Bursa’nın son 35 yılına
gazeteci olarak tanıklık eden birisi olarak, bu kenti çok iyi bildiğimi, gidip
görmediğim yer kalmadığını sanıyordum. Ancak son iki yıldır katıldığım doğa
yürüyüşlerinde anladım ki, ben Bursa’yı bilmiyor, tanımıyor muşum!
Yine anladım ki, bir
şehri, ülkeyi keşfetmenin, tanımanın en güzel yolu yürümek, görmek, gezmek;
bizzat dokunmakmış!
Bursa’da turizm denince Uludağ ile kent merkezinde Kapalıçarşı, “tarihi ve turistik yerler”, biraz da sahiller akla geliyor. Elbette bunlar çok değerli ve turizm adına buralarda
yapılacak hayli iş olduğu da açıktır. Ancak Bursa turizmde iddialı olmak
istiyorsa, saklı cennetlerini, bilinmeyen doğal ve tarihi zenginliklerini
ortaya çıkarmalı, ulaşılabilir hale getirmelidir.
Turizm için illa lüks
otellere gerek yok. Sadece Uludağ civarında,
abartısız yüzlerce yürüyüş parkuru düzenlenebilir… Pek çok kayak merkezi
kurulabilir. İsviçre tarzı küçük işletmelerin hâkim olduğu “kış cennetleri” yaratılabilir.
İnsanlar yeni,
keşfedilmemiş yerleri merak ediyor, sırt çantasına yiyeceğini, içeceğini alıp doğada
yürümek, güzelliklere mütevazı bütçelerle ulaşmak istiyor.
Bursa’da, dağlarda, yaylalarda,
köylerde değişik dernek ve kulüplerin rehberliğinde her Pazar günü asgari 300
kişinin sabahtan akşama kadar yürüdüğünü biliyor musunuz?
Her yaştan, her meslekten
kadın/erkek karda, yağmurda, soğuk/sıcak demeden doğanın kucağında olmak
istiyor.
Bursa’nın turizm
potansiyelini harekete geçirmek için başta merkezi hükümet olmak üzere yerel
yönetimlere, turizm sektörü yatırımcılarına, meslek kuruluşlarına çok iş
düşüyor.
Peki doğa yürüyüşlerinde
gördüğüm ve her birinde turizm için mutlaka birşeyler yapılması gerektiğini
düşündüğüm, el değmemiş gibi duran yerler neresi?
Bursa kent merkezinden
ibaret değil:
Uludağ ve gölleri, Bağlı, Paşaçayırı, Dolubaba, Kirazlı, Gökçeören,
Yiğitali, Tuzaklı, Hüseyinalan, Derekızık, Cumalıkızık, Hamamlıkızık, Tonoz Yayla,
Erikli Yayla, Dik Tekir Yaylası, Alaçam ve yaylası, Alaçam Şelalesi, Çelebi Yaylası, Hacıali Yaylası, Sarıalan, Abıhayat,
Balaban Balıklı Kanyonu, Kanlıgöl, Bakacak, Kaynana Çukuru, Anı Çeşme, Ketenli Yayla,
Aras Şelalesi, Softaboğan Şelalesi, Misi köyü, Saitabat ve Küreklidere şelaleleri… Topuk Gölü ve yaylası, Safaköy Üçtepeler, Belengür Yaylası, Bayraktepe,
Maymuncuk, Sofular
Yaylası, Domuz Kertiği Yaylası, Kömürsu Yaylası, Arap Oturağı, Çayyaka, Boğazova Yaylası, Allıkayalar, Başalan Yayla, Çatak, Palazoğlu
Göleti, Üçtepeler, İznik Sugören, Müşküle,
Hisartepe, Kırıntı, Menekşe
Yaylası, Sadağı Kanyonu ve kaplıcası, Kocasu Vadisi, Fadıl
Kaplıcası, Haydar Kaplıcası, Şelaleler Vadisi, Mağaralı Şelale, Taşmektep, Söğütoğlu
Çeşmeleri, Kabaklar Kilise Çeşmesi, Boncukçu Köprüsü, Yazıcıoğlu Su Kanalı, Kocasu (Orhaneli
çayı) Vadisi, Kendir Yaylası, Aluç Yayla,
Gelemiç Yaylası, Baraklı Göleti, Arpayeri, Küplü Çeşmesi, Çataldağ, Çobandede, Peri Bacaları (Pilavlık), Kösehoroz, Şapçı ve Suuçtu şelaleleri, Belengür Yayla, Çor Gölü, Ericek, Delmece Yaylası, Erikli Kanyonu ve şelaleleri, dipsiz göller (iki adet), İkiz
Şelaleler, Nilüfer Dikilitaş Mağarası, Dağyenice, Unçukuru, Atlas, Kocayaren,
Keles Kocayayla, Yenişehir Cennet Kanyonu, İznik Sansarak Kanyonu, Paşayayla
Kaymakam Suyu, Bozcaarmut Göleti, Kınık, Karabatak Yaylası, Domuz Kertiği Yaylası,
Büyükbatan ve Küçükbatan yaylaları, Atatürk Köşkü, Allıkayalar, Başalan Yaylası,
Kıran Yayla, Kıran Şelalesi, Dokuzlar Şelalesi, Çiçekli-Acısu Yaylası,
Karacabey Dumanlıtepe, Longoz Ormanı, Kuş Gözlem Kulesi, Arap Çiftliği, Ihlamur
Ormanı, Fazlıkonak, Iznik Üçkayalar, Hisarkale, Mudanya Dedeköy Göleti,
Ketendere, Kapanca Antik Limanı, Aya Yani Manastırı vs.
Kaderine terk
edilmiş zenginliklerin gün yüzüne çıkarılması ile daha güzelleşecek bir Bursa
dileğiyle, iyi bayramlar...
Not: Bu yazı Bursa Gazetecileri Cemiyeti tarafından yayımlanan Marmara Bayram Gazetesi'nin Kurban Bayramı 2019 sayısında yayımlanmıştır.