Türkiye’de yaklaşık 150-200 milyar lira yıllık cirosu ile reel sektörün en büyük bölümü haine gelen inşaatı, sadece faiz oranlarını düşürerek kurtarmaya çalışmak ya gerçekleri görmemek, ya da başka niyetler taşımaktı.
Vee oldu olacak olanlar! Temmuz’da düşük faizle artan satışlar, yeniden 0,65 öncesine geriledi. Ekonomi yönetiminin daha gerçekçi politikalar üretmesi için daha kaç şirket batacak, ne faturalar ödeyeceğiz merak ediyorum.
Bursa’da inşaatçıların çatı örgütü haline gelen İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD) başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri ile Mudanya yolu üzerindeki dernek
merkezinde inşaat sektörünü konuştuk. Bursa
Ekonomi Gazetecileri Derneği (BEGD) üye ve yönetimi olarak katıldığımız
toplantıda hem bizim başkan Nuri Yavuz
ve İMSİAD’ın başkanı Mustafa Andıç hem de üye ve yöneticiler
olarak, “sosyal mesafe”yi de
koruyarak, sektörü masaya yatırma
fırsatı bulduk.
Rakamlarla sektörün son durumu gözler önüne serilirken, 1050 Konutlar semti için hazırlanan Kentsel Dönüşüm Projesi dikkat çekti.
İMSİAD “kat karşılığı inşaat” haline
dönüşen “kentsel dönüşüm”e 1050 Konutlarda alternatif
sayılabilecek proje için başta yerel yönetim olmak üzere Bursa kamuoyundan
destek bekliyor.
İŞTE RAKAMLAR…
İMSİAD Başkanı Mustafa Andıç, inşaat sektörünün son 3 yıllık performansını rakamlarla
ortaya döktü. Özeti şu: Hem Bursa’da hem Türkiye genelinde inşaat sektörü bütün
çabalara, teşviklere, kampanyalara rağmen 2018 yılı seviyesinin yaklaşık yarısına
ulaşabildi.
İSTİHDAM: Türkiye’de Ocak 2018’de yaklaşık 2 milyon 200 bin kişi inşaat sektöründe çalışırken istihdam Nisan 2020 de dip yaptı ve 1 milyon 237 milyona düşüyor. Ancak Mayıstan itibaren bir kıpırdanma var ve çalışan sayısı Temmuz 2020’de 1 milyon 610 bine yükseldi
YABANCILARA KONUT SATIŞI:Bursa’da yabancılara konut satışı hayli inişli çıkışlı.
Ocak 2018’de 161 olan daire sayısı Mayıs’ta 109 a düşüyor. Rakam ekim ayında
zirve yapıp 448 konuta yükseliyor. Ancak ondan sonrası sürekli düşüyor ve Nisan
2020’de yabancılara sadece 21 konut satılabiliyor.
YAPI RUHSATLARI: Türkiye’de son üç yılda (Rakamlar yılın ilk yarısı için geçerli) alınan
yapı ruhsatları 2019’da hızla düşerken, bu yılın ilk yarısında artış görünüyor.
Ruhsat alan bina
sayısı 2018’de 56 bin 954 iken 2019’da 22 bin 878’e düşüyor, 2020 da 33 bin 291’e
yükseliyor.
Daire sayısı aynı tarihlerde 361 bin 492’den 1
22 bin 752’ye düşüp bu sene 212 bin 231’e yükseliyor. Değer (bunu sektörün cirosu olarak kabul edebiliriz) olarak da 99 milyar liradan yaklaşık 50 milyon liraya düşüp bu sene 77,3 milyar liraya yükseldi.
Peki, Bursa’da durum nedir?
Aynı dönemde ruhsat alan konut sayısı bin 986’dan
644’e düşüyor, bu sene bin160’a yükseliyor.
Daire sayısı 12 bin 50’den bin 958 e düşüyor, bu senenin ilk yarısında 5 bin 797’ye yükseliyor.
Yani Türkiye’de inşaat sektörü son dönemdeki
hafif hareketlere karşılık, hala 2018’I yakalamaktan çok uzak.
Rakamlar, Bursa’da inşaat sektörünün de Türkiye
genelindeki seyri izlediğini gösteriyor. Ancak Bursa’nın farkı, hem düşüş hem
toparlanmaların ortalamanın çok üzerinde ve keskin olduğunu gösteriyor.
‘KONUT FİYATLARI ARTMAK ZORUNDA’
İMSİAD Başkanı Andıç, yüzde 0,64 oranındaki faizin etkisi ile konut
satışlarının artmaya başlaması üzerine hem konut fiyatlarının hem inşaat
maliyetlerini aşırı artışına dikkat çekiyor. “Arsa fiyatları iki buçuk misline kadar arttı. Son 4 ay içinde çimento
yüzde 15, demir yaklaşık yüzde 40 zamlandı” diyor.
Salgın ve
bölgesel siyasi sorunlar yüzünden yabancılara satışta sıkıntı varmış. Örneğin Bursa’da en çok konut satın alanlar
Araplar olurken, son dönemde Suudi Arabistan yönetiminin vatandaşlarına “Türkiye’de aldığınız gayrimenkulleri satın,
yeni yer almayın” yollu baskıları olduğu ifade ediliyor.
Dolayısıyla da “Konut fiyatları artmak zorunda” imiş.
İyi de piyasanın
durumu belli. Zaten satışlar sorunlu. Sıkıysa zam yap!
Eee ne olur?
“Sektörde daralma yaşanıyor, yaşanacak”
DÜŞÜK FAİZ BURAYA
KADAR…
Sevgili okurum,
faiz oranları paranın, finansın yönünü değiştirmede etkilidir, eyvallah. Ancak
vatandaşın konut sorununda çok sınırlı bir etki yapabilir.
Bana sorarsanız, inşaat sektörünün bir ülke ekonomisinde bu
kadar öne çıkması normal bir durum değildir… Zira ekonominin esas motoru mal ve
hizmet üretimidir.
Bina yapmak asıl
amaç olamaz. Bir süre sonra takatiniz tükenir, dımdızlak kalırsınız.
Türkiye’de inşaatın öne çıkmasını maruz gösterebilecek tek şey, ülkenin deprem riski
ile karşı karşıya olmasıdır. Depreme
dayanıksız binaların sayısı milyonlarla ifade ediliyor.
Ama inşaat
sektörünün buna çözüm bulmak üzere bir yapılanması yok.
Eğri oturup doğru
konuşalım… “Kentsel Dönüşüm”
dediğimiz şey, bir tür “Kat karşılığı
inşaat” durumu haline gelmiştir. Devlet mevcut binaların güçlendirilmesi ya
da özellikle dar gelirlilerin güvenli konut ihtiyacına dönük ucuz/bedava arsa üretip, vergi vs. desteklerle inşaat sektörünün maliyetini düşürüp binaları
hızla dönüştürme gibi bir hedef maalesef koyamadı. Sadece “emsal artışı” ile kat yüksekliklerini artırıp, kat karşılığı inşaat
modeline destek vermiş oldu!
Ve asıl mesele
şu: Deprem dayanıklı konut ihtiyacının esas kitlesi olan dar ve sabit gelirli
kesim mevcut ekonomik işleyişle hızla kan kaybediyor!
Siz bankada kredi
faizlerini düşürseniz kaç yazar? Hatta hiç faiz almazsanız ne olur?
Çalışanların
ücretleri ortada… Esnaf sanatkâr malum…
“100 metrekare konutun inşaat maliyeti 350
bin lira” diyor İMSİAD Başkanı. Arsaydı, müteahhit karıydı 700 bin liradan
aşağı satın alamıyorsunuz.
Şimdi, banka bu
paranın tamamını kredi olarak verse ve hiç faiz de almasa kaç yazar?
700 bin lirayı 10
yılda düzenli ödeyebilecek kaç kişi vardır Türkiye’de?
Bırakın 10
seneyi, kimin tek bir yıl iş garantisi var?
150 KONUTLARA
FARKLI BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM
İMSİAD Başkanı Andıç, Organize Sanayi
Bölgesi’nin karşısında “1050
Konutlar” olarak bildiğimiz Akpınar
Mahallesi için, mevcutlardan çok farklı bir kentsel dönüşüm projesi
hazırlamış ve Büyükşehir Belediyesi’nden
destek bekliyor.
Projenin diğer
kentsel dönüşüm projelerinden asıl farkı şu: Buradaki daire sahipleri mevcut
evlerinin yerine, aynı ölçülerde yeni dairelere sahip olacaklar ve ceplerinden
para çıkmayacak. Ancak bölgede yüksek
katlı binalar da yapılmayacak. Zemin artı
7 kat. Bölgede 2 bin 900 daire yıkılacak, 2 bin 296 daire yapılacak.
Peki, müteahhit
parayı nereden çıkaracak?
Projenin
finansmanı, bölgeye yapılacak ticari alanlardan elde edilecek.
Nasıl?
Bölge toplam 423
dönüm. Bunun114 dönümü oradaki konut sahiplerine tapulu. Kalanı kamuya aitmiş.
Mudanya yoluna
bin 450 metre cephe var.
Arkaya konutlar,
yol kenarına ticari alanlar yapılacak.
AVM yerine çarşı mağazalar planlanıyor. Ayrıca çok amaçlı inşaatlar olacak… İsteyen
kafe restoran, isteyen büro, isteyen lise, üniversite açabilecek!
Projenin bugünün fiyatlarıyla yaklaşık 1,5 milyar liralık bir yatırım olacağı ifade ediliyor.
Projenin
gerçekleşmesinde kilit kurumlardan birisi Büyükşehir
Belediyesi. Özellikle planlama açısından. Tabi başka jandarma olmak üzere
bölgedeki kamu kuruluşlarının da buradan taşınması gerekiyor. Konunun Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur
Aktaş’a iletildiği ifade ediliyor. Umarız destek verilir ve Bursa’da farklı bir kentsel dönüşüm
örneği yaşanır.
Tabi diğer kritik
konu da başta perakende sektörü olmak üzere, özellikle hizmet kesiminin yeni
projeye vereceği destek…
Her ne kadar konjonktür
zorlu olsa da, uygun modeller yaratılabilirse,
buradaki ticari alanlar çok cazip olabilir, ticari alanlar açısından da
sıradışı bir model gerçekleşmiş olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder