Yabancı sermaye yatırımının sağladığı imtiyazlarla, sırtını Uluslararası Tahkim Kurumlarına ve siyasi iktidara dayayıp mahkeme kararlarını yok sayan maden şirketleri yöre halkının yaşamını eziyete çevirmeye başladı.
Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı
Kirazlıyayla köyünde (mahalle) bir grup kadın bugün Kamışlı Sulama Göleti’nden
bahçelerini sulamada ısrar ettikleri ve maden şirketi görevlilerine
direndikleri gerekçesiyle hâkim karşısına çıktı.
Duruşmada ifadesi alınan sanıklar beton mikserinin atıklarının sulama amaçlı kullandıkları gölet suyuna dökülmesine itiraz ettiklerini söylerken, fiziki şiddet ve darp iddialarını yalanladılar. Davacı avukatları güvenlik görevlilerinin “Üzerimize taşlarla sopalarla saldırdılar, kan revan içinde kaldık, canımızı zor kurtardık” sözlerini aktarırken, duruşma hakimi şikayetçilerin mahkemeye maddi delil sunmalarını istedi ve duruşmayı 11 Haziran 2021’ye erteledi.
Kirazlıyayla köyünden vatandaşlar destek için Adliye
binası önünde beklerken, davayı CHP, İyi Parti ve Çevre Platformu
temsilcilerinden oluşan bir grup da izledi.
Maden şirketinin sulama göletine beton artığı dökerek
kirletmesine karşı çıktıkları, maden şirketin faaliyetini engellemeye
çalıştıkları, maden şirketinin güvenlik görevlilerini darp ettikleri iddiası
ile jandarma tarafından gözaltına alınan kadınlar, “denetimli serbestlik”ten
yararlanarak serbest bırakılmış, ancak tarla ve bahçelerine her gidiş için
jandarmaya imza vermişlerdi.
Köylüler dertli, öfkeli…
İletişim kurabildiğimiz köylüler maden şirketinin daha
şimdiden köyü susuz bırakmaya başladığını, sulama göletine el koyduğunu,
kuruttuğunu, şirketin açtığı sondajlar yüzünden su kaynaklarının kuruduğunu
anlattılar.
Köylülerin şikayetlerinden bazıları şöyle:
“- Suyumuzu, yolumuzu kestiler. Bahçelerimizi sulayamadık. Sulama olmayınca mahsul alamadık. Bizim köyün yoluna asfalt yapılmazken şirkete otoyol gibi yol yapıldı.”
“- Su almaya gittiğimiz Kamışlıgöl yolunu Albay’larının
söz vermesine rağmen jandarmalar kapattılar.
Şu anda fidanlarımızı, domates biberimizi sulayamıyoruz. Göletten su
alamıyoruz. Köylü tepki gösterince jandarma gelip bize baskı kurmaya çalışıyor.
Biz devletimize karşı değiliz, maden şirketine, haksızlığa karşıyız.”
“- Valiyle kaymakamla
görüşemiyoruz. Bizi kabul etmiyorlar.
Belediye başkanı (isim veriyor) köyü
sattı. Oy verdik, seçtik, şimdi niye bizim yanımızda değil.”
Görüştüğümüz köylüler Bursa’daki akademik odaların ve
STK’ların açtığı davada mahkemenin maden faaliyetinde “Yürütmeyi durdurma
kararı” verdiğini, ancak maden faaliyetinin aralıksız devam ettiğini
söylediler.
‘Ey Güzel Devletimiz…’
Kirazlıyayla mahallesinde maden şirketine öfke sokaklara
yansımış. Köyün meydanında dikkat çeken bir pankartta şöyle yazıyor:
“Ey Bizim Güzel Devletimiz Köyümüze Dokunma Huzurumuzu
Bozma!”
Kirazlıyayla’da maden sondajının başlamasından bu yana
maden şirketi ile bölge halkı arasında gerginlik hiç bitmemiş. Köylüler
defalarca protesto gösterisi yapmış. Her seferinde jandarma müdahale etmiş.
Köyün erkeklerinin artık gösterilere katılmaktan yılmaya başladığı, daha çok
kadınların öne çıktığı ifade ediliyor.
Kirazlıyayla köylüleri bu yüzden jandarmaya kırgın görünüyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir köylü durumu şöyle açıkladı:
“Biz devletine, milletine, hükümetine yürekten bağlı
insanlarız. Açık söyleyeyim bu köyde Ak Partiden başka partiye oy çıkmadı. Ama
hep hayal kırıklığı yaşıyoruz. Biz maden olmasın, çıkmasın da demiyoruz. Ama
burada yaşamaya devam etmek istiyoruz. Jandarma burada mağdur olan bizim değil,
huzurumuzu bozan, bizi susuz bırakan gavurun maden şirketini koruyor...
Karakola götürülen kadınları tehdit etmişler. Bu madene karşı çıkarsanız
kocalarınız, çoluğunuz çoğunuz mimlenir, yedi ceddiniz devlet kapısında iş
bulamaz”…
Maden Zenginleştirme Tesisi
Kirazlıyayla’daki maden faaliyetinin öyküsü şöyle:
Saha Yenişehir’e 14, Gemlik limanına 76 km uzaklıkta.
Meyra Madencilik adlı firma “Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık
Barajı Projesi” için Reşadiye köyüne uzanan geniş bir arazide maden çıkarma
ruhsatı almış.
Projenin sahibi Meyra Madencilik, üç mühendis tarafından
2012’de kurulup, 2013’de bu bölgede kurşun, çinko ve bakır ocağı bulur. Bir yıl
sonra yasal izinlerini tamamlayıp maden cevheri üretip satmaya başlar. 2017’de
kurşun, çinko, bakır potansiyelinin büyük olduğu sonucuna varılır.
Artık kazanılacak para büyüktür ve şirket yabancılara
satış kıvamına gelmiştir!
2018’de şirketin yüzde 60 hissesi Delta Star Enerji ve
Madencilik A.Ş’ye geçer. Artık Meyra, Lübnan kökenli uluslararası Delta
Group’un bir firmasıdır.
Meyra’nın sitesinde firmanın hedefi şöyle anlatılıyor:
“Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla, Bursa Yenişehir de başlatmış
olduğu kurşun, çinko ve bakır madenciliği…”
“Ülkemizin maden zenginliğini yeryüzüne çıkarmak,
ekonomiye kazandırmak ve ülkenin sanayi ürünlerinde dışa bağımlılığını azaltmak
amacı ile..”
Şirketin sahibi…
Delta Group’un, dolayısıyla Meyra Madencilik’in patronu
Mehmet Habbab, Lübnan kökenli olmakla birlikte ABD’de yetişir, iş hayatına
1970’de ABD firması Smith Corona adı ile büro ekipman şirketi kurarak başlar.
On sene içinde Türkiye pazarına girer.
1980’lerin başında Delta Petroleum Co. şirketini kurarak petrol ve gaz işine girer. Akdeniz’de ve Karadeniz’de büyür, depoları, tankerleri, Türkiye’de yüzden fazla akaryakıt istasyonu ile lider petrol hizmet ve ticaret şirketlerinden biri olur. 1985 yılından bu yana Irak’ın ana tedarikçilerinden biridir. 2012 yılında Türkiye’de madencilik işine girer, krom madenciliğinde ilk on şirketten birisi olur.
Mehmet Habbab, bürokrasi ve iş dünyasında çevre edinir.
DEIK’teki Türk-BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) İşadamları Konseyi Başkanlığı,
Türk-Lübnan İşadamları Konseyi Başkan Yardımcılığı, Orta Doğu İşadamları
Konseyi Başkan Yardımcılığı görevlerini yapar. Türk-Arap İşadamları Federasyonu
Başkanı olur. Delta’nın CEO’su Sami Habbab, 2018’de Meyra Madencilik’te iş başı
yapar.
Tesiste ne yapılacak?
Kirazlıyayla’da köyün kapladığı alandan daha fazla alanda
maden çıkarılıyor. Şimdi buraya “Zenginleştirme ve Flotasyon Tesisi” inşaatına
başlandı. Yani bölgeden Bakır, Kurşun ve Çinko madeni çıkarılacak, açık ocak
sistemi ile, yüzde 99’a kadar saflaştırılacak.
Maden cevheri taşından toprağından arındırılarak
saflaştırılıp maden cevheri olarak başta Çin olmak üzere dünya pazarına
satılacak.
Binlerce ton taşın toprağın içinden bakır, çinko ve
kurşun cevherinin ayıklanması işi de anlaşılan su ile yapılacak. Köylülerin
susuzluktan yakınmalarının nedeni de bu. Zira, bölgede su kaynakları azalmış,
sulama göleti kurumuş durumda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder