22 Ağustos 2018 Çarşamba

Zenginliğin kaynağı eğitim, teknoloji...



Mübarek bayram gününde, bir ekonomi gazetecisi olarak eğitim ile zenginlik arasındaki bağa dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Bakınız, nedir eğitimin temel boyutları?
1.  Bilimsel çalışma, icat, yeni teknolojiler vs.
2.  Sanayi, tarım, ticaret, hizmet vs. bütün sektörlere nitelikli eleman yetiştirme.
3.  Sosyalizasyon. Yani çağdaş toplum değerlerine uygun, uyumlu bireyler yetiştirmek.
Bence biz maçı daha ilk maddede kaybediyoruz.
"Dakka bir gol bir" durumundayız...
Çünkü bir ülkenin zenginleşmesi, kalkınması bilimde, teknolojide geldiği yere bağlıdır.
Dünyanın en zengin şirketleri artık petrol şirketleri, araba markaları değil...
Microsoft, Facebook, Twitter, Amazon, Google çoktandır liste başı.
Bir Apple’ın geliri Türkiye'nin milli gelirinden fazla... 
Cirosu 1 trilyon doların üzerine çıkmış! 
(Biz hala 700 milyarlardayız)
 Sanayi Toplumu”, “Bilgi Toplumu” derken artık “Ağ Toplumu” konuşuyor.
Ama...
Eğitim sistemimiz bunlardan çok uzak...
U.Ü’de Tekstil ve Otomotiv bölümleri hem yeni açıldı, hem sanki “sektöre eleman yetiştirme” düzeyinde...
ABD’deki Stanford Üniversitesi’nden çıkan firmaların trilyonlarca dolar cirosu olduğu gerçeği bize hiçbirşey anlatmıyor.
“Silikon Vadisi” galiba sadece turistik bir yer!
Üniversitemizin sadece adı “3. Nesil”...
Haa, “Teknopark” mı dediniz?
Burada sadece “Bazı şirketler üretim yapıp vergi kaçırıyor, rektörlük de kira geliri elde ediyor!”...
Haksızlık yapmayayım. 
Bütün kabahat eğitim kurumlarında değil.  
Bizim hükümetlerimiz “yabancı sermaye ile kalkınma” saplantısı içinde.
İş dünyamız, herşeyi ithal etmeye alışmışlar...
Teknolojinin en yoğun kullanıldığı otomotiv sektörü tamamen yabancı lisansör firmaların verdiği işi yapıyor.
Tekstil sektörünün büyük bölümü fason çalışıyor.
Pek çok sanayi kuruluşumuz araştıran, yenilik peşinde koşan mühendis istemiyor!
Bütün istediği, kendisine teknik resimlerine kadar ayrıntılı verilmiş siparişi üretmek, makineleri çalıştırmak, çarkı döndürmek...
Yani “ara eleman”!
Şimdi anladınız mı?
.. Niye üniversitelerin eğitim bakımından zayıf kaldıklarını/bırakıldıklarını... 
... İş bulma konusunda üniversite mezunlarının meslek lisesi ya da eğitimsiz gençlerden daha çok zorlandıklarını...
... Rektör olmak için Prof. falan olmaya  bile gerek olmadığını...

Zengin, kalkınmış, başı dik bir Türkiye’ye ancak çağdaş eğitim, bilim ve teknolojiyle ulaşacağımız  inancıyla,

İyi Bayramlar.


Not: Bu yazı Bursa Gazeteciler Cemiyetimizin çıkardığı Marmara Bayram gazetesi için yazılmıştı. Ancak bir terslik oldu, gazetede yer almadı. Buradan sizlerle paylaşmak istedim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder