“2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu”, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Genel Kurul görüşmeleri sırasında yapılacak muhalefet en fazla politik gösteri düzeyinde kalacağı için aslında gelecek yıl bütçeden kimin ne kapacağı netleşmiş durumda. |
Aralık ayı kamu maliyesinde bence, özellikle ekonomi açısında en kritik dönemdir. Çünkü devletin bütçesi bu ayda belirlenir. Bütçe, devletin en temel politika aracıdır. Yani boş lafları bir yana bırakarak, net olarak devletin hangi alanları teşvik edeceği, kimlerin üzerinevergi vs. araçlarla daha fazla gideceği; buna karşın bütçe musluklarının hangi kesimlere açılacağı bütçe ile belirlenir.
Aralık’ta meclis en yoğun günlerini yaşar, vekilleri geceli gündüzlü mecliste kalır, tek tek rakamları dinlerler, oylamalar için parmak kaldırırlar. Teorik olarak bütçe görüşmeleri sırasında TBMM açık, şeffaf ve demokratik bir şekilde faaliyet gösterse, ülkenin birçok sorunu kendiliğinden hallolabilir. Çünkü muhalefet partilerinin de onayı ile geçecek bir bütçe yönetimin çok daha adil çalışmasının nesnel koşullarını yaparmış olacaktır.
Ancak maalesef, bunun böyle olmadığını biliyoruz. Genellikle, hükümetler bütün önceliklerini bütçe tasarısında madde madde yazarlar, bunlara muhalefet partilerinden gelen itirazlar, parmak hesabı oylama ile savuşturulur.
Vekiller bu sene bütçenin komisyonda görüşmeleri sırasında oldukça yaratıcı, “medyatik” yöntemler sergilediler. Örneğin, İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken, bibergazı için bütçeden ödenek ayrılmasını protesto için komisyon üyelerine bibergazı sıktılar… Ama bu tepkiler de medyada yeralmanın dışında bir etki yaratmadı, iktidar temsilcileri bütçe rakamlarından tek kuruşluk taviz vermedi.
Gelelim yeni bütçemize…
Anlaşılan gelecek yıl genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 396 milyar 705 milyon, özel bütçeli idarelere 45, 2 milyar, düzenleyici ve denetleyici kurumlara 2,363 milyon lira ödenek öngörüldü.
Peki gelirler?
Genel bütçe gelirleri 362,96 milyar; özel bütçeli idarelerin gelirleri 45,8 milyar (39 milyarı hazine yardımı); düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirleri ise 2,3 milyar lira.
Aralık’ta meclis en yoğun günlerini yaşar, vekilleri geceli gündüzlü mecliste kalır, tek tek rakamları dinlerler, oylamalar için parmak kaldırırlar. Teorik olarak bütçe görüşmeleri sırasında TBMM açık, şeffaf ve demokratik bir şekilde faaliyet gösterse, ülkenin birçok sorunu kendiliğinden hallolabilir. Çünkü muhalefet partilerinin de onayı ile geçecek bir bütçe yönetimin çok daha adil çalışmasının nesnel koşullarını yaparmış olacaktır.
Ancak maalesef, bunun böyle olmadığını biliyoruz. Genellikle, hükümetler bütün önceliklerini bütçe tasarısında madde madde yazarlar, bunlara muhalefet partilerinden gelen itirazlar, parmak hesabı oylama ile savuşturulur.
Vekiller bu sene bütçenin komisyonda görüşmeleri sırasında oldukça yaratıcı, “medyatik” yöntemler sergilediler. Örneğin, İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken, bibergazı için bütçeden ödenek ayrılmasını protesto için komisyon üyelerine bibergazı sıktılar… Ama bu tepkiler de medyada yeralmanın dışında bir etki yaratmadı, iktidar temsilcileri bütçe rakamlarından tek kuruşluk taviz vermedi.
Gelelim yeni bütçemize…
Anlaşılan gelecek yıl genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 396 milyar 705 milyon, özel bütçeli idarelere 45, 2 milyar, düzenleyici ve denetleyici kurumlara 2,363 milyon lira ödenek öngörüldü.
Peki gelirler?
Genel bütçe gelirleri 362,96 milyar; özel bütçeli idarelerin gelirleri 45,8 milyar (39 milyarı hazine yardımı); düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirleri ise 2,3 milyar lira.
Yani giderimiz 450, gelirimiz kabaca 410 milyar lira…
2012 yılı öngörülen bütçe açığı 40 milyar lira!
Eee diyeceksiniz ki, “Kardeşim sen hala denk bütçe mi arıyorsun. Bunu hatırlayan nesil bile kalmadı...”
Bütçenin daha baştan açık olması aslında çok temel bir sorundur ve bir sürü hastalığın kaynağıdır. Ancak hükümetlerin işine gelen bir yöntem olduğu ve denk bütçe istemenin pratik bir yararı da olmadığı için, geçiyorum…
Bütçenin patronu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bütçeyi savunurken, kendi için de tutarlı bir görüntü verdi.
Birkaç örnek:
“Endüstri Bölgeleri”nin kurulması. Amaç yatırımların teşviki, “gurbetçi” işçilerin paralarını burada yatırıma çekmek. Bölge için harcamayı Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yapacak.
“Görev zararı”na 1,7 milyar gidecek, Halk Bankası esnaf kredilerine 514 milyonluk sübvansiyon var.
''Yazar kasa ile POS makinelerin birleştirilmesi”, harcamaların izini sürmekte yeni yöntem olarak geliyor.
“Kayıtdışı istihdam” yüzde 38’e indirilmiş(Bakan, yüzde 50’den buraya gelindiğini söylüyor)“Kurumlar Vergisi”nin GSYİH’ya oranı yüzde 1,6’dan, yüzde 2’ye çıkmış!
Bu yıl Halk Bankası satışından 7 milyar lira bekleniyor.
Vergi dilimlerinin aşağı çekilmesinden, daha çok Gelir Vergisi bekleniyor.
Bakan, kamudaki araç sayısının on yılda 85 binden 90 bine ancak çıktığını söylese de, kamudaki daralma dikkate alındığında, “lüks araba saltanatlığının” artarak sürdüğünü söyleyebiliriz.
Dolaylı vergilerin yüzde 70’e varan ağırlığı yine devam edecek…
Devlet önümüzdeki yıl da ücretlilerden, “orta direk”ten alacak; devlet çarkına, askere, poliste, topa tüfeğe, kalanla da sağlığa, eğitime kamu hizmetlerine verecek…
Örneğin, hangi üniversiteye haç tane minibüs, ambülâns alınacağı bütçe kanununda olacak; ama “Milli Savunma” ve güvenlik kesiminin bütçeden alacağı yine net olmayacak, “Petriot”lara kaç para verileceğini kimse bilmeyecek, yine hepsi “partiler üstü” hava ile hükümetin sunduğu taslaklar “esas duruş” vaziyetinde oylanacak…
İyi pazarlar
.
.
03 ARALIK 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder