Hükümetin en önemli “icraatı” olan bütçe, meclisteki renkli muhalefete rağmen kuruşuna kadar hükümetin istediği gibi çıktı. Siyasi iktidar meydanlarda, ekranlarda ne derse desin, 2013 yılı boyunca paraların kimden alıp kime verileceği belli oldu: Devlet yine vergileri ücretliden, işçiden, memurdan, esnaftan “tüketici”den, halktan alacak. “Az kazanandan az, çok kazanandan çok” ilkesi yine lafta kalacak. |
Sevgili okurum, yaklaşık bir ay kadar önce bu köşede, 2013 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu tasarısını konu alan bir yazı yazmıştım. Aradan bir ay geçti, TBMM’de geceli gündüzlü oturumlar yapıldı, biber gazından bardak fırlatmaya, marş söylemeye kadar çok renkli sahneler yaşandı. Ama hükümet, muhalefetin bütün önergelerini oy çoğunluğu ile savuşturdu ve tasarının kılına dokundurmadı.
Bu “kılına dokundurmama”, muhalefet partilerinden gelen eleştiri ve önerileri, sonuçta muhalefeti işlevsiz kılma bütçenin sosyal hedefini, daha baştan sakatlıyor. Muhalefet, vergilerin harcanmasının denetimi konusunda tamamen devre dışı!
Zaten onlar da bu durumu öyle kanıksamışlar ki, bütçe oturumlarında bütçe ve rakamlarla ilgili konuşma yapan çok az vekil çıkıyor.
Ama işin özü rakamlar…
Gelin Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında vergi “adalet”ine bir bakalım.
2013 yılında devletin toplamayı öngördüğü vergi 319 milyar lira. Bunun 218 milyarını, yani yüzde 70’ini “dolaylı vergi” olarak yukarıda andığımız halk ödeyecek.
KDV, ÖTV falan olarak…
Merak etmeyin geri kalanını patronlar ödemiş olmayacak. Patronların ödeyeceği Kurumlar Vergisi’nin vergi içindeki oranı yüzde 5 bile değil…
Asıl vergi “kaynaktan kesme-tevfikat” ile gelecek, yani vergiyi ücretli çalışanlar ödeyecek…
Manzara şu:
Fabrikada bardak üretiliyor.
Devlet 100 lira vergi alacak.
70 lirasını evine bardak satın alandan, 25 lirasını çalışanın maaşından, 5 lirasını da şirketin kazancından alıyorsun.
Evine bardak alacakların çoğu ücretliler olacağına göre, vergi yükün kimin sırtında olduğunu anlayın!
Gelelim ücretli kesimin ödediği paranın nereye harcanacağına…
Gelecek yıl devletin harcaması yaklaşık 450 milyar liraya ulaşacak.
Bütçeden en çok para alacak kurumlar şöyle:
Maliye Bakanlığı: 99,1 milyar, Hazine Müsteşarlığı: 71,8 milyar. Milli Eğitim Bakanlığı: 47,4 milyar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı: 32,1 milyar, Milli Savunma Bakanlığı: 20,3 milyar, Emniyet Genel Müdürlüğü: 14,7 milyar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı: 14,7 milyar, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı: 13,1 milyar, Jandarma Genel Komutanlığı: 5,8 milyar, Diyanet İşleri Başkanlığı: 4,6 milyar…
“Güvenlik” ve dini kurumların bütçe rakamlarına bakınca içimden “Osmanlıdan bu yana çok da bir şey değişmemiş” demek geçiyor. Zira hala en gözde kurumlar bunlar.
Hazine ve Maliye’nin toplam 170 milyarı aşan bütçesi dikkatinizi çekmiştir. Ben onları “joker” olarak tanımlıyorum. Hazine ve Maliye bu kaynağı genelde sanayi ve ticaret kesimine, çoğu zaman da “milli savunma” adı altında asker ve polisten gelecek talepler doğrultusunda harcar.
Bir yandan “Yeni Anayasa”, açılım, komşularla sıfır sorun falan derken diğer yandan askeri harcamaların artması, örneğin MİT bütçesinin yüzde 30 gibi artırılması hiç hayra alamet değil gibi geliyor bana… Umarım hükümet içerde veya dışarıda savaş hazırlığı yapmıyordur!
Bütçe listesinde en çok hoşuma giden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın bütçesi oldu. Çünkü bu bakanlığın bütçesinin büyük bölümü yardıma muhtaç, yoksul kesime gidiyor.
Keza, Ulaştırma ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı da 10’ar milyarın üzerindeki bütçelere sahip.
Mecliste bütçe tartışılırken, ODTÜ’de yüzlerce polis, zırhlı aracı, tomaları ile öğrencilerin üzerine biber gazı sıkıyordu.
Mecliste, “2013’de biber gazı alınma kaç lira ödenek ayrıldı” sorusu yanıtsız kaldı. Halk ödediği vergiden kaç liranın, kendi çocuklarına sıkılacak biber gazına harcandığını öğrenemedi…
Açık, şeffaf ve denetlenebilir bir bütçe dileği ile iyi pazarlar.
24 ARALIK 2012, Pazartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder