9 Kasım 2014 Pazar

Hükümetin yeni ‘Eylem Planı’

Hükümet,  25 maddelik yeni planın 9 maddesini açıkladı. Tabi başlıklar kulağa hoş geliyor.  Harika… “Cari açığın azaltılması”, “ithalat bağımlılığının azaltılması”, “yerli ve yenilenebilir enerjiye yönelme”, “ulusal sanayi ve teknolojiyi geliştirme”, “ulaşım, lojistik”, “Doğu Güneydoğu”, “yatırım teşvikleri”, “tarım” vs…
İçimden “Bunları 12 senedir iktidarda olan siyasi parti mi söylüyor” demek geliyor.
Başbakan, akademisyen jargonuyla, öncelikle siyasi istikrar ile ekonomik gelişme, büyüme arasındaki ilişkiye vurgu yapıyor. 
İyi güzel de... 
Bu vurgudan bir ekonomi muhabiri olarak şunu çıkarmak isterdim: “Önceliğimiz ekonomidir. Memlekette her şey yolunda giderse, insanlar çalışır, üretir, kazanır, adam gibi yaşar, adalet sağlanır, dünya standartlarında bir seviye yakalanırsa, halk halinden memnun olacağı için istikrar, hatta iktidara destek de sürer… ”
Doğrusu paketteki 25 maddeden sadece 9’u açıklandığı için tam bir değerlendirme şansı yok.
Peki kaygımız nedir?
Kaygının iki ana nedeni var. Birincisi, “Önce siyasi istikrarı sağlayalım sonra ekonomi düzelir” mantığı… Eldeki zarfa göre bunun adresi de açıktır: Muhalefete baskı, özgürlükleri kısma, demokratik hakların kullanımını sınırlama, basına sansür, daha fazla biber gazı, TOMA, Kürt, alevi vs. sorununu silah ve şiddet dışında, demokratik yollarla halletme için adı konulan “Çözüm süreci”ni askıya alma, tırmanan terör, savaş, kan, gözyaşı, kardeş kavgası, gelsin bölünme… Tabi ortada ekonomi diye de bir şey kalırsa…
Halbuki, işe ekonomiden başlansa… Ekonominin normalde ancak demokrasi, barış ve istikrar içinde gelişip büyüyeceği çok açık bir şey değil mi? Ekonomide işler yoluna giderse, halk hayatından memnun olursa bibergazına, mermiye, silaha, kavgaya ne hacet...
İkincisi de şu: Ekonomiyle ilgili paketler genel olarak dostlar alışverişte görsün minvalindedir.  Göz boyama veya kendini kandırma paketidir!  Çünkü ekonominin kuralları,  sermaye, üretim satış, pazarlamanın kural ve işleyişi başka,  siyasilerin kamuoyuna açıkladığı raporlar başka yürüyor, inanın…
Hatırlayın, 30 senedir tanığım, hükümetlerin açıkladığı bütün paketlerin demirbaş ifadeleri şudur: Dışa bağımlılığın azalması, milli ekonomi, uluslar arası rekabet, tarım desteği, Doğu ve Güneydoğu yatırım desteği, kırsal kalkınma, teknoloji üretimi, verimlilik, tasarrufların ve yatırımların artırılması, bölgeler arası kalkınma dengesi, büyüme…
Ama nedense bunlar hep plan sayfalarında kalır…
Dönelim Davutoğlu’nun açıkladığı yeni pakete…
İlk madde “Dışa bağımlığın azaltılması”… Ah keşke, diyorum!
Çünkü on küsur yıldır yapılanlar tam tersi oldu. Bugün yerli hammadde ve aramalı ile yerli makineyle çalışan fabrika kalmadı. Vatandaş ithalatı sadece ithal otomobil, lüks marka kol saati, elektronik eşya falan sanıyor. Halbuki manzara şu: Türkiye bir yılda 135 milyar dolarlık mal satmış, 240 milyar dolarlık mal almış.
İthalatın yüzde 70 küsuru “hammadde ve aramalı”… 
Bu ne demek? Sen 135 milyar dolarlık ihracat yapabilmek için 170 milyar dolar ithalat yapmışsın. Sadece üretimi sürdürebilmek için yapmışsın bunu!…
Lütfen zamanınız varsa Organize Sanayi Bölgelerini dolaşın. Fabrikaların hammadde giriş kapıları ağzına kadar ithal malla dolu… Bütün sektörler için bunu söyleyebiliriz.
Yani sen öyle bir yapı kurmuşsun ki, tekerin sadece ithalatla dönüyor…
Bu haliyle ithalatı kesersen senin tezgah duruyor! Zaten bizde dış ticaret dengesinin sadece büyük ekonomik krizlerde düzeliyor olması bunun kanıtı değil mi?
Çare şu: Fabrikaları nasıl yerli makine, hammadde ve aramalı ile çalıştırırım? En azından ithal yüzde 70’i yüzde 50’ye, 40’a nasıl indirim… Ben nasıl birkaç dünya markası yaratırım da, dış ticarette hamallıktan kurtulurum... Fason düzenini nasıl değiştiririm?
Ortaya bir “Eylem Planı” konulacaksa bunların planı olmalıydı…
Ve tabii niyet…
Hükümet ithalat bağımlılığını azaltmak istiyormuş ya…
Gerçekten merak ediyorum. Şu AOÇ’ye yapılan Cumhurbaşkalığı Sarayı… Harcandığı açıklanan 1,4 milyar liranın ne kadarı yurtdışına, ithalata gitti? Yeni paketin samimiyetini anlamak için sadece buna bakmak yeterli değil mi? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder