Yunanistan “iflas” noktasından kritik bir dönüş yaptı. Vatandaşın şiddetli tepkisine rağmen, AB’nin “karantina” korkusu altında yapılan oylamada, meclis yeni “kemer sıkma” politikalarını kabul etti. Hükümet, ipleri AB’nin eline teslim etme ile “rahatlarken”, Yunan halkı büyük bir yükün altında girdi. |
Yaşananları daha “damardan” anlayabilmek için, bu hafta sizlerle, Fransız Le Monde gazetesinde yayımlanan bir yazıda yer verilen vatandaş görüşlerini paylaşmak istiyorum. Alın size sahici vatandaşların hali pürmelali:
Fotini (32 yaşında, evli, iki çocuklu):
“Hükümetin kemer sıkma tedbirlerinin ailem üzerindeki somut etkisine tanık oldum: Benim ücretim (bin 400 Euro) yüzde 40, kocamın ücreti (bin 300 Euro) yüzde 20 azalması; bütün mal ve hizmetler fiyatlarının artması. Benzin, gıda, ulaşım… Kız kardeşim Atina Politeknik mezunu, işsiz. Büyük kızım 2,5 yaşında, belediye kreşinde yer yok. Özel kreşlere kaydettirmek için ayda 500 ödemek lazım. Ev kiramız 600 Euro, o değişmedi. Ama bütün bu sabit harcamalar yapıldıktan sonra bize yaşamak için ayda 300 Euro kalıyor. Tekdüze, yetersiz ve yolsuzluğa bulaşmış politikacılardan bıktım, seçmenlerden de. Uluslararası kara bulutlar beni korkutuyor. Çıkarlara kurban olmak, herkesi hayal kırıklığına uğratıyor.”
Sophie (22 yaşında, öğrenci):
“Atina Üniversitesi’nde iktisat okuyorum. 3 yabancı dil biliyorum. Ailem Peloponnese’de, bu yüzden ayda 350 Euro ev kirası vermek zorundayım. Okul ücretsiz ama masraflı, kendim halletmem gerekiyor. Okula düzenli gidemiyorum, bir kafede saati 5 Euro’ya çalışıyorum. Şimdi bir muhasebe bürosunda staja başladım, haftada 40 saat. Aylık 300 Euro alıyorum. Bu çalışmaya göre az, ama, hiç yoktan iyidir. Birçok arkadaşım hiç iş bulamadı. Benim kuşağım hem okuyor, hem de çalışıyor. Geleceğe ilişkin kimse umutlu değil.
Zor durumdayız, zira hükümetin tedbirleri halkı düşünmüyor. Annem ve babam emekliler. Artık ikisinin maaşından birisi ev kirasına gidiyor. Düşünebiliyor musunuz, ayda sadece 300 Euro’ya yaşıyorlar ve tabi çocuklarıyla beraber yaşamak durumundalar. Tabi bu da zor.”
Mihalis (46 yaşında, çevirmen, evli, iki çocuklu):
“40 senedir sözde sosyalist Pasok ile sağ arasında bir kayıkçı kavgası sürüyor. Ortalama bir Yunan ailesi düş kırıklığına uğramış durumda. Eşim ve ben çevirmeniz. Günde 12 saat çalışıyoruz. Ama kazandığımız para aylık bin 600 Euro. Ben 350, eşim 300 Euro sigorta primi ödüyoruz. Ev kirası 300 Euro. Sonuçta 4 kişilik bir aileye 650 Euro kalıyor. İyi ki çocuklarımız öğrenci değil. Ama gıda, benzin… Ve bize vergilerin artmasından söz ediyorlar. Sadece biz değiliz böyle, gerçekten çok zor.“
Kostas (Fransız kökenli, turizmci):
“Bu yeni önlemler gerçekten haksız. Olmuş iş değil. Daha kötüsü, ekonomide bir resesyon körüklüyor, firmalar kapanıyor, sonuçta devlet vergi kaybediyor. Gelirler üzerindeki vergiler artırılıyor. Herkes, vergiyi artırırsak eskisi gibi işler yürür, sadece vergimiz artar sanıyor. Halbuki çark dönmüyor, her şey dolaylı vergi üzerinde gidiyor. Örneğin benzinde KDV artışı 1,7 Euro’ya ulaştı. Hepsi dar gelirlileri vuruyor. Ücretliler, emekliler ÖTV’ler ile sürekli satın alma güçlerini kaybediyorlar. KDV yüzde 23’lere çıktı. Kaçakçılara ne zaman bunlar ödetilecek? Halkın parasını çarçur eden para ve ekonomi yönetimi ne zaman yargılanacak, hesap verecek? Asla. Çünkü onlar hükümetteler. İktidarda hangi parti olursa olsun. İşsizlik yüzde 20’yi geçip KOBİ’ler kapanınca, onun faturası kime kalacak?”
Katia (Grevci değil, bürosundan olanları izliyor):
“Bugün genel grev. Parlamentonun karşısında, Anayasa Meydanı’na 100 metre uzaktaki işyerimde çalışıyorum. Şu anda düşen bir gaz bombasını görüyorum. İnsanlar bağırıyor ve bu, ülkemin geleceği açısından yüreğimi kanatıyor. Yarın, yeni bir kemer sıkma paketi mecliste oylanacak (Bu oylama yapıldı, Troyka’nın paketi onaylandı, 110 milyar Euro’luk paketin ilk 12 milyar Euro’su onaylandı) gündelik hayatta daha çok ve katı vergiler geliyor. İşsizlik, güvensizlik, belirsizlik, özellikle genel bir bunalım ve son sosyal kazanımların ortadan kaldırılması… Ben devlete saygıyı öğrendim. Cumhuriyete, fırsat eşitliğine, kamu hizmetine… Yunanistan’da müşteri mantığı ve rüşvet kral… Peki toplumun en zayıf katmanları eriyip tükenmeden nasıl esenliğe çıkılabilir? Bu nasıl dizginsiz kemer sıkmadır, sadece kredi verenler yararına… Ruhsal sorunlar, intihar oranları.. Evsizlik patladı Yunanistan’da. Değer mi hiç. Gelecek ne? Fransız Marine Le Pen ve aşırı sağcı LAOS partisi dışında Avrupa’da geleceğimiz nerede? Ben şimdi üç yaşındaki kızıma akşam eve dönünce ne diyeceğim. Annesi işyerinde dışarıdaki kalabalığı gördü ve ne yapacağını bilemedi. Önereceğimiz bir başka yol yok mu? Yunanistan otuz yıldır imkânlarının ötesinde yaşadı. Şimdi ne tür bir çözüm ortaya çıkacak.”
İyi pazarlar.
18 Temmuz 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder