Bursalı iş adamları olumsuzluklara rağmen morali yüksek tutmaya çalışıyor. Piyasada en büyük sıkıntının 'nakit' olduğu ifade ediliyor. Vergi ve sigorta ödemeleri konusunda hükumetin yaklaşımı olumlu bulunurken, bankalara sitem var. Bankaların 'Faiz indir' baskılarına rağmen piyasaya 'yardımcı olmadığı', 'sessiz kaldığı' belirtiliyor.
Her yeni yıl taptaze
bir umuttur. Bu “Umut” bir yanıyla olumsuz giden, ters giden
şeylerin yoluna girmesi, ekonomide çarkların dönüp, kazançların
artması; bir yanıyla da geleceğe ilişkin planların, projelerin,
hedeflerin başlangıç noktası, ekonomide yeni yatırımları, yeni
modelleri, yeni pazarları, makineleri, yeni kapasiyeleri, çalışma
hayatına katılacak yeni insanları ifade eder.
Zor geçen 2016 yılının
ardından iş dünyasındaki en önemli algı, “Bundan daha kötü
ne olacak, darbe girişimini gördük, dolar patladı, piyasa felç
oldu” şeklindeydi. Bu “dip”den sonra artık 2017'de
mutlaka işler düzelmeye başlayacaktı. Geçmiş krizlerde de böyle
olmuştu...
Umutla gelen yeni yılın
ilk ayı geride kalırken, Bursa'da iş adamlarına Ocak ayının
nasıl geçtiğini, yani yılın nasıl başladığını sorduk.
Edindiğimiz bilgiye göre, zaten beklentiler çok yüksek olmadığı
için jpiyadada radikal bir iyimserlik veya aşırı iyimserliğe
dayalı bir “hayal kırıklığı” yok. İşadamları görüş
açıklarken, olumlu yaklaşıma, pozitif yaklaşmaya özellikle
dikkat ediyor. Ekonomi politikalarını, ekonomi yönetimini
eleştiriden kaçınıyorlar. İş adamlarının büyük çoğunluğu
hükümetin uygulamalarına destek veriyor, “Hükümet elinden
geleni yapıyor” görüşünü dile getiriyor.
Sıkıntılar büyük
ölçüde “dışşal” kabul ediliyor. Örneğin bir
işadamı, “Bunu yazma, ama işler hiç iyi değil. Berbat.
Türkiye'yi rahat bırakmayacaklar, bizimle uğraşıyorlar” diye
küresel güç odaklarına işaret etti ve Türkiye'de, Bursa'da
yaşanan sıkıntıların kaynağı için “dış güçler”i
işaret etti.
Ancak bazı işadamları,
yılların deneyimi ve küresel piyasanın bir parçası olmanın
getirdiği gözlemlerle, sorunu “dışarıda” aramanın ve “eli
kolu bağlı durma”nın pek doğru olmadığına dikkat çekiyor.
Eksikliklere, “bilmediklerimize” dikkat çekiyor, Türkiye'nin
“hata yapa yapa doğruyu bulacağına”; bunu yapacak dinamizme
sahip olduğuna inanıyor.
Değerlendirmeler
şöyle:
'Türkye'nin
geleceğinden umutluyuz'
- Yeni yıla nasıl
başladınız?
“Bu yılın çok iyi
başladığı söylenemez. Ama çok da karamsar olmaya gerek yok.
İnşallah iyi olacak diye umut ediyoruz. Ülkenin her tarafı bir
kargaşa içinde. Bunların kısa zamanda düzelmesini temenni
ediyoruz. Mutlaka Türkiye'nin geleceğinden umutluyuz. Ortalıktaki
kargaşaların bir an önce sona ermesini bekliyorum.”
Mümin Ceylan (TEMSA Elektrik Üretim. A.Ş):
'İyi günler
göremiyorum'
“- 2017 yılı nasıl
başladı?
Valla 2017 yılının
güzel bir yıl olacağını söyleyenler varsa, herhalde bir
bildikleri vardır. Ama ben Bir şey göremiyorum. Yani önümüzde
iyi günler göremiyorum. Bu boyutlarda siyasi çalkantıların
olduğu bir dönemde, ekonominin düzgün gitmesini beklemek biraz
zor görünüyor. Şimdi önümüzde referandum var, sondan sonra
seçim var mı, yok mu belli değil. Dolar ne olacağı belli
değil... Belirsizliklerin olduğu ortamda yatırımcı da dikkatli
davranır. Her gün bir aşağı bir yukarı giden dolar kurunda,
yatırımcı neye nasıl karar versin? Nasıl yatırım yapacak,
yatırım yapılmazsa ülkede istikrar ve iyiye gidiş nasıl olur,
onu bilemiyorum.
- Kendi işiniz,
sektörünüz nasıl?
Enerji üreticisi
olduğum için şu anda işime çok aşırı olumsuz yansıyan birşey
var. Ama şöyle bir durum var: Yatırımlar döviz kuruyla olduğu
için etkileniyoruz. Elektrik üretiyoruz. Alışverişi döviz
üzerinden yapıyoruz. Yatırımı Euro ile yapıyor, enerjiyi dolar
ile satıyoruz, ama iniş çıkışlar iyi olmuyor. Tabi bizden çok
daha fazla olumsuz etkilenenler var. Dileğimiz iyi olması, ama ben
durumu iyi görmüyorum. “
Serdal Gülmez (BTSO Meclis Üyesi)
'Bankaların destek
olması lazım'
“- Yeni yıla nasıl
başladınız?
2016'da olumsuzluklar
yaşadık, ancak umudumuzu kaybetmiyoruz. Bu yıl daha güzel şeyler
olacak. Biz hazırgiyim ve konfeksiyon sektöründeyiz. 2017'nin tabi
ilk ayları. Kış mevsimi bizde ölü sezondur, indirim sezonudur.
Ama baharla birlikte hareketlenir. Pek çok sektörde durum bu. Biz
Ocak'ta Heimtextil fuarındayıdık. Ev tekstilinde Bursa firmaları
olarak çok güzel bir girişim yaptık. Fuara katılan firmaları
tek tek ziyaret ettik, herkes çok mutlu. Güzel siparişler aldılar.
Fuar iyiydi.
- Piyasada nakit
sıkıntısı ve bankalardan yana bir sorun yaşıyor musunuz?
Piyasaların durumu
malum. Dolayısıyla bankaların da piyasaya destek olmaları hazım.
Hükümetimiz bu yönde adımlar atıyor, açıklamalar yapıyor.
Mesela faizleri indirmeleri lazım, esnafı, sanayiciyi
desteklemeleleri lazım. Ülke olarak olarak üretmemiz, çarkların
dönmesi lazım. “
'Ocak geçti, ilkbahar
geliyor...'
“- Yeni yıla nasıl
başladınız?
Her zamanki gibi bu yıl
da iyimser olmak zorundaydık ve iyimseriz. Ocak geçti, ileri
bakıyoruz, ilkbahar geliyor... Herşey belirli bir tempoda
ilerliyor.
- Mecazi anlamda mı
geliyor “ilkbahar?”
Tabi. Yavaş yavaş
gonca güller açacak... Başka şansımız yok. Yola devam..
- Bu salt bir iyimser
olma gereğini mi ifade ediyor, baharı müjdeleyen veriler, ipuçları
mı var?
Tabi tabi. Tamamen
kastettiğiniz ipuçlarıyla ilgili. Bu ipuçlarını hissediyoruz.
Ama bu sadece Ocak ayında gördüğümüz birşey değil. O bir
süreç. Çünkü Türk insanının donanımı arttığı için
imkanları da artıyor. Niye? Eenformasyon kaynakları arttı. Bu
globalleşmenin belki en iyi sonucu bu oldu. Bilgisayarla her türlü
enformasyon kaynaklarına ulaşıyoruz. Daha iyi kullanıyoruz ve
aradaki açık kapanıyor. Jeopolitik durumumuz iyi; bize avantaj
getiriyor. Gelişmiş ülkelere, Avrupa'ya yakınız, alıp ülkemize
getiriyoruz. Şimdilik belirli maliyet avantajları kullanılıyor.
En büyük sıkıntımız şu anda mesleki toplum. Milli ekonomi ve
'üreten Türkiye' diyorum ben işyerimde de. Meslek eğitiminde
elimizi taşın altına koyuyoruz. Firma olarak da en büyük
hedefimiz bu.
- Siz metal makine
alanında çok faklı işler yapıyorsunuz. Olumlu veya olumsuzluğu
ile öne çıkan alanlardan, durumlardan sözedebilir miyiz?
Çok basit bir şey
söyleyeyim. İtalya'dan İsviçre üzerinden Almanya'ya geçiyorum,
3-4 ay evvel. İstediğim randevuya yetişmem mümkün değil. Ama
İsviçreli işadamı, genel müdür, firmanın sahibini alıp, 200
kilometre uzakta, benim yolumun üzerindeki, otoban kenarındaki bir
restoranda bizi bekledi. Benim için, iyimserliğimin sebebidir.
Çünkü ben 50 senedir İsviçrelilerle iş yapan bir insanım.
İsviçrelilerin burun açılarının hiç aşağı doğru eğildiğini
görmemiştim. İlk defa yaşadım. Sonra Stuttgard'daki makine
fuarındayiz. Orada saat altıya çeyrek kala bir Türk sanayicisi
olarak bizi gördüler. Aramışlar, buldular. Düşünün Almanya'da
fuar saat akşam 6'da kapanıyor. Direndiler ve yarım saat bana
firmalarının reklamını yaptılar, işbirliği için... Bu da çok
önemli bir durum. Böyle birşeyi, 70 sene eğitim adına yurt
dışına çıkmış bir insan için, düşünün 47 sene sonra
yaşamışım. Bu bir işarettir. Evet her insan yurt dışına
çıkıyor, televizyondan da olsa dünyayı seyrediyor. Bunlar bizim
avantajımız oluyor.”
Remzi Topuk (BTSO
Meclis Başkanı):
'Sıkıntılar var, ama
herkes dersine çalışıyor'
“- Yeni yılın ilk
ayını geride bıraktık. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
2016'yı yaşamış bir
ülke ve 2016 yılında buradaki iş hayatının bir temsilcisi
olarak konuşayım. Ben 2016'yı da başarılı olarak geride
bıraktık, diye düşünüyorum. Hatta, milletin, ülkenin birliğine
beraberliğine, daha büyük önem verdiğimiz bir yıl olarak geçti
düşünüyorum. Öyle bir yıldan sonra daha güzel bir yıl olarak
2017'yi yaşamak istiyorum. Temennimiz bu.
- Piyasada işler
nasıl? Nakit sıkıntısından sözediliyor.
Bazı sıkıntılar
var. Bunların halledilmesi için iş hayatı örgütleri de mesela
bankalarla olan diyaloglarını sürdürüyorlar. Ben sanıyorum ki
artık, işlerin de birazcık açılması ile birlikte piyasa daha
rahtlayacaktır. Bazı şirketlerin sıkıntıları da olabiliyor.
- Özel sektörde en
hassas noktalardan birisi döviz borcu, yükümlülükleri olan
firmalar sanırım. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Döviz borcu olan
firmalar var, evet, ama bildiklerimin içinde, bu firmaların ciddi
miktarlarda ihracatları da var. Dolayısıyla bir döviz gelirleri
de var. Yani birçok firma için ciddi bir sıkıntı olacağını
sanmıyorum. Ama tabi ki, bir kısım istisnalar olacak. Yatırım
takvimi uymayan, tam ödeme gününe rastlayan vs. bazı sıkıntılar
olacak, ama bunu bence genelleştiremeyiz. Firmanın ihracat geliri
varsa, ihracat geliri ile yatırımı dengeleniyorsa... Hammaddeler
de biliyorsun dövizle... Dolayısıyla ben çok bir sıkıntı
olacağını düşünmüyorum.
- İhracat geliri yok,
ama dolar ucuz diye borçlanmış olanlar?
Ona, işletme sahibinin
bilinçsiz borçlanmasıdır, diyebilirim. Doğru bir iş değil.
Bunlar geçmişte de oldu. Herkes dersini aldı. Bence çok kimse
dersini aldı. Almayanlar istisna. Varsa da az sayıdadır.”
İlker Duran (BTSO
Yönetim Kurulu Üyesi):
'Bankalar yardımcı
olmuyor. Piyasa daralıyor'
“- Ocak ayı, yeni
yılın nasıl bir yıl olacağına dair fikir verdi mi?
2017 yılının
özellikle ilk 3 ayı zaten beklendiğimiz gibi. Bunları
bekliyorduk. Kolay değil, sıkıntılar var. Beklentilerin seviyesi
zaten düşük oluduğu için, bir hayal kırıklığı yok. Ona göre
de zaten iş dünyası gerekli tedbirleri alıyor, kendi içinde.
Finansman yönetimi, nakit yönetimi, borç-alacak dengesi gibi
değerler, bunların hepsini gözden geçiriyor. Biraz sıkıntı
özellikle şurada, yatırımlar öteleniyor. Hele biraz bekleyelim
görüşü var. O da ister istemez olumsuz yönde hepimizi etkiliyor.
Yani aslında birbirimiz etkilemiş oluyoruz. Ama ben ileriye dönük
çok ümitliyim. Hükümet de bu 3-4 aylık dönemde, referanduma
kadar, diyelim, bu süreçte onların da beklentileri, piyasada bir
nakit sıkıntısı ve bir daralmanın olacağı yönünde. Bunu
aşabilmek için de çeşitli tedbirler alıyorlar. Sigortaların,
prim borçlarının ötelenmesi, vergi borçlarının
yapılandırılması, özellikle KOBİ'lerin finansmana kolay
erişimleri noktasında önemli ciddi çalışmalar var. Elbette
yeterli olmuyor, ama bu yönde irade ortaya koymaları bizleri tabi
daha bir motive ediyor. Devleti yanımızda hissediyoruz. Bu da
birazcık daha sıkıntılarımıza iyi geliyor, direncimizi
artırıyor. Bu nedenle önümüzdeki süreç çok da verimli olacak.
- 'Piyasayı boşver,
şirketleri kurtaralım' gibi mi oluyor...
Sonuçta bizler aynı
geminin yolcularıyız. Aynı gemideyiz. Dolayısıyla, devletin de
en önemli gelir kaynağı KOBİ'ler, sonuçta. KOBİ'lerin işlerinin
aksaması devleti, vergiler vs. nedeniyle, direkt ilgilendiriyor. En
azından, devleti idare edenlerin bu bilinçte olması bizlerin
ileriye dönük umutlarımızı artırıyor. Biz BTSO olarak sayın
Maliye Bakanı Ağbal'ı burada misafir ettik. Sorunlarımızı ilk
ağızdan dinlediler. Burada müjdeli haberler de verdiler. Ama şu
önümüzdeki 3-4 ay sıkıntılı olacak. Buna da iş dünyası
zaten hazırlıklı.
- Bursa'da yaşanan
sıkıntılar, BTSO Başkanı İbrahim Burkay tarafından bakana
dosya halinde, madde madde sunuldu. En çok rahatsız eden, en acil
konu nedir?
Evet evet. Şu anda
bizim iç piyasanın en acil sorunu finansman. Bir nakit sıkıntısı
var. İnsanlar finansmana kolay ulaşamıyor. Özellikle bankalar bu
konuda üzerine düşeni yeterince yerine getirmiyorlar. Bütün
herkesin sıkıntısı bu. Hepimiz aynış şeyi söylüyoruz, ama
maalesef bankaların da bu konuda hiç sesi çıkmıyor. Kimse
üzerine alınıp da bu ithamlara karşı bir cevap vermiyor. Birisi
çıkıp da, yok öyle değil, böyle demiyor. Bizler
konuşuyoruz, devletin yetkilileri konuşuyor, ama bankalar sessiz.
Özellikle KOBİ'ler finansmana ulaşmakta zorluk çekiyor. Bu da
ister istemez iç piyasayı daraltıyor. Bu daralma likit, nakit
sıkıntısına yolaçıyor ve ileriye dönük bakamıyorsunuz. Şu
anda herkes mevcudu muhafaza etmeye çalışıyor. Kazasız belası
şu 3-4 ayı atmatmaya çalışma derdindeyiz.”
Dr. Erol Kılıç
(BURTOM Sağlık Tesisleri A.Ş.):
'Ümitliyiz. Tek sorun
maliyetler'
“- Sağlık sektör
yeni yıla nasıl başladı?
2016 yılı
vatandaşlarımızın korkulu olaylar, dönemler yaşadığı,
maalesef hatırmalak istemediğimiz bir yıl olarak geçti. Ama
işadamlarımız, vatandaşlarımız layıkıyla hepsinin üstesinden
geldi. 2017 için de bir takım endişeler vardı, ama ilk ayını
geride bıraktığımız yeni yılın çok daha aydınlık, çok daha
güzel olacağından, biz işadamları olarak son derece eminiz.
Sağlık sektörüne,
kendi sektörümüze gelince. Sağlık sektörü 2016 yılındaki
seviyesini koruyor. Ciddi bir dalgalanma, herhangi bir sıkıntı
yok. Tek sorunumuz, pek çok sektörde olduğu gibi, maliyetlerin
artışı. Vatandaşın alımgücünün azalması nedeniyle cirolarda
biraz düşüş sözkonusu. Ama bu da farklı organizasyonlarla
farklı hizmet sunumuyla üstesinden gelinebilecek şeyler.
Sonuçta 2017 için çok
umutluyuz. Çok başarılı bir yıl olacağından eminim.”
Fahrettin Gülener
(Ermetal A.Ş. YKB):
'İş bilmiyoruz,
kardeşim'
“- 2017 için güzel
hayaller vardı, nasıl başladı.
Nasıl diyeyim? 2017
yılı kötü desem yalan olur, iyi desem erken olur.
- Çok veciz oldu.
Buna mukabil, mücadele
etmeyeceğiz de ne yapacağız?
- Atılması gereken
adım nedir sizce?
İş bilmiyoruz. Bütün
sanayici ve meslek adamları iş bilmiyor, kardeşim. Bitti...
- Biraz açar mısınız?
Bilmiyoruz tabi...
Bizim babamız neydi? Çiftçi. Biz iş ve meslek adamı olduk,
sanayici olduk, bizim de yanlışlarımız çok olacak. Bir nesil
sonra, bizim çocuklarımız, inşallah daha iyi olacak.
Ben böyle demezsem
doğruyu söylememiş olurum. Doğru da böyle uzun bir yoldur,
kardeşim.
- Sıkıntı nerede
odaklanıyor.
Daralma, daralma,
daralma... Genel bir daralma. Bu ülkenin en büyük para stoku, bu
ülkenin nüfusunun yüzde 1,5 kesiminde.
- Piyasada bütün
şirketlerin gözü bu nüfusa üretmek, satmak gibi...
Tabi. Ülkenin en büyük
para skoku nüfusun bu yüzde 1,5'luk küçük bir kısmında. Ama
bu, kavgayı mı getirsin? Hayır. Onlar çalışmış, kazanmış,
oturmuş. Diğerleri de çalışsaydı.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder