Hepimizi bir bayram telaşı sardı. Bu telaş tatlı bir telaş. Malum, Kurban Bayramı. Kimimiz, kurban kesip, etini yoksullara dağıtacağız; “Ey ahali, bakın, ben zenginim, kurban kesiyorum” diyecek, bir hafta İslam’ın gereklerini yerine getirmiş bir zengin olmanın keyfini süreceğiz… Büyük çoğumuz, aile bütçelerimizi zorlayarak, belki borçlanarak, kurban kesecek ve bir hafta boyunca kendini zengin, bahtiyar hissedip mutlu olacağız… Mutfağına et alamayacak garibanların hiç değilse önemli bir kesimi de hafta boyunca adeta “et bayramı” yapacak, mutlu olacaklar…
Yani herkesin Kurban Bayramı’nda mutlu olmak için bir nedeni olacak.
Nitekim bayram da zaten budur; insanların yüzünün gülmesi, dostluk, dayanışma, kardeşlik, barış, hoşgörü…
Elbette Kurban Bayramı, İslam dininde “vacip“, yani “borçları çıkarıldıktan sonra geriye 80 gram altın kadar serveti bulunan“, “hali vakti yerinde” herkesin yapması “salık verilen” bir ibadet.
Ama kabul edelim ki, Kurban Bayramı artık birçok bakımdan bu “ibadet” olma sınırlarını aşmış.
Örneğin, İslam dininde gırtlağına kadar borçlu, dar gelirli olan kişilerin kurban kesmesi “caiz değil”…Kredi kartı ile borçlanarak kurban kesilmesi de zaten işin mantığına hiç uymuyor.
Şahsen, ortalama bir kentli vatandaş olarak, zaman zaman ben de kurban kesmeliyim diye düşünürüm. Ama çoğu zaman pazara gidip de hayvan satın almaya, ayağım gitmez, hiç istekli değilimdir.
Neden mi?
Birkaç yıl önce rahmetli babamın da ısrarıyla orta boy iki koç alıp kurban kestik. Hayvanlardan birisinin etini pay edip sitedeki komşulara dağıttık. Tabi, mümkün olduğu kadar maddi durumu iyi olmadığını düşündüğümüz komşulara dağıtmaya çalıştık.
Neyse, bayramın ilk gün öğle saatlerde et dağıtım işi bitti.
Bizde adettir, hayvan kesildi mi önce ciğerleri pişirilir, yenir. O arada et biraz dinlenmiş olur. Ama sağlıkçıların dediği gibi öyle eti 24 saat falan dinlendirme olmaz. Etin “dinlendirilen” kısmı, ilk gün pişirilemeyen kısmıdır!
Bir de ne göreyim, biz ciğeri yemeye başlamadan, komşulardan kurban payları gelmeye başladı.
Baktım ki, biz kurban kesmiş, size pay vermişiz; siz de kurban kesmiş bize pay vermişsiniz…
Biz de gelen kurban paylarını “derin dondurucu“ya yığmışız, siz de yığmışsınız…
Haydaaa! Ya biz bu hayvanları buzdolapları ağzına kadar et dolsun, yatıp kalkıp et yiyelim diye mi kestik?
Bu yüzden bence, kurban kesimi kadar, etlerin yoksul insanlara ulaşmasını sağlamak da çok önemli. Aksi takdirde bu iş ibadet olma özünü kaybediyor.
Ama öyle de olsa Kurban Bayramı, en önemli geleneklerimizden biri haline gelmiş bile.
Bu işin arkasında büyük bir ekonomi var.
Tahminlere göre bu bayramda 750 bin baş sığır, 2 milyon 500 bin civarında da koyun kurban olarak kesilecek.
Yani 80 milyonluk Türkiye‘de 3 milyon 250 hayvan kurban edilecek. Son yıllarda 3-5 ailenin bir araya gelip “ortak kurban” kesmesini de hesaba katarsak, kabaca memlekette kurban kesen kişi sayısı 10 milyonun çok altında.
Ve hayvancılık sektörüne 5 milyar lira civarında bir para girecek.
Bana sorarsanız, asıl kurban burada kesilmiş oluyor!
Çünkü kurbanlık koyun veya sığır yetiştirenlerin çok büyük bölümü memleketin dar gelirli çiftçi kesimi… Şirketler hayvancılıkta büyük bir güç oldular, artık binlerce baş sığırlık büyük işletmeler oldu. Et piyasası bu kesimin eline geçmiş durumda. Ancak kurbanlık hayvan pazarı henüz bu kesimin tekeline geçmiş değil. Dolayısıyla, Kurban Bayramı binlerce hayvan üreticisi ve besicinin de en önemli gelir kapılarından birisi. Sırf Kurban Bayramı için hayvan besleyen köylüler var.
Boru değil, Türkiye’nin 2 ayda tüketeceği et Kurban Bayramında, 3 günde yenilip yutuluyor!
Bu yıl iç piyasada yeterli hayvan var, fiyatları da vasat… Bu yüzden ithalat lobisi fazla aktif değil. Pazarlardaki hayvanlar köylerden gelme.
Kurbanlık hayvan üreticileri malum hep ithal sığır ve koyunlardan şikâyetçi.
Özellikle son yılda hayvan yetiştiricileri kurban pazarlarından hayal kırıklıkları ile döndü. Çoğu iflas etti, vazgeçti.
Ortada hassas bir terazi var.
Fiyatlar yüksek olunca vatandaş kurban alamıyor.
Ama yüksek fiyatı hayvancı köylüye “yedirmiyorlar“. Anında ithalat patlıyor… Üretici perişan…
Fiyatlar “normal” veya “ucuz” oluyor, bu sefer kurban satın alanlar rahatlıyor, ama hayvan sahipleri yine perişan…
Olumlu gelişmeler, kurban pazarlarında yaşanıyor. Artık hem satış hem de kesim yerleri daha düzenli.
Ve deri…
Bu bayram kurban derileri 100 milyon lira basacak…
Deri toplama alanında içten içe süren kavganın nedeni bu…
Malum, kurban derileri “bağışlanıyor“. Ama vatandaştan bedava alınan deriler tabakhanecilere “bağışlanmıyor”!
9 günlük bayram tatili turistik yerler, oteller, AVM’ler… Her yer cıvıl cıvıl olacak, cepler boşalacak, kredi kartları kabaracak…
Devlet de bu harcamayı pompalamak için maaşları ödemede acele edecek.
Aman harcayın, yiyin için, dostlarınızı sevindirin.
Sonu yüksek borç ve kırgınlıklarla bitmeyen bir Kurban Bayramı dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder