Karacabey Sempozyumu teşhisi koydu:
Plansız yapılaşma ve rant baskısı Karacabey'i tehdit ediyor.
İstanbul-İzmir Otobanı, TEKNOSAB,
Liman projeleri ile yapımı devam eden TOSAB inşaatının yarattığı
yapılaşma baskısı, Karacabey'de rahatsızlık yaratıyor.
Karacabey Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Naci Güncü,
gelişmelerin “hem fırsat hem tehdit” içerdiğini belirterek,
bölgede verimli tarım alanları ile Uluabat'ın korunması gereğine
işaret etti ve “Uluabat biterse Bursa biter” dedi.
KTSO ve Uludağ Üniveresitesi
Karacabey Meslek Yüksekokulu'nun ilçedeki STK'ların katılımı
ile düzenlediği “Karacabey Sempozyumu”ndaki bildirilerden
oluşan kitap, KTSO Başkanı Naci Güncü ile U.Ü. Ziraat Fakültesi
öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Ak, Karacabey MYO Müdürü Yrd.
Doç. Dr. Metin Güldaş tarafından basına tanıtıldı.
KTSO Başkanı Güncü, sempozyumu
Karacabey’in sahip olduğu doğal kaynaklar, tarih, kültür,
tarım, hayvancılık, turizm, sanayi ve ticarette potansiyelin
ortaya konulması, eğitim, sağlık ve sosyal hayatın
değerlendirilmesi, başta tarım, hayvancılık, sanayi, ticaret,
ekonomi ve sosyal yaşam olmak üzere mevcut durum, sorunlar ve çözüm
önerilerinin tartışılması, Karacabey’in güçlü yanlarını
belirleyerek bunları en uygun fırsatlarla eşleştiren, zayıf ve
tehdit edici yönleri azaltmayı hedefleyen sistematik bir eylem
planı hazırlanması olduğunu anlattı.
Karacabey için bir “gelecek vizyonu”
belirlediklerini, ilçedeki dinamiklarin “güzel bir duruşu ve
birlikteliği olduğunu” kaydeden Göncü, gerçekleşen 8 farklı
alanda çalıştayda sorunların ele alındığın hatırlattı.
Karacabey'in SÜTAŞ, Matlı, Nestle
gibi sektöründe lider firmaların yanı sıra 11 salça fabrikasına
sahip olduğunu, “Karacabey soğanı”, “Karacabey domatesi”
ve “Mihaliç peyniri” gibi coğrafi işarete sahip markaları
bulunduğunu kaydeden Güncü şöyle devam etti:
Sorunlar, sorunlar...
“Bölgeden geçecek olan otoyol,
hızlı tren ve liman projeleri Karacabey için bir çok açıdan hem
tehdit, hem de büyük fırsatlar sunmaktadır. Yeni otoyol ve sanayi
alanları nedeniyle İstanbul sanayisinin bu bölgeye taşınma
riski, dış göç alma, Nilüfer Çayı ve Uluabat gölünün
kirliliği Karacabey için önemli tehdit unsurlarıdır.
Genç neslin köyden kente göçü
nedeniyle tarımsal üretimde sürdürülebilirlik sorunu vardır.
Tarım arazilerinin rant amacıyla
tarım dışı kişi ve kurumlara geçmesi, sanayinin Uluabat,
Nilüfer ve iç sulara olumsuz etkileri, ilçenin hızlı göç
alması nedeniyle yaşanacak sosyolojik sorunlar, tarım sektöründe
çalışan nüfusun azalması büyükşehir yasası nedeniyle
tarımsal alanların sanayi amaçlı kullanılma olasılığı ve
plansız sanayileşme Karacabey’in tarımı ve geleceği için bir
tehdit oluşturmaktadır.
Uluabat Gölü yönetim planının
uygulamaya konması, Karacabey’deki sanayileşme eğiliminin tarıma
yönelik olması, ilçede Uludağ Üniversitesinin bir eğitim
biriminin bulunması, yeterli doğal kaynaklar ve başta Karacabey
Longozu olmak üzere önemli bir turizm potansiyelinin bulunması,
Karadağ’daki ıhlamur ve defne ormanları, Uluabat gölünün bir
bölümünün ilçe sınırları içerisinde yer alması, Karacabey’e
yakın limanların varlığı ve lojistik konumunun iyi olması,
Üniversite-Sanayi işbirliği potansiyelinin yüksek olması, büyük
fabrika ve hayvancılık işletmelerinin bölgede yatırım yapmak
istemeleri, yeni otoyol, hızlı tren ve liman yatırımları,
bölgedeki arazi toplulaştırma çalışmaları, sanayi ve kentleşme
açısından Bursa’nın doyum noktasına ulaşmış olması,
Karacabey ovasının tarımsal verimliğinin yüksek olması
Karacabey’in gelişimi ve geleceğine yönelik önemli fırsatlar
sunmaktadır.
Karacabey’in verimli tarım
toprakları, doğal kaynakları, tarihi ve kültürel varlıklarının
korunması için Karacabey’in tüm ilgili kurumlarının
duyarlılığı ve işbirliği Karacabey’in gelecek vizyon ve
misyonunu belirlemek açısından önemli bir fırsattır. Karacabey
Sempozyumu, Karacabey’e ilgi, duyarlılık ve gönüllü
işbirliğinin en somut örneği ve Karacabey’in geleceği
açısından da tarihi bir işbirliği için büyük bir fırsattır.
Sonuç olarak, Karacabey’de sağlıklı
bir kentleşme için, Karacabey’in tarihi ve kültürel değerleri
ve Türkiye’nin en önemli tarımsal alanlarından birisini
oluşturan verimli tarım arazilerinin korunması, turizm
potansiyelinin koruma ve kullanma dengesini gözetecek şekilde
planlanması, bölgede çevre kirliliğine neden olmayan tarıma
dayalı sanayinin desteklenmesi ve geliştirilmesi, yeni otoyol,
hızlı tren ve yeni limanın verimli tarım arazilerini koruyacak,
çevreye, ekolojiye en az zarar verecek şekilde ortak akılla
planlanması, sağlıklı ve sürdürülebilir bir sosyal ve kültürel
yaşam, için Karacabey’in ilgili kurumlarının temsil edileceği
bir kurul tarafından Karacabey’in gelecekteki vizyon ve misyonun
belirlenmesi gerekmektedir.”
300 bin yeni nüfus...
Toplantıda, TEKNOSAB ve 300 bin
nüfusun yapayacağı konut alanlarının yapılaşma baskısını
artırdığı, sadece otoyol için bin 800-2 bin dönüm verimli
arazinin kamulaştırıldığı, “Tapu dairelerinin önünün ana
baba günü gibi” olduğu, çiftçilerin toprağı elden
çıkardığını ve arazilerin rant maksatlı olarak bölge dışından
gelen bazı zengin kişilerin eline geçtiği anlatılırken,
Akçalar'dan TİGEM arazisine kadar uzanan Karacabey Ovası'nın
korunabilmesi için, bölgenin “Büyük Ovalar Koruma Kanunu”
kapsamına alınması istendi.