5 Aralık 2011 Pazartesi

Zorunlu askerlik fakire kaldı!


Kendimi bildim bileli, erkek sohbetlerinin konusu aynı: “askerlik hikayeleri”. İki erkek bir araya gelmeye görsün, laf kadın kız muhabbetinden dönüp dolaşıp askerliğe gelir ve bıkıp usanmadan konuşuruz. Komutandan yediğimiz dayağı, işittiğimiz küfrü bile iştahla anlatırız. Şimdi “adalet ve kalkınma” hükümeti, 30 bin lirayı bastıran zengin çocukları için zorunlu askerliği kaldırarak, geyik ortamlar için tam bir adaletsiz durum yarattı... 


Asker elbisesi giymemek, eline bir silah bile almamak, anlatacak askerlik hikâyesi olmamak… 
Şu zengin, paralı aile çocuklarının düştüğü duruma çok üzülüyorum… 
Zavallılar, artık erkek meclisinde tık laf edemeyecek, erkeklerin bulunduğu yerlere sokulmaya çekinecek, erkek sohbetine katılamayacak, iki laf etmeye yüzleri olmayacak! 
Şaka bir yana, “zorunlu askerlik” zengin için fiilen kaldırıldı...
Adı bile konulmadan ve adaletsizliklerle.
“Bedelli”, ne bizim toplumsal kültür ve geleneklerimize uyuyor, ne de sanıldığı gibi AB’ye…
Bedelli,  “Mehmetçik” kültürümüze kocaman bir darbe vuruyor.
Ayrıca soruyorum, hangi Avrupa ülkesinde “Ya bedava askerlik yapacaksın ya da şu kadar para vereceksin” diye bir uygulama var?
Gerçek şu ki, devletler kalabalık askerler beslemek istemiyor.
Ülke kalkınmasının yolu, askeri harcamaları kısmak, parayı askere, silaha değil eğitime, sanayiye, bilime, teknolojiye, kalkınmaya vs. ayırmaktan geçiyor.
Askerliğin “vatan borcu” sayıldığı dönemler geride kaldı.  Artık, bir vatandaşın ülkesi için yapacağı en iyi şey, eline silah almak değil.
Dev askeri bütçeler, kalkınmanın önünde bir engel olarak görülüyor. ABD gibi silah üretimini ekonomisinin can damarlarından birisi haline getiren, onunla para kazanan birkaç ülkeyi bir kenara bırakırsanız, herkes askeri harcamaları kısmak, refaha, üretime, bilime, eğitim ve sağlığa daha çok kaynak ayırmak istiyor. 
Türkiye’de bu sürece katılmak durumunda.
Ve askerlik süreleri kısalıyor. Hiç birimiz babamızdan, dedemizden dinlediğimiz gibi 5-10 sene askerlik yapmadık. Benim devremde kısa dönem 8, uzun dönem 18 aydı. Şimdi kısa 6 ay, uzun dönem 15 ay. 15 ayın ilk etapta 9 aya, ardından 6 aya düşürülmesinin hükümet kanadında hazırlık yapıldığını biliyoruz. 
Ve… zorunlu askerlik tamamen kaldırılacak, “profesyonel-paralı askerlik” gelecek.
Bakınız, zorunlu askerliğin kalktığı ülkelerden bazıları ve kaldırılma tarihleri şöyle:
ABD (1973), Belçika (1994), İngiltere (1960), Bosna Hersek (2006), Bulgaristan (2008),  Fransa (2001), Hırvatistan (2008), Hollanda (1997), İspanya (2001), İsveç (2010), İtalya (2004), Litvanya (2006), Macaristan (2004), Lübnan (2007), Polonya (2008), Romanya (2007),  Portekiz (2004), Slovenya (2003).
18 aylık askerlik sadece  Cezayir, İsrail, Kuzey Kore gibi ülkelerde kaldı.
Ayrıca zorunlu asker illa da silah altında olmak anlamına gelmiyor. Zorunlu askerlik olan ülkeler  “sivil alternatif hizmet” seçeneği sunuyor. Vatandaş kendi meslek alanında bir işte çalıştırılarak da, asker elbisesi giymeden askerlik yapmış sayılıyor. Çalışırken parasını alıyor ve normal askerlik süresi bitince ayrılıyor.
Genelkurmay, personel sayısını açıkladı. Buna göre, TSK, general/amiral (365), subay (39 bin 975), astsubay (95 bin 824), uzman jandarma (24 bin 700), uzman erbaş (40 bin 515),  yedek subay (6 bin 829), erbaş/er (458 bin 368) ve sivil memur/işçi (53 bin 424) olmak üzere toplam 720 bin kişiden oluşuyor.
Yani, her bin TC vatandaşından 10’u asker!
 “Asker millet” olmakla övünmek mi gerekiyor,  bilmiyorum.
Ama durumun AB’ye ters olduğu muhakkak. AB’de asker sayısının ülke nüfusuna oranı binde 1,4 (İsveç) ile 5,8 (Fransa) arasında değişiyor. Koskoca Almanya, asker sayısını 150 bine düşürmeyi planlıyor. Tabi Yunanistan’ı (yüzde 14) bir istisna olarak ayırmak gerekiyor. Kriz jetonun düşmesini sağladı, komşu, zorunu askerliği 2012’de kaldıracak. 
Unutmadan, “terör” çevresinde yaratılmaya çalışılan hassasiyetlerin içinin boş olduğu da kanıtlandı bence. Gerçi çözüm siyaset, hukuk, demokrasi içinde değil,  şiddet ve “bastırma”da aranıyor. Ama yönetim bu işi “mehmetçik” ile değil polis ve asker “özel” birliklerle halletmeye hazırlanıyor.  Tabi bu durumda, adı konulmamış kardeş kavgasında yer almayı vicdani açıdan reddetmek isteyenlere, vicdanlarını rahatlatacak bir formül de şaşırtıcı olmayacaktır.  
İyi pazarlar…

 

05 ARALIK 2011, Pazartesi 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder