9 Şubat 2015 Pazartesi

Mühendislerin isyanını duyuyor musunuz?

Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), bünyesinde pek çok uzmanlık mesleği barındıran yaklaşık 450 bin üyeli bir kurum.“Kamusal” bir görevi var, yani bir tür devlet kurumu gibi.  Serbest çalışan bütün mimar ve mühendisler üye olmak zorunda.  Üyelerin çalışma izinleri, hatta pek çok meslekte hangi işe ne ücret alacakları da bağlı odalarca belirleniyor.
TMMOB bir süredir neoliberal saldırılarla karşı karşıya. Yani odaların değişik adlar altında üyelerinin faaliyetleri üzerinden aldıkları para, hem büyük şirketlerin hem de devletin ağzını sulandırıyor. Örneğin bir ev yapacaksanız, mimara projeyi çizdirme parası veriyorsunuz. Bu yetmiyor odanın onayı için de para ödüyorsunuz. Tabi proje ve inşaat büyüdükçe rakam yükseliyor. İnşaat şirketleri, kamu kuruluşları, belediyeler vs. de bu paraları ödemek istemiyor.
Odaların belirlediği birim fiyatların “piyasa fiyatının üzerinde” olduğu, “vatandaşın kazıklandığı” görüşleri de yabana atılır gibi değil.
Neoliberal saldırı diyoruz ya, şimdi siyasi iktidarlar bunun uygulayıcıları olmuş durumda...
Hükümetler örneğin esnaf ve sanatkar odalarını tuzla buz etti….
Eskiden TESOB’ye bağlı pek çok oda fiyat belirlerdi.  Ekmeğin kaça satılacağını Fırıncılar Odası, bir bardak çayın kaç lira olacağını Kahvehaneciler Odası, dolmuşa kaç lira vereceğini Şoför ve Otomobilciler Odası belirlerdi vs. Bu yollar odalar üyelerini fiyat rekabetinden korurdu.
Halbuki Özal’lı yıllardan beri bunlar bitti… Süpermarketler derken AVM’ler öyle bir hışım gibi esti ki, değil duvardaki fiyat listeleri, dükkanların kendisi bile tarumar oldu…
Ve aslında, perde arkasında toplumun geleneksel "orta sınıf"ı bilinen geniş bir kesim büyük ölçüde tasfiye edildi.
Şimdi sıra galiba meslek odalarında.
Dün, bakkal amcaya karşı AVM’leri tercih etme noktasına gelirken nasıl “ne yapalım serbest rekabet” diye kendimizi rahatlattıysak; bugün meslek odaları tırpanlanırken “ne yapalım onlar da fiyatı düşürseydi” diyebiliriz…
Ama AVM’ler nasıl ki memlekette üretim artışına, zenginleşmeye yol açmayıp sonuçta sadece yabancı markaların sulak alanı olmuşsa, bugün de meslek odalarının tasfiyesi sadece, çok yaygın bir alanda daha fazla talana, tahribata yol açacak gibi görünüyor.
İsterseniz gelin TMMOB’nin geçtiğimiz gün gazetelere verdiği “Ülkemize Halkımıza Mesleğimize Sahip Çıkıyoruz” başlıklı ilanındaki taleplere bakalım. TMMOB 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Olağanüstü Genel Kurul yapmayı ve başkente memleketin 8 bölgesinden yürünmesini hedefliyor.
Bakın tepkiler ne için:
“1. TMMOB Yasası ve torba yasalara,
1.       Ülkenin imar rantına açılmasına,
2.       İnşaat sektörünün iktidarın rant tekeli olmasına,
3.       Kentsel, kırsal, kültürel, doğal arazilerine imar diye el konulmasına,
4.       İmar borsası girişimine,
5.       Kıyıların yağmalanmasına,
6.       Derelerin kurutulmasına,
7.       Suyun ticarileşmesine,
8.       Meraların yok edilmesine,
9.       Tarım ve yaşam alanlarının enerji bahanesiyle yok edilmesine,
10.   Nükleer santrallara,
11.   Kentsel ranta,
12.   Orman ve tarım arazilerinin ranta açılmasına,
13.   İş cinayetlerine,
14.   Kadın ve çocuk emeğinin sömürüsüne,
15.   Emekçilerin grev ve sözleşme haklarının gasbına,
16.   Eğitim ve kamusal alanın dinselleştirilmesi ve laikliğin yok edilmesine,
17.   Uzmanlık alanlarımızın yok sayılmasına,
18.   Bilim ve tekniğin gereklerinin yadsınmasına,
19.   Mühendislik mimar işlerinin taşeronlaştırılmasına,
20.   Meslek örgütlerinin işlevsizleştirilmesine…”
Mimar ve mühendislerin, meslek dışında herkesin karşılaştığı sorunlarla bu ölçüde ilgilenir hale gelmeleri, “ülkeyi ve halkı koruma”ya soyunmaları, zeytin ağaçlarının tahrip edilmesine karşı köylünün yanında yer alması ve onlarla “kader birliği”ne girmesi bakalım ne türden gelişmelere yol açacak. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder