Tarım ve hayvancılık maalesef politikasızlıkların, plansızlıkların kurbanı olmaya devam ediyor. Fiyatları frenlemek adına iki de bir et veya canlı hayvan ithalatına yönelen iktidar, bu yıl ilk kez kaba yem (saman ve ot) ithalatı yapılacağını açıkladı. Kulağa hoş geliyor, ama ot ithalatının sonucu et ithalatından farklı olacağa benzemiyor. |
Ot, saman gibi kuru kaba yemlerinin ithalatı kulağa hoş geliyor. Madem memlekette kuraklık var, yeterli ot ve saman yok, olan da pahalı satılıyor; o zaman hem üreticiyi hem de sonuçta et fiyatları ile tüketiciyi korumak için en zekice yollardan birisi yem ithalatıdır…
Ancak gelişmeler, olayın pek de bu şekilde olmayacağını gösteriyor.
Öncelikle, bu olayın Kurban Bayramı arifesine denk getirilmesi çok manidar. Malum, her yıl bu aylarda et fiyatları bir şekilde artar... Hükümetler de durumdan vazife çıkarıp tak diye ithalatı dayar!
Et ithalatı kamuoyunda tepki görüyor.
Önce vatandaş, tüketici, ithal etin kalitesinden şüpheli. Kasaplarda ithal et deyince insanlar kaçıyor. Hayvanların (örneğin kısırlaştırılmış erkek sığırların) kurban olup olmayacağı konusunda kafalar karışık.
Yetiştiriciler de tepkili. Hatırlarsınız geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda İstanbul’da kurbanlık sığır yetiştiricileri protesto gösterisi yaptı. Anadolu’nun çeşitli kentlerinden İstanbul’a getirilen hayvanların önemli bir bölümü satılamadı ve insanlar büyük bir moral kırıklığı içinde hayvanları kamyona yükleyip evlerine döndüler.
Angus cinsi sığırlar vatan haini oldu!
Peki bu yıl Kurban Bayramı için canlı hayvan ithal edilmeyecek mi?
Anlaşılan bunun illa da resmi açıklamalarla olması gerekmiyor. Geçtiğimiz hafta örneğin devasa büyüklükteki iki gemi ile Avustralya’dan 70 bin civarında canlı hayvan getirildi, Tekirdağ Limanı ve çevresi kokudan ağıla, ahıra döndü.
Avustralya özellikle koyun açısından dünya lideri. Hiç kuşkunuz olmasın et ve canlı hayvan fiyatları da bizdekinin en az yarısıdır. Nasıl olmasın ki, Avustralya’da arazi geniş. Devlet bu işi planlamış, büyük çiftliklerin oluşmasını sağlamış. Meralar ıslah edilmiş. Otun yeşili de kurusu da bol… Çiftliklerde bizdeki gibi 40-50 koyun değil, asgari 3-5 bin koyun bakılıyor. Ucuz et mucizesinin sırrı zaten bu. Yani ithalat ile eti ucuzlatma girişimi sadece hokkabazlık girişimdir…
Bu yıl pazarlarda Avustralya’dan getirilen kurbanlık koyunlar kaç liraya satılacak, göreceğiz. Ama hayvancılığa tek kuruşluk katkısı olmayacağı kesin.
Ot ve samana dönersek…
Ucuz kaba yem ithalatı kararnamesinin hala Cumhurbaşkanlığında bekletilmesi çok ilginç.Zira, ot ve saman sezonu çoktan geçti. Türkiye’de ot biçme ve ekin hasadı normalde Temmuz ayında biter. Eylül ayının başında insanlar otunu samanını çoktan tarladan alıp deposuna koymuştur.
Fiyatlar fırladı bile. Geçen kış tanesi 4-5 liraya satılan bir balya saman (20 kilo civarında) şimdi 7 liraya çıkmış. Patozlanmış ekin samanının tonu 400 lira olmuş. Yemlik arpanın ton fiyatı 550 liradan 600 liraya çıkmış. Kuru samanın tonu 450, yemlik arpanın tonu 600 lira…8-9 liraya satılan yonca balyası fırlamış 15 liraya.
Bakanlık, ot ve yem ithalatının Rusya ve Balkan ülkelerinden yapılmasını planlıyor. Bu ülkeler mera alanlarını iyi ıslah etmiş oldukları ve işletme büyüklükleri fazla olduğu için çiftçiler kuru ota pek para vermezler.
Kuraklık bu ülkelere hiç uğramamış mıdır? Kuru ot satışına ne kadar yaklaşırlar, bilmiyoruz. Ama en azından mevsim itibariyle ithalattaki gecikme fiyata zam olarak yansıyacaktır. Umarız, yem ithalatı kararnamesi Cumhurbaşkanı Gül’ün kulak rahatsızlığına kurban gitmez.
Dayatılan şey şu: Ya et ithal edeceğiz, ya da ot!
Ama sonuç değişmeyecek. Nasıl ki, et/canlı hayvan ithalatı sadece birilerinin cebini doldurdu; “ucuz ot ithal edeceğiz, et fiyatları ucuzlayacak” beklentisi de boşa çıkacak.
Hodri meydan! Kurban’a yaklaşık iki ay var. Yapın da görelim…
İyi pazarlar
.
.
03 Eylul 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder