eğitim Müdürlüğü bakar. Müfredatı Bern belirler.

Burada yaşlı bakımevleri, evde bakım hizmetleri de belediyeden sorulur.

İŞTE BAŞKANIN MAAŞI!

Belediye Başkanının aylık maaşını da merak ettim: Aylık 3.200 CHF civarındaymış. Bu yüzden başkan, meclis ve komisyon üyeleri “yarı zamanlı” olarak tanımlanıyor. Burada üniversite mezunu bir devlet memurunun aylık 5-6 bin CHF maaş aldığı düşünülürse, yarım zaman, yarım maaş demek...  Meclis üyeleri de toplantı başına 150 CHF alıyormuş.

Yani öyle büyük paralar kazanılan işler değil burada siyaset… Hatta yakın zamana kadar gönüllü yapılıyormuş. Modelin adı “Doğrudan Demokrasi”!