26 Mayıs 2012 Cumartesi

Sıkı 'kemer' Avrupa’yı geriyor!




“Medeniyetin beşiği” saydığımız Avrupa’da neler oluyor? AB’nin patronları sorunları çözmekten aciz hale mi geldi? Yoksa yaygınlaşan kemer sıkma politikaları ile hep zenginlerin yararına “tek kale maç” devrinin sonuna mı gelindi?



Küresel kriz ve “borç krizi” ardından Avrupa’da peş peşe “Kemal Derviş” tipi hükümetler kurulmuştu. Hepimiz de, “Tamam, IMF, Avrupa Merkez Bankası’nın reçeteleri eksiksiz uygulanacak, krizler bitecek” demiştik.
Ama işler hiç iyi gitmiyor.
IMF, İtalya’da teknokrat hükûmetin Başbakanı Mario Monti’nin ekonomi politikasını “Avrupa için örnek bir model” diye nitelendirdi.
IMF Temsilcisi Moghadam, İtalyanlara “gardı düşürmeyin” çağrısı yaptı ve kemer sıkmaya devam mesajı verdi.
Ancak Avrupa’nın patronları Yunanistan’dan çok rahatsız…
Almanya Maliye Bakanı W. Schauble sandıktan çıkan tablodan rahatsızlığını dile getirdi ve hükümeti kuramayan bir Yunanistan ile “mali yardımı görüşemeyeceklerini” açıkladı.
Tabi haftanın en önemli olayı Fransa’nın sosyalist, kimine göre “reformcu sol” başkanı François Hollande’ın Merkel ile görüşmesiydi. Merkel, zenginlerden daha fazla vergi alacağını açıklamasından itibaren Hollande’a tepkiliydi. AB televizyonlarından naklen yayımlanan ilk zirve gayet “resmi” hitaplarla geçti.
İki şey öne çıktı: Hollande’ın “ekonomik büyüme” sloganı ve Yunanistan kaygısı.
Hollande, kemer sıkma politikalarına muhalefet ederek seçilmişti,  “Büyümeyi gerçekleştiremezsek, ekonomide hedeflerimize ulaşamayız” dedi. Merkel ise kemer sıkma politikalarında ısrarcı. Hollande’ın ajandasında yıllık geliri 1 milyon Euro’nun üzerinde olanlardan yüzde 75 vergi alma, kendisi ve bakanların maaşlarında yüzde 30 indirim, akaryakıt zamlarını bloke etme, eğitime yatırım vs. var. Uygulamayı göreceğiz. 
Yunanistan da Euro’da tutularak, “kurtarılacak”.
Maliye ve Ekonomi Bakanı François Baroin, Yunanistan’ın Euro’dan çıkmasının Fransa’ya tam 50 milyar Euro’ya patlayacağını açıkladı…
IMF’nın Fransız başkanı Christine Lagarde da aynı fikirde. 
Baroin ayrıca Yunanistan’da “siyasi istikrar”ı gözeteceklerini belirtti, açıkça IMF ve diğer alacaklılarla iyi geçinen bir hükümete işaret etti.
Şimdi Hollande ile bu yaklaşım değişir mi bilmem, ama kişisel olarak, Almanya gibi Fransa’nın da Yunanistan’daki alacaklarından feragat edeceğini hiç sanmam…
Yunanistan’da, devletin başındaki Carolos Papoulias, kimseye hükümet kurduramıyor. 
AB’de sağ iktidarların tek çözüm olarak sunduğu kemer sıkma politikasına ilk tokadı Yunanistan atıyor. Bu tokat, AB’nin iki patronu Hollande ve Merkel arasında çatlak yaratırsa şaşırmamalı.
Anlaşılan o ki, artık bu maç tek kale oynanmayacak… Meydan sadece “kemer sıkıcıların” değil…
Küresel içerikli krizlerden tek çıkış yolu olarak “mali disiplin”, “kemer sıkma” gören uluslararası finans güçleri ve neoliberaller, örneğin Yunanistan’da hayli terliyor. Zira Yunanistan’da radikal sol koalisyon SYRIZA, yüzde 17’ye yakın oyla ikinci parti oldu, gelecek seçimin de favorisi. SYRIZA, IMF’ye, AB yönetimine kafa tutuyor ve kemer sıkma reçetelerine uymayacağını söylüyor. SYRIZA, Euro’dan ayrılmak istemiyor, ama AB patronlarına 130 milyar Euro’yu ödemeye razı değil. 
AB patronları için kabus şu: 
Ya, Yunanistan kalkıp, ödeyemediği borçlar için, ‘Üzerine birer bardak ayran için. Bugüne kadar sömürdüklerinize sayın. Ödeyemiyorum işte, canımı mı alacaksınız’ derse!
Tarihte olmamış iş değil… Arjantin’i hatırlayalım.
Aslında Yunanistan’da batacak birkaç yüz milyar Euro AB’yi sallamaz. Zira bu ülkenin AB ekonomisindeki ağırlığı sadece yüzde 2. 
Galiba asıl korkulan, krizdeki ülkelerde kabaran ve krizden büyükleri sorumlu tutan kamuoyu tepkisi…
İyi pazarlar
.

 20 MAYIS 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder