Site içindeki bir apartman dairesinde yaşamak çoğumuza müthiş cazip geliyor. Bu yüzden “site” vurgusu emlakçi için çok önemli… İlanlarda “Site içinde, 24 saat güvenlikli” sloganı gözdedir. Hatta her semtte adıyla ün yapan siteler vardır… “Bana yaşadığın siteyi söyle, sana ensenin ne kadar kalın olduğunu söyleyeyim” durumu yani…
“Evi site dışında olanlara kız verilmez” diye yeni bir örf-adet sahibi olursak sakın şaşırmayın…
Sevgili okurum, yaptığımız en aptalca işlerden birisi kendimize, yaşadıklarımıza, yakın çevremize gözü-kulağı tıkayıp medyanın ezberlettiği laflar üzerinden “memleketi kurtarmak”…
Düşünsenize, adam köy kahvesinde oturmuş, işsiz, cebinde çay parası yok; ama kalkmış ABD başkanı Obama’nın dış politikasını yorumluyor! Ya da İŞİD’çilerin ilan ettiği halifeye kafa yoruyor.
Her sinirlendiğinde gidip evde karısına işkence eder, sonra çıkıp demokrasi, hak hukuktan bahseder…
Bu yüzden bu hafta dikkatlerinizi günlük yaşamımızın bir parçası olan sitelere çekmek istiyorum.
Başkentte, pek çok emekli gibi beni “site yöneticisi” seçtiler.
Bakıyorum da, devlet “site yöneticiliği” diye bir kurum yaratmış ve böylece kendi yapması gereken kamusal, kentsel hizmetlerin tamamı vatandaşın sırtına yüklemiş...
Kamu böylece; yol, su, kanalizasyon, sokak aydınlatması, park, güvenlik vs. bütün sorumluluklarından kurtulmuş!
Nasıl mı? Anlatayım:
Site yönetiminin en önemli masraf kalemi işçi ücreti, elektrik ve su faturası, kanal-loger temizliği…
Site işçisi ne yapar? Site içindeki sokakları süpürür, çöpleri belediyenin çöp konteynırına doldurur. Peki Çevre Temizlik Vergisi’ni niye veriyoruz?
Ödediğimiz hangi elektriğin faturasıdır? Sokak lambalarının.
Su parasını ne için öderiz? Çimleri sulamak için.
Önceki hafta elektrik arızası oldu. Elektrik Arıza’yı çağırdık, geldiler.
“Efendim arızayı bulmak için 230 lira alıyoruz.”
Kuzu kuzu verdik.
“Efendim, tamam, arıza şurada. Elektrikçi çağırın arızayı giderin, bizi arayın, elektriğinizi verelim”.
Haydaaa… Kardeşim ben aboneyim. Yer altı kablosu ya da elektrik direğine çıkıp arıza onarmak sizin işiniz değim mi? Ben ne anlarım yer altı kablosu bağlamaktan?
“Efendim uygulamamız böyle.”
Karşında TEDAŞ yok, özelleşmiş, EnerjiSa şirketi var. Onlara “Ana trafodan sonrasında sorumlu değilsiniz” denmiş.
Asfaltı kes, kazı… kocaman bir iş, kocaman masraflar…
Sokakta su pedah oldu. ASKİ’yi çağırdım, geldiler, eski demir borunun açılan deliğini bir çivi ile tıkadı, üstünü kapattılar.
“Hadi bu sefer yırttınız” dedi görevli... “Hayrola”, değince, “Efendim ASKİ özelleşiyor. Artık her tür arızayı kendiniz onaracaksınız”…
Haydaaa… Benim bildiğim abonenin su sayacına kadar sorumluluk ASKİ, BUSKİ gibi kuruluşlarındır…
Ama nerde?
Belediyeden yol için asfalt, çocuk oyun alanı için oyuncak falan istemeye sakın yeltenmeyin…
Çünkü siteler özel mülkiyet!
Yapmayın ağalar, beyler…
Hadi zengin tabakanın yaşadığı havuzlu, yüksek güvenlikli, lüks siteleri var… Onların zaten belediyeye ihtiyacı yok…
Ama “site”, “özel mülkiyet” diye asgari ücretle evini geçindirip her ay 20 lira, 50 lira site aidatı ödemek için yırtınan gariban insanları kamu hizmetinden mahrum etmeye kılıf aramayın!…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder