31 Ekim 2012 Çarşamba

Bezirganın gözü kurban pastasında!

Kurban Bayramı’na sayılı günler kaldı. Şaire “Can derdinde koyun/ Et derdinde kasap” dedirten manzaralar geliyor… Ama gelin biz, Kurban Bayramı ile yaratılan ekonomiye ve kurbanlık hayvan yetiştiricilerini bu yıl da kurban etmeye hazırlanan ithalat lobisine bakalım... 


Kurban toplumumuzun en güzel geleneklerinden birisi. Yılda birkaç günlüğüne de olsa karnı tok olanların aç insanları düşünmesi, onlara et dağıtması; adalet duygusunu hissetme açısından çok güzel.
Ayrıca kurban kesme salt bir ibadet olmaktan çıkmış. İnsanlar zengin de olsa fakir de olsa kendisini mutlaka kurban kesmek durumunda hissediyor. Çoğu insanın, maddi olanakları hiç de elverişli olmadığı halde, sırf aile fertlerini “kurban eti gözler” hale getirmemek, “komşudan aşağı kalmamak için” borç parayla da olsa bir kurban kestiğini biliyoruz.  
Öte yandan kurban,  çok da büyük bir ekonomi yaratmış duruma. Özeti şu:  
Türkiye’de son verilere göre, 11 milyon civarında sığır25 milyon civarında da koyun ve keçi var. Hayvan varlığı yıldan yıla, toplam olarak azalıyor. Anadolu’da geleneksel aile işletmeleri terk edilirken, büyük sermayeli işletmeler, çiftlikler çoğalıyor. Büyük işletmeler genelde sığır yetiştiriyor. Koyunculukta hala mera ve köy tipi üretim yaygın.   
Kurbanda her yıl kabaca 1 milyon civarında sığır, 3-4 milyon civarında da koyun kesiliyor.  
Bu nedenle hayvan üreticileri için bayram çok önemli. Yetiştiriciler, kurbanlık boğa, koç vs. yetiştirir ve toplu satışla en büyük hâsılatı kurbanda yaparlar.
Şimdi gelelim, üreticiyi kurban etme politikalarına….
Bakınız her bayram öncesinde et fiyatları yükselmeye başlar…
Hükümetler de “vatandaşa ucuz kurbanlık sağlamak” bahanesiyle hemen ithalat silahını çeker…
Hükümet ithalat iznini açıklar açıklamaz, zaten lobiler harekete geçmiştir ve limanlara yüz binlerce hayvan yığarlar…
Son iki yılda yaklaşık 1 milyon kuzu, 800 bin adet de sığır ithal edildi.
Geçen yıl, çoğu Trakya bölgesinde satışa çıkarılan ithal hayvanların bir bölümü firmaların elinde kaldı, sonradan Et Balık Kurumu’na kestirildi.
Bu yıl hükümet bir cinlik yaptı ve “et değil ot ithal edeceğiz” dedi. Her nedense henüz ot ithalatı başlamadı, ama yüz binlerce koyun ve sığır yine gemilerle ithal edildi.  
Amaçları, “vatandaşa ucuz kurban satışı” imiş!
Siz bunu külahıma anlatın!
Tek derdiniz, kurbanlık pazarında oluşan pastanın en büyük dilimini götürmek!
Avustralya’dan, eski sosyalist ülkelerden veya Afrika’dan getirilen hayvanlar Türkiye’deki fiyatların neredeyse 3’te bir fiyatına alınıyor. Örneğin en yakın komşuda, Bulgaristan’da koyunun tanesi 100 dolar. Keza Avustralya’da 100 doları verdiğin zaman koçun kralını alıyorsun.
Bu ülkeler nasıl oluyor da Türkiye’nin üçte, hatta dörtte bir fiyatına ucuz koyun üretebiliyor?
Nasıl oluyor da etin kilosu Almanya’da 4-5 Euro iken bizde 10 Euro oluyor?
Onlar yapıyor da neden Türkiye yapamasın?
Türkiye’de insanların ucuz et yemesi için neler yapmalıyız?
İthalat lobisi bunlarla katiyen ilgilenmez!
Onların tek bildiği para kazanmaktır. “Para sihirbazı”dır onlar.
Hükümetler de bilerek veya bilmeyerek bu politikalara alet olur.
Bu yıl yine tezgâh hazır. Kurban Bayramı öncesinde koyun fiyatları 500-800, sığır fiyatları da 2-7 bin lira arasında dolaşıyor.
İş artık “Kurbanlık hayvan” satışından çıktı, et satışına döndü... Hayvan gebeymiş, sakatmış, kısırlaştırılmışmış, körpeymiş, İslam dinine göre kurbanlık sayılmazmış, umurlarında değil.
Diyanetten fetva çıkarırlar olur biter!
Canlı hayvan kilo fiyatları koyunda 11-14 lira, sığırda da 10-12 lira.
Şimdi tek dertleri kilosu 4-5 liraya ithal ettikleri hayvanları, en az iki katı fiyata satmak...
Meralar kurak gitmiş, ot yem maliyetleri şuymuş, bu gidişle hayvancılık çökecekmiş…
Bu onları hiç ilgilendirmez…
Ben “İthal kurbanlık alma, bezirgâna kurban olma” diyorum!
Bayramınızı şimdiden kutlarım
.

22 Ekim 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder