8 Ağustos 2014 Cuma

Sahi oyumu kime vereceğim?

10 Ağustos Pazar günü ilk kez Cumhurbaşkanı’nı seçmek için sandık başına gideceğiz. Evet, cumhurbaşkanı kim olursa olsun, memleketin gidişatında bir şey değişmeyecek. Sonuçta memleketi yöneten hükümet, siyasi iktidar değişmeyecek. Ancak bu seçimin siyasetin bundan sonraki dizaynında işe yarayacağına inanıyorum.  
Sevgili okurum, biz gazeteciler eline klavyeyi alınca sayar dökeriz. Ancak çoğu okurun en çok merak ettiği şudur: İyi güzel de, Sen kime oy vereceksin?
Vatandaşlık görevi olarak sandığa gideceğiz. Karşımızda üç aday var. Tayyip Erdoğan, Eklemeddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş. Belki çoğumuzun gönlünde yatan aslan bunlardan birisi değildir. Ama öyle de olsa, bu isimlerden birisini tercih edeceğiz.
Demokrasilerin başarısı, seçilen adayın niteliği değildir. Asıl başarı başarı, adayların eşit yarışması, senin özgürce iradeni kullanabiliyor olmandır!  Kampanya sırasında mitingler, reklam ve tanıtım, geziler, konvoylar, yemekler, otobüsler… hepsi para demek ve bunlara sahip olmada bir adalet olduğunu yazarsam, gülersiniz.  Aynı şekilde devlet olanaklarından yararlanma açısından da adayların eşit olmadığı çok açık.
Ama öyle ya da böyle önüme sandık konulmuş ve elime de bir mühür geçmişse, kapalı oy verme yerinde istediğim adaya mührü vurabilirim!
Madem sizlerle memleket üzerine kafa yoruyoruz, o zaman sadece sesli düşünmek ve aklımdan geçenleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Oyumu kime vereceğim?
Kesin olan şu ki, Erdoğan'a vermeyeceğim...
Çünkü bu gidişin sonu kötü. Evet Erdoğan’ın liderliğindeki  hükümetler memlekette birçok kronik meseleye el attı. Kendi meşrebinde de başarılı oldu. Ancak tamiri giderek zorlaşacak yaralar açılmaya başlandı. Buna ekonomi dahil (hatta, sanıldığının aksine,  en büyük tahribat burada. Acısı sonra çıkacak).
Memleketin en çok ihtiyaç duyduğu şey toplumda dayanışma, barış... Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Laz, Çerkez; dinli-dinsiz herkesin kendini özgür ettiği bir memleket düşlüyorum...
Bu düşlerime en yakın duran; eşitlik, kardeşçe dayanışma üzerine lafları söyleyen aday Selahattin Demirtaş. Ekonomide tam nasıl bir planları olduğunu bilmiyorum.  Cumhurbaşkanı için çok da önemi yok. Ama memlekette kimsenin kendini diğerlerinin patronu görmemesi için "hükmedilenlerin sesi" gidi duran Demirtaş çekici görünüyor, çarpıcı tespitler yapıyor. Erdoğan'ı frenleyecek damar da bu tarafta.  Bu yüzden 10 Ağustos'ta oyum Demirtaş'a...
Katılır katılmazsınız ama Demirtaş'a verilecek oyun bölücülüğe en büyük darbe olacağını düşünüyorum.
Ve, fakat… Demirtaş'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi hayal…
Beklentim yüzde 10-15 bandında oy almasıdır. Bu da radikal bir toplum tepkisi anlamında, iktidara “meydanı boş bulma” mesajı verebilir.  
İlk turda seçilme şartı, yüzde 50'den fazla oy alma olduğun için (oyları bölme) durumu yok.
Erdoğan ilk turda yüzde 50'nin üzerinde oy alırsa, seçim biter.
Adaylardan hiçbirisi yüzde 50’yi geçemez ve 2. tura kalırsa,  tercihim kesinlikle Ekmeleddin İhsanoğlu.
İhsanoğlu, cumhurbaşkanı seçilirse hem iktidar hem de muhalefet şapkayı önüne koyma durumunda kalacaktır.  Bu hem iktidarın kendine çeki düzen vermesi, hem de muhalefetin artık alternatif bir iktidar yürüyüşünü başlatması bakımından önemlidir, diye düşünüyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder