Son haftalarda akaryakıt fiyatlarındaki gerileme mutlaka dikkatinizi çekiyordur. Benzin ve mazot ile birlikte araçlarına LPG dönüşümü yaptıranların yakıta ödediği fatura da azalıyor. Arabama iki ay önce 2,30 liradan LPG aldığım istasyonda, önceki gün 1,87 rakamını görünce şaşırdım, ilk anda şaka yapıyorlar sandım, inanamadım. Meğer benzin ve mazot fiyatlarında da benzer indirimler olmuş. 5 liraya dayanan benzin 4,2 liraya düşmüş... |
Benzin fiyatlarının bugün 5 kuruş indirilip, yarın 25 kuruş zam yapılmasına alışmıştık. Bitmek bilmeyen zamlarla da en pahalı akaryakıt tüketen ülke olma şampiyonluğuna devam edip gidiyoruz.
Türkiye’de akaryakıt fiyatlarının düşmesinin temel nedeni, dış piyasada petrol fiyatlarında yaşanan düşüş. Ham petrolün varil fiyatı 130 dolarlardan 80 dolar seviyelerine kadar indi.
Peki, petrol fiyatları neden düşüyor? Bunun nedeni her ne kadar, medyada ABD’nin Iran veya Ortadoğu politikalarına, savaş çığlıklarının azalmış olmasına, örneğin Suriye’ye saldırma olasılığının zayıflığına dayandırılsa da, aslında durum daha derinlerde…
Sevgili okurum, petrol fiyatlarındaki düşüşün asıl nedeni, ”küresel resesyon korkusu”! Anlaşılan, ABD ve Avrupa’da süren kemer sıkma politikaları ve tüketimin kısılması, akaryakıt talebine de yansıyor ve bu da petrolcüleri kaygılandırıyor, satışların devamı için, onları fiyat düşüşüne zorluyor.
Fiyat düşüşlerinin nedeni “küresel resesyon korkusu” olunca, son haftalarda emtia fiyatlarındaki düşüş de dikkat çekiyor.
En son ABD ve Çin ekonomisindeki büyüme rakamları, temel emtia fiyatlarındaki düşüşün kısa vadede süreceği yönünde değerlendiriliyor. Bakır, alüminyum, platinden tutun da, sanayide kullanılan bütün temel emtia kalemlerindeki fiyat düşüşü, dünyanın en büyük metal borsası durumundakiLondra Metal Borsası verilerinden izlemek mümkün. Gerek Londra Metal Borsası, gerek de ABD’de S&P’un bu alandaki spot indekslerine göre, emtia fiyatları son 19 ayın en düşük seviyesine inmiş durumda.
Son bir haftada, hem İMKB’de, hem de dış borsalardaki işlemlerde yaşanan gelişmeler de, borsacılarca “küresel resesyon beklentilerinin satın alınması” olarak yorumlanıyor. Borsacılar yine hepimizden uyanık, cin gibiler…
Peki bunlar ne anlama geliyor?
Kuşkusuz, petrol fiyatlarındaki düşüş sevindirici… Hem vatandaş olarak daha az akaryakıt parası ödeyeceğiz, hem de devlet bu yakıtın nerdeyse tamamını ithal ettiği için, düşüş, dış ticaret ve cari hesaplara olumlu yansıyacak, meşhur “cari açık” azalacak –ki, son veriler bunu doğruluyor-.
Petrol fiyatları ile birlikte, emtia fiyatlarındaki düşüş de, sanayiin bütün sektörlerinde, her türlü hammadde ve ara malını ithal eden ve fabrikalarına büyük ölçüde ithal malzeme kullanan bir ülke olarak Türkiye’nin mutlaka işine gelecektir. İthalat maliyetinin azalması, dolar fiyatlarındaki artışı da frenliyor; Dolar düşüyor, cari açık azılıyor…
Bunun dış ticaretteki anlamı şu: Artık ihracata yönelik üretim yapan firmalar, yönlerini, durgunluk içindeki Avrupa pazarı dışına çevirecekler. Son fiyat düşüşlerine rağmen petrol üreticisi ülkeler artık en paralı müşteri… Ortadoğu ülkeleri, komşular, Kuzey Afrika, Rusya… Ve tabi Çin, Meksika, Hindistan…
Avrupa’daki son seçimler, hükümetlerin ekonomik krize karşı tutumlarını da etkileyecek. AB ‘nin patronu sağcı Alman Merkel, “kemer sıkma”da ısrar ededursun, ikinci büyük ortağı Fransız sosyalist Hollande “ekonomik büyüme” diye tutturdu ve yaşlı kıtanın krizi ancak büyüme politikaları ile aşabileceğini savunuyor.
Bu durumda, gelişmeleri şöyle özetlemek mümkün:
Petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüş, hayra alamet şeyler olmasa da, Türkiye ekonomisine olumlu yansıyacaktır.
Ancak, bu durumun ne kadar devam edeceğini kimse bilmez…
Su akarken, testiyi olduracaksın!
İyi pazarlar
24 Haziran 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder