15 Şubat 2017 Çarşamba

Piyasada "Nakit" diye kıvranıyor!



Bursalı iş adamları olumsuzluklara rağmen morali yüksek tutmaya çalışıyor. Piyasada en büyük sıkıntının 'nakit' olduğu ifade ediliyor. Vergi ve sigorta ödemeleri konusunda hükumetin yaklaşımı olumlu bulunurken, bankalara sitem var. Bankaların 'Faiz indir' baskılarına rağmen piyasaya 'yardımcı olmadığı', 'sessiz kaldığı' belirtiliyor.

Her yeni yıl taptaze bir umuttur. Bu “Umut” bir yanıyla olumsuz giden, ters giden şeylerin yoluna girmesi, ekonomide çarkların dönüp, kazançların artması; bir yanıyla da geleceğe ilişkin planların, projelerin, hedeflerin başlangıç noktası, ekonomide yeni yatırımları, yeni modelleri, yeni pazarları, makineleri, yeni kapasiyeleri, çalışma hayatına katılacak yeni insanları ifade eder.

Zor geçen 2016 yılının ardından iş dünyasındaki en önemli algı, “Bundan daha kötü ne olacak, darbe girişimini gördük, dolar patladı, piyasa felç oldu” şeklindeydi. Bu “dip”den sonra artık 2017'de mutlaka işler düzelmeye başlayacaktı. Geçmiş krizlerde de böyle olmuştu...

Umutla gelen yeni yılın ilk ayı geride kalırken, Bursa'da iş adamlarına Ocak ayının nasıl geçtiğini, yani yılın nasıl başladığını sorduk. Edindiğimiz bilgiye göre, zaten beklentiler çok yüksek olmadığı için jpiyadada radikal bir iyimserlik veya aşırı iyimserliğe dayalı bir “hayal kırıklığı” yok. İşadamları görüş açıklarken, olumlu yaklaşıma, pozitif yaklaşmaya özellikle dikkat ediyor. Ekonomi politikalarını, ekonomi yönetimini eleştiriden kaçınıyorlar. İş adamlarının büyük çoğunluğu hükümetin uygulamalarına destek veriyor, “Hükümet elinden geleni yapıyor” görüşünü dile getiriyor.
Sıkıntılar büyük ölçüde “dışşal” kabul ediliyor. Örneğin bir işadamı, “Bunu yazma, ama işler hiç iyi değil. Berbat. Türkiye'yi rahat bırakmayacaklar, bizimle uğraşıyorlar” diye küresel güç odaklarına işaret etti ve Türkiye'de, Bursa'da yaşanan sıkıntıların kaynağı için “dış güçler”i işaret etti.
Ancak bazı işadamları, yılların deneyimi ve küresel piyasanın bir parçası olmanın getirdiği gözlemlerle, sorunu “dışarıda” aramanın ve “eli kolu bağlı durma”nın pek doğru olmadığına dikkat çekiyor. Eksikliklere, “bilmediklerimize” dikkat çekiyor, Türkiye'nin “hata yapa yapa doğruyu bulacağına”; bunu yapacak dinamizme sahip olduğuna inanıyor.

Değerlendirmeler şöyle:

Ahmet Şentürk (Özşentürk Gıda):
'Türkye'nin geleceğinden umutluyuz'

- Yeni yıla nasıl başladınız?

“Bu yılın çok iyi başladığı söylenemez. Ama çok da karamsar olmaya gerek yok. İnşallah iyi olacak diye umut ediyoruz. Ülkenin her tarafı bir kargaşa içinde. Bunların kısa zamanda düzelmesini temenni ediyoruz. Mutlaka Türkiye'nin geleceğinden umutluyuz. Ortalıktaki kargaşaların bir an önce sona ermesini bekliyorum.”


Mümin Ceylan (TEMSA Elektrik Üretim. A.Ş):
'İyi günler göremiyorum'

“- 2017 yılı nasıl başladı?

Valla 2017 yılının güzel bir yıl olacağını söyleyenler varsa, herhalde bir bildikleri vardır. Ama ben Bir şey göremiyorum. Yani önümüzde iyi günler göremiyorum. Bu boyutlarda siyasi çalkantıların olduğu bir dönemde, ekonominin düzgün gitmesini beklemek biraz zor görünüyor. Şimdi önümüzde referandum var, sondan sonra seçim var mı, yok mu belli değil. Dolar ne olacağı belli değil... Belirsizliklerin olduğu ortamda yatırımcı da dikkatli davranır. Her gün bir aşağı bir yukarı giden dolar kurunda, yatırımcı neye nasıl karar versin? Nasıl yatırım yapacak, yatırım yapılmazsa ülkede istikrar ve iyiye gidiş nasıl olur, onu bilemiyorum.

- Kendi işiniz, sektörünüz nasıl?

Enerji üreticisi olduğum için şu anda işime çok aşırı olumsuz yansıyan birşey var. Ama şöyle bir durum var: Yatırımlar döviz kuruyla olduğu için etkileniyoruz. Elektrik üretiyoruz. Alışverişi döviz üzerinden yapıyoruz. Yatırımı Euro ile yapıyor, enerjiyi dolar ile satıyoruz, ama iniş çıkışlar iyi olmuyor. Tabi bizden çok daha fazla olumsuz etkilenenler var. Dileğimiz iyi olması, ama ben durumu iyi görmüyorum. “


Serdal Gülmez (BTSO Meclis Üyesi)
'Bankaların destek olması lazım'

“- Yeni yıla nasıl başladınız?

2016'da olumsuzluklar yaşadık, ancak umudumuzu kaybetmiyoruz. Bu yıl daha güzel şeyler olacak. Biz hazırgiyim ve konfeksiyon sektöründeyiz. 2017'nin tabi ilk ayları. Kış mevsimi bizde ölü sezondur, indirim sezonudur. Ama baharla birlikte hareketlenir. Pek çok sektörde durum bu. Biz Ocak'ta Heimtextil fuarındayıdık. Ev tekstilinde Bursa firmaları olarak çok güzel bir girişim yaptık. Fuara katılan firmaları tek tek ziyaret ettik, herkes çok mutlu. Güzel siparişler aldılar. Fuar iyiydi.

- Piyasada nakit sıkıntısı ve bankalardan yana bir sorun yaşıyor musunuz?

Piyasaların durumu malum. Dolayısıyla bankaların da piyasaya destek olmaları hazım. Hükümetimiz bu yönde adımlar atıyor, açıklamalar yapıyor. Mesela faizleri indirmeleri lazım, esnafı, sanayiciyi desteklemeleleri lazım. Ülke olarak olarak üretmemiz, çarkların dönmesi lazım. “


Orhan İğrek (İğrek Makine A.Ş.) :
'Ocak geçti, ilkbahar geliyor...'


“- Yeni yıla nasıl başladınız?

Her zamanki gibi bu yıl da iyimser olmak zorundaydık ve iyimseriz. Ocak geçti, ileri bakıyoruz, ilkbahar geliyor... Herşey belirli bir tempoda ilerliyor.

- Mecazi anlamda mı geliyor “ilkbahar?”

Tabi. Yavaş yavaş gonca güller açacak... Başka şansımız yok. Yola devam..

- Bu salt bir iyimser olma gereğini mi ifade ediyor, baharı müjdeleyen veriler, ipuçları mı var?

Tabi tabi. Tamamen kastettiğiniz ipuçlarıyla ilgili. Bu ipuçlarını hissediyoruz. Ama bu sadece Ocak ayında gördüğümüz birşey değil. O bir süreç. Çünkü Türk insanının donanımı arttığı için imkanları da artıyor. Niye? Eenformasyon kaynakları arttı. Bu globalleşmenin belki en iyi sonucu bu oldu. Bilgisayarla her türlü enformasyon kaynaklarına ulaşıyoruz. Daha iyi kullanıyoruz ve aradaki açık kapanıyor. Jeopolitik durumumuz iyi; bize avantaj getiriyor. Gelişmiş ülkelere, Avrupa'ya yakınız, alıp ülkemize getiriyoruz. Şimdilik belirli maliyet avantajları kullanılıyor. En büyük sıkıntımız şu anda mesleki toplum. Milli ekonomi ve 'üreten Türkiye' diyorum ben işyerimde de. Meslek eğitiminde elimizi taşın altına koyuyoruz. Firma olarak da en büyük hedefimiz bu.

- Siz metal makine alanında çok faklı işler yapıyorsunuz. Olumlu veya olumsuzluğu ile öne çıkan alanlardan, durumlardan sözedebilir miyiz?

Çok basit bir şey söyleyeyim. İtalya'dan İsviçre üzerinden Almanya'ya geçiyorum, 3-4 ay evvel. İstediğim randevuya yetişmem mümkün değil. Ama İsviçreli işadamı, genel müdür, firmanın sahibini alıp, 200 kilometre uzakta, benim yolumun üzerindeki, otoban kenarındaki bir restoranda bizi bekledi. Benim için, iyimserliğimin sebebidir. Çünkü ben 50 senedir İsviçrelilerle iş yapan bir insanım. İsviçrelilerin burun açılarının hiç aşağı doğru eğildiğini görmemiştim. İlk defa yaşadım. Sonra Stuttgard'daki makine fuarındayiz. Orada saat altıya çeyrek kala bir Türk sanayicisi olarak bizi gördüler. Aramışlar, buldular. Düşünün Almanya'da fuar saat akşam 6'da kapanıyor. Direndiler ve yarım saat bana firmalarının reklamını yaptılar, işbirliği için... Bu da çok önemli bir durum. Böyle birşeyi, 70 sene eğitim adına yurt dışına çıkmış bir insan için, düşünün 47 sene sonra yaşamışım. Bu bir işarettir. Evet her insan yurt dışına çıkıyor, televizyondan da olsa dünyayı seyrediyor. Bunlar bizim avantajımız oluyor.”


Remzi Topuk (BTSO Meclis Başkanı):
'Sıkıntılar var, ama herkes dersine çalışıyor'


“- Yeni yılın ilk ayını geride bıraktık. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

2016'yı yaşamış bir ülke ve 2016 yılında buradaki iş hayatının bir temsilcisi olarak konuşayım. Ben 2016'yı da başarılı olarak geride bıraktık, diye düşünüyorum. Hatta, milletin, ülkenin birliğine beraberliğine, daha büyük önem verdiğimiz bir yıl olarak geçti düşünüyorum. Öyle bir yıldan sonra daha güzel bir yıl olarak 2017'yi yaşamak istiyorum. Temennimiz bu.

- Piyasada işler nasıl? Nakit sıkıntısından sözediliyor.

Bazı sıkıntılar var. Bunların halledilmesi için iş hayatı örgütleri de mesela bankalarla olan diyaloglarını sürdürüyorlar. Ben sanıyorum ki artık, işlerin de birazcık açılması ile birlikte piyasa daha rahtlayacaktır. Bazı şirketlerin sıkıntıları da olabiliyor.

- Özel sektörde en hassas noktalardan birisi döviz borcu, yükümlülükleri olan firmalar sanırım. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Döviz borcu olan firmalar var, evet, ama bildiklerimin içinde, bu firmaların ciddi miktarlarda ihracatları da var. Dolayısıyla bir döviz gelirleri de var. Yani birçok firma için ciddi bir sıkıntı olacağını sanmıyorum. Ama tabi ki, bir kısım istisnalar olacak. Yatırım takvimi uymayan, tam ödeme gününe rastlayan vs. bazı sıkıntılar olacak, ama bunu bence genelleştiremeyiz. Firmanın ihracat geliri varsa, ihracat geliri ile yatırımı dengeleniyorsa... Hammaddeler de biliyorsun dövizle... Dolayısıyla ben çok bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum.

- İhracat geliri yok, ama dolar ucuz diye borçlanmış olanlar?

Ona, işletme sahibinin bilinçsiz borçlanmasıdır, diyebilirim. Doğru bir iş değil. Bunlar geçmişte de oldu. Herkes dersini aldı. Bence çok kimse dersini aldı. Almayanlar istisna. Varsa da az sayıdadır.”


İlker Duran (BTSO Yönetim Kurulu Üyesi):
'Bankalar yardımcı olmuyor. Piyasa daralıyor'

“- Ocak ayı, yeni yılın nasıl bir yıl olacağına dair fikir verdi mi?

2017 yılının özellikle ilk 3 ayı zaten beklendiğimiz gibi. Bunları bekliyorduk. Kolay değil, sıkıntılar var. Beklentilerin seviyesi zaten düşük oluduğu için, bir hayal kırıklığı yok. Ona göre de zaten iş dünyası gerekli tedbirleri alıyor, kendi içinde. Finansman yönetimi, nakit yönetimi, borç-alacak dengesi gibi değerler, bunların hepsini gözden geçiriyor. Biraz sıkıntı özellikle şurada, yatırımlar öteleniyor. Hele biraz bekleyelim görüşü var. O da ister istemez olumsuz yönde hepimizi etkiliyor. Yani aslında birbirimiz etkilemiş oluyoruz. Ama ben ileriye dönük çok ümitliyim. Hükümet de bu 3-4 aylık dönemde, referanduma kadar, diyelim, bu süreçte onların da beklentileri, piyasada bir nakit sıkıntısı ve bir daralmanın olacağı yönünde. Bunu aşabilmek için de çeşitli tedbirler alıyorlar. Sigortaların, prim borçlarının ötelenmesi, vergi borçlarının yapılandırılması, özellikle KOBİ'lerin finansmana kolay erişimleri noktasında önemli ciddi çalışmalar var. Elbette yeterli olmuyor, ama bu yönde irade ortaya koymaları bizleri tabi daha bir motive ediyor. Devleti yanımızda hissediyoruz. Bu da birazcık daha sıkıntılarımıza iyi geliyor, direncimizi artırıyor. Bu nedenle önümüzdeki süreç çok da verimli olacak.

- 'Piyasayı boşver, şirketleri kurtaralım' gibi mi oluyor...

Sonuçta bizler aynı geminin yolcularıyız. Aynı gemideyiz. Dolayısıyla, devletin de en önemli gelir kaynağı KOBİ'ler, sonuçta. KOBİ'lerin işlerinin aksaması devleti, vergiler vs. nedeniyle, direkt ilgilendiriyor. En azından, devleti idare edenlerin bu bilinçte olması bizlerin ileriye dönük umutlarımızı artırıyor. Biz BTSO olarak sayın Maliye Bakanı Ağbal'ı burada misafir ettik. Sorunlarımızı ilk ağızdan dinlediler. Burada müjdeli haberler de verdiler. Ama şu önümüzdeki 3-4 ay sıkıntılı olacak. Buna da iş dünyası zaten hazırlıklı.

- Bursa'da yaşanan sıkıntılar, BTSO Başkanı İbrahim Burkay tarafından bakana dosya halinde, madde madde sunuldu. En çok rahatsız eden, en acil konu nedir?

Evet evet. Şu anda bizim iç piyasanın en acil sorunu finansman. Bir nakit sıkıntısı var. İnsanlar finansmana kolay ulaşamıyor. Özellikle bankalar bu konuda üzerine düşeni yeterince yerine getirmiyorlar. Bütün herkesin sıkıntısı bu. Hepimiz aynış şeyi söylüyoruz, ama maalesef bankaların da bu konuda hiç sesi çıkmıyor. Kimse üzerine alınıp da bu ithamlara karşı bir cevap vermiyor. Birisi çıkıp da, yok öyle değil, böyle demiyor. Bizler konuşuyoruz, devletin yetkilileri konuşuyor, ama bankalar sessiz. Özellikle KOBİ'ler finansmana ulaşmakta zorluk çekiyor. Bu da ister istemez iç piyasayı daraltıyor. Bu daralma likit, nakit sıkıntısına yolaçıyor ve ileriye dönük bakamıyorsunuz. Şu anda herkes mevcudu muhafaza etmeye çalışıyor. Kazasız belası şu 3-4 ayı atmatmaya çalışma derdindeyiz.”

Dr. Erol Kılıç (BURTOM Sağlık Tesisleri A.Ş.):
'Ümitliyiz. Tek sorun maliyetler'

“- Sağlık sektör yeni yıla nasıl başladı?
2016 yılı vatandaşlarımızın korkulu olaylar, dönemler yaşadığı, maalesef hatırmalak istemediğimiz bir yıl olarak geçti. Ama işadamlarımız, vatandaşlarımız layıkıyla hepsinin üstesinden geldi. 2017 için de bir takım endişeler vardı, ama ilk ayını geride bıraktığımız yeni yılın çok daha aydınlık, çok daha güzel olacağından, biz işadamları olarak son derece eminiz.
Sağlık sektörüne, kendi sektörümüze gelince. Sağlık sektörü 2016 yılındaki seviyesini koruyor. Ciddi bir dalgalanma, herhangi bir sıkıntı yok. Tek sorunumuz, pek çok sektörde olduğu gibi, maliyetlerin artışı. Vatandaşın alımgücünün azalması nedeniyle cirolarda biraz düşüş sözkonusu. Ama bu da farklı organizasyonlarla farklı hizmet sunumuyla üstesinden gelinebilecek şeyler.
Sonuçta 2017 için çok umutluyuz. Çok başarılı bir yıl olacağından eminim.”


Fahrettin Gülener (Ermetal A.Ş. YKB):
'İş bilmiyoruz, kardeşim'

“- 2017 için güzel hayaller vardı, nasıl başladı.

Nasıl diyeyim? 2017 yılı kötü desem yalan olur, iyi desem erken olur.

- Çok veciz oldu.

Buna mukabil, mücadele etmeyeceğiz de ne yapacağız?

- Atılması gereken adım nedir sizce?

İş bilmiyoruz. Bütün sanayici ve meslek adamları iş bilmiyor, kardeşim. Bitti...

- Biraz açar mısınız?

Bilmiyoruz tabi... Bizim babamız neydi? Çiftçi. Biz iş ve meslek adamı olduk, sanayici olduk, bizim de yanlışlarımız çok olacak. Bir nesil sonra, bizim çocuklarımız, inşallah daha iyi olacak.
Ben böyle demezsem doğruyu söylememiş olurum. Doğru da böyle uzun bir yoldur, kardeşim.

- Sıkıntı nerede odaklanıyor.

Daralma, daralma, daralma... Genel bir daralma. Bu ülkenin en büyük para stoku, bu ülkenin nüfusunun yüzde 1,5 kesiminde.

- Piyasada bütün şirketlerin gözü bu nüfusa üretmek, satmak gibi...

Tabi. Ülkenin en büyük para skoku nüfusun bu yüzde 1,5'luk küçük bir kısmında. Ama bu, kavgayı mı getirsin? Hayır. Onlar çalışmış, kazanmış, oturmuş. Diğerleri de çalışsaydı.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder