ORKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Süleyman Orakçıoğlu, GESİAD'ın “Sinerji Toplantısı”nda
konuştu ve markalı ihracattaki fırsatlara vurgu yaptı.
Orakçıoğlu, “Türkiye'nin önün açık. Dünyada rakiplerimizin
yorgun ve enerjisi bitmiş olduğunu görüyoruz” dedi.
“Damat Tween” mağazalarının
sahibi ve uzun yıllar hazırgiyim ihracatı birliklerinde başkanlık
yapan Süleyman Orakçıoğlu, GESİAD'ın Almira Otel'deki
toplantısının konuğu oldu ve Bursalı işadamlarına konuştu.
Toplantıda GESİAD Başkan Ramazan Kaya dernek faaliyetleri
hakkında bilgi verirken, derneğin yeni üyeleri Kazım Bağcı,
Yusuf Katana, Recep İzmirli, Uğur Akın, Okan Sami Nahit, Emine
Uysal, Mustafa Akdemir, Murat Doğan ve Mustafa Demir'e üyelik
rozetleri takıldı.
GESİAD üyesi işadamlarına konuşan
Orakçıoğlu, en son 2015 yılında Giresun'da açılan ve 800
kişinin istihdam edildiği GİTESK'in tanıtım videosunu
izletti ve çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Dünya pazarında “marka”lı
olmanın önemine vurgu yapan Orakçıoğlu, ORKA Holding bünyesinde
bir yandan ihracat yaparken, bir yandan da yurt dışı mağazaları
hızla artırdıklarını söyledi. Hazır giyim ve konfeksiyon
sektöründe kilo başı ihracat değeri ortalamasının 12-16 dolar
olmasına rağmen kendi markalarında bu rakalım 65-110 dolara
çıktığını kaydeden Orakçıoğlu, bir yandan dünya çapında
mağaza açarken, bir yandan da internet üzerinden satış
yaptıklarını kaydetti. İnovasyona dikkat çekerken, leke tutmaz
gömlekler, radyasyondan koruyucu, bakır karışımlı kıyafetler
ürettiklerini kaydeden Orakçıoğlu, toplantı öncesi
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Sorular ve yanıtlar şöyle:
“- Bursa'lı işadamlarına
tekstil konusunda neler söylersiniz?
Türkiye'nin önü açık. Herşeyden
önce bunu söyleyeyim. Yeni nesil ihracatta kendimizi çok doğru
pozisyonlayabilirsek, gerçekten önümüz açık. Süleyman
Orakçıoğlu olarak sektörde 11 yıl başkanlık, başkan
yardımcılığı yaptım, yaşadıklarımız var. Girişimcilik
ödüllerim var. Dünya girişimcilik Akademisi'ne giren ilk Türk
ünvanım var. Sektörde öncülük yapan, liderlik yapan, markalı
ihracat ve tasarım ve koleksiyonla, yurt dışı mağazacılık
noktasında geldiğimiz bir yer var. 21. Dönem Mimar Sinan
Üniversitesi'nde marka yönetimi dersi veriyorum.
- Tekstildeki durumu nasıl
görüyorsunuz?
Zaman zaman sorunlar yaşıyoruz,
doğrusu. Ama dünyada rakiplerimize baktığımızda da gerçekten
rakiplerimiz yorgun. İtalya'ya, Fransa'ya bakıyoruz. Bunların
geçmişte hayal markalar olarak gördüğümüz, gıpta ile
baktığımız markaların enerjisinin düştüğünü ve yorgun
olduklarını görüyoruz. Bu sadece bizim hazırgiyimde, erkek
modasında, konfeksiyonda değil. Tekstilde de böyle. Fakat
herşeyden önce biz yeni bir heyecanla biz bu işi gelecek nesillere
sevdirmeliyiz. Ve onların bu işi sahiplenmeleri konusunda onların
önünü açmalıyız. Yapmamız gereken en önemli şey bu. Geçmiş
yıllarda tekstil mühendisliğini üniversitede gençler ilk
sıralara yazardı. Şimdi bu düştü. Nedenleri var, ama bunları
aşabilecek birikimlerimiz de var. Mesela kendi firmamıza
baktığımızda bu enerjiyi ve birikimi görebiliyoruz. Sadece
ihracat departmanımızda çalışan 30 arkadaşımız var ve bunlar
17 farklı dil biliyorlar. Her şeyden önce donanımlı olmalıyız.
Hangi işi yaparsak yapalım, donanım konusunda kendimizi
geliştirirsek başarı konusunda önümüz açık. Sadeleşelim
derken sıradan, farklılaşalım dernek acaip olmayacağız, işimizi
iyi yapacağız.
İTALYA'DA 9 GÜNDE 9 MAĞAZA...
- Marka ve inovasyon için neler
söylersiniz?
Hükümetin aldığı çok önemli
önmemli önlemler var. Kredi Garanti Fonu'nun finansman destekleri
vs. Bugün de bir reform paketi açıklandı. Hepsini
birleştirdiğimiz zaman biraz da görev ve sorumluluk bize düşüyor.
Bir aslında herşeyi bir şekilde yönetenlerden bekliyoruz. Halbuki
önce biz de kendimize güvenmeliyiz. İnanmalıyız ve 20 yıl önce
kendimizi karşılaştırdığımız zaman çok ilerde olduğumuzu
geliyoruz. Yani İtalya'da 9 günde 9 mağaza açabilecek konuma
gelebilmiş bir markayı bu ülke çıkarıyorsa... hatta bu sayıyı
biz bu yıl 21'e çıkarabileceğiz. Bunları yapabiliyorsak...
Güneşin doğduğu yerde, Avustralya'da da varız, burada da varız.
Kendi adımıza yurt dışında bu yıl açılacak, netleşmiş 62
mağazamız var. Bunun sayısı daha da artabilir. Bu sadece bizim
istememizle olmuyor. Markmıza dünyada duyulan ilgiyle oluyor. Her
yerden gelen bayiilik talepleri... Bir Türk markası olarak ben hem
Ermenistan'da varım, hem Azerbeycan'da varım. Aynı anda
Filistin'de varım, aynı anda İsrail'de varım. Demek ki ürünüm
bu pazarlarda bir bariyerle karşılaşmıyor. Yani ben önümüzün
açık olduğunu düşünüyorum.
- Başarının püf noktası nedir?
30 yıllk bir birikim ve inanmak var.
Herkes bugün markalaşmak konusunda birşeyler söylüyor. Ama biz
30 yıl önce kendi koleksiyonumuzu yapıp kendi markamızla dünyaya
satmaya başlamıştık. Bir anda olmuyor. Sabır gerektiriyor. İyi
bir ekip, iyi bir donanım, fırsatları da değerlendirmek lazım.
Yeniden söylüyorum. Dünyadaki rakiplerimin yorgun ve enerjileri
düşük. Biz kendi içimizdeki gündemden bunun farkına
varamıyoruz.
- Tekstilde Hindistan, Pakistan gibi
ülkeler büyük bir tehlike haline geldiği ve mevcut üretim
modelinin sınırına geldiğimiz düşünceleri var. Ne dersiniz?
- Yanlış hisse mi kapılmışlar?
Biz kazanalım, mazeret kazanmasın.
İşimizi iyi yapalım. Geçen hafta Madrid'de liderler
konferansındaydım. Orada bir arkadaşımızın söylediğini
aktarmak isterim. 1990'lı yıllarda mor inek yapmak modaydı.
Bunu yaparsan, farklı olursan farke diliyordu. Şimdi mor inek
yapmak yerine işini iyi yapmak gerekiyor. Bu dönem böyle.
- İç pazardaki konumuzu yeterli
görüyor musunuz?
Önemli oran rekabet konusunda
yurt içi ve dışarısı diye ayırmamak... Hem içeride hem
dışarıda başarılı olmaya çalışmak esas. Dışarıda belki
deneyim kazanıyorsunuz. İçeride hareket kazanıyorsunuz. Rekabet
konusunda da ülkeye gelen markalardan korkmuyorsunuz. Birçoğunun
da, kendi işimiz açısından söyleyeyim, gelip istedikleri sonucu
alamadan döndüklerini de görüyoruz
- İç piyasada talep
daralmasından söz ediliyor...
Performans açısından Ocak ve Şubat
aylarında iç piyasada bir düşme vardı. Tabi bunun başka
nedenleri de var. Merkez Bankası'nın emisyonu yüzde 40'a yakın
daraltması en büyük nedenlerinden birisiydi. Merkez Bankası'nın
amacı da enflasyonu düşürmekti. Ama Mart ve Nisan aylarında bir
hereketlenme olduğunu gözlüyoruz. Hükümetin aldığı önlemlerle
ben bu hareketlenmenin önümüzdeki aylarda da devam edeceğini
düşünüyorum.
- Moda ve tasarımda başarıyı
nasıl yakalıyorsunuz?
Bir tasarım ekibimiz var. 15 yıl önce
de dünyada çok önemli markalara tasaarımcılık yapmış olan
firmalarla çalıştık. Dünya çapında başarılı bir tasarım
ekibimiz var. Dünyadaki trend şu: sade, lüks ve ulaşılabilir
olmak. Herşeyin en kalitelisini üreteceksiniz, tasarım ve sunum
anlamında da mağaza için görselleri vs. yapacaksınız. Fiyat
olarak da ulaşılabilir olacaksınız. Bizim ana stratejimiz
tamamen bu.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder