15 Nisan 2014 Salı

Küresel adalet’ süreci yavaşlıyor mu?


Dursun EROĞLU
Dünya ekonomisinde son 10 yıldır ilginç bir durum yaşanıyor; zengin batılı ülkeler mevcut standartlarını koruma derdine düşerken, yoksul ve “gelişen” ülkeler çok hızlı büyüyor, zenginleşiyor ve bir tür “küresel adalet” işliyordu… 
Ancak bu yıl sanki bu süreç hayli ivme kaybedecek...Tabi biz de bundan payımızı alıyoruz…

Batının en popüler ekonomi dergisi The Economist’in hazırladığı yıllık özel sayıları takip etmeye çalışırım. Yılda bir çıkar. Gerçekten dünya ekonomisindeki gidişin ipuçlarını burada yakalamak mümkün.  Son “The World in 2014” sayısında yine yoksul ülkelerle ilgili yüksek büyüme tahminleri var.  Yani benim “küresel adalet” (siz bunu kahpe feleğin işi diye de düşünebilirsiniz) diye tanımladığım durum bu yıl da devam edecek. Hani batılı dev ekonomilerin “ucuz yarışı” nedeniyle yoksul ülkelerde yaptıkları üretimle tetiklenen bu süreç, bu yıl da fakir ülkelerde yüksek büyümelerle sonuçlanacak.

Dergideki bilgilere göre, bu yıl Asya (Japonya hariç)  5,7, Güney Afrika  5,2, Ortadoğu-Kuzey Afrika4,0, Latin Amerika 3,3, Doğu Avrupa  3,0, Kuzey Amerika  2,5, Japonya 1,7, Batı Avrupa da sadece 1,1 büyüyecek.

En yüksek büyüme kaydedecek ilk 12 ülkeye (GSYİH artış yüzdesi) bir bakın!
Güney Sudan (35), Moğolistan (15,3), Macau (Çin’de özerk bölge, 13,5) Lierra Leone (11,2),Türkmenistan (9,2), Butan Krallığı (Hindista Çin arasında, 8,8), Libya (8,8), Irak (8,5), Laos (8,5),Doğu Timor (8,5), Eritre (8.0) ve Zambia (7,9)…

Bunlar elbette Avrupa’nın çok gerisindeler. Ancak hızla koştukları anlaşılıyor.

Türkiye’de bu yıl öngörülen GSYİH artışı yüzde 4,6.
Yüzde 7,3 enflasyon, yüzde 2,7 bütçe açığı, kişi başına 10 bin 830 dolar milli gelirle Türkiye’de en hassas konu ise yine “cari açık”.

John Peet, “Erdoğan’ın ikilemi” başlıklı yazısında “ikilem”i şöyle ifade ediyor:

Erdoğan eğer iktidarda kalmak istiyorsa, kendisini dördüncü kez başbakan seçtirmek için AKP’daki kuralları değiştirecek. Bu durum Türk halkında ‘sultan, diktatör’ kaygısı yaratıyor. Cumhurbaşkanı olmak istiyorsa da, önce kendisiyle uzlaşmak sonra da Gül gibi çok popüler bir figürü kontrol altına alabilmek için uzlaşmacı olmak zorunda.”

Yüksek cari açık”a değinirken, bu yıl büyüme hızındaki riskler nedeniyle cari açığın dış finansmanında sorunlar yaşanacağı tahmin ediliyor.  Ayrıca “Komşularla Sıfır Sorun” politikasından  “Sorunsuz Sıfır Komşu”noktasına gelmesi ve pekçok siyasi gelişmenin de istikrarsızlık kaynağı olacağına dikkat çekiliyor.

The Ekonomist yazarları sanki önceki gün Türkiye’nin notunun olumsuza çevrilmesini önceden tahmin etmiş!

Leo Abruzzese imzalı “Batı’nın Dönüşü” makalesinde ise batılı ülkelerin bu yıl gelişmekte olan ülkelerden daha çok kazanacağı; “gelişen ülkeler”in ise mevzi kaybedeceği tahmin ediliyor.
Abruzzese, savını şunlara dayandırıyor :

1. Evet Çin, Hindistan çok daha fazla büyüyecek; ama 2014’te ABD Çin’den, Japonya da Hindistan’dan daha çok döviz kazanacak. ABD bu yıl 2 milyon yeni istihdam yaratacak. Avrupa’da da kamu açıkları yarı yarıya düştü. “Gelişen Piyasa” ülkelerinde işler bu sene eskisi gibi gitmeyecek.
2. Toplam  gelir olarak Çin, Brezilya, Hindistan ve Çin’den oluşan BRİC grubu ülkeleri (500 milyar dolar), ABD, Japonya, İngiltere ve Almanya’dan oluşan G4’ün (544 milyoar dolar) altında kalacak.
3. Çin artık kişi başı 8 bin dolar gelirle “orta gelir ekonomisi” oluyor. Bu da iç talebin üzerinde üretim, sorunlu banka kredileri vs. demek. Hindistan’da tüketicinin kredi geri ödemelerinde sorunlar artacak.

Dilerim yanılırsın Leo kardeş!

Çünkü fakirin daha çok, zenginin daha az büyüdüğü bu “Küresel Adalet” sürecini  çok sevmiştim!

İyi pazarlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder