15 Ağustos 2017 Salı

Ekonomideki ‘başarı’nın perde arkası: PPP (son bölüm)



KAMU-ÖZEL SEKTÖR ORTAK, BİZ MÜŞTERİ!


Kalkınma Bakanlığı, Kamu Özel Ortaklığı’nı (PPP), “Kamu Özel İşbirliği” (KOİ) olarak tanımlıyor. Bakanlığın açıkladığı Kamu Özel İşbirliği Uygulamalarına İlişkin Gelişmeler-2015 raporu verilerine göre, Türkiye’de inşaatı devam eden 34 proje ve yatırım tutarı (2015 fiyatları ile ABD Doları olarak) şöyle: 


Proje                                                                                         Tutarı (Dolar)
1.         Gebze-Orhangazi-İzmir (İzmit Körfez Geçişi dahil)    7.607.415.278
2.         İstanbul Karayolu Boğazı Tüp Geçişi Projesi               1.339.252.350
3.         Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dahil)     2.446.377.383
4.         İstanbul Yeni Havaalanı Projesi                                   13.937.507.260
5.         Karasu Limanı Projesi                                                         77.120.851
6.         Muğla Ören Yat Limanı                                                       10.630.425
7.         Dalaman Yat Limanı ve Deniz Otobüsü Y. Yeri                  17.797.200
8.         Muğla-Datça Yat Limanı                                                     15.408.750
9.         Gazipaşa Yat Limanı                                                             9.574.400
10.       Haliç Yat Limanı ve Kompleksi                                        723.541.623
11.       Ankara Hızlı Tren Garı Projesi                                          239.512.000
12.       Yassıada-Sivriada Projesi                                                  132.973.821
13.       Dilucu Gümrük Kapısı Tesisleri                                         18.982.556
14.       Esendere Gümrük Kapısı Tesisleri                                     18.632.564
15.       Kapıköy Gümrük Kapısı Tesisleri                                      22.166.419
16.       Çıldır/Aktaş Gümrük Kapısı Tesisleri                                18.982.556
17.       Halkalı Gümrük Kapısı Tesisleri                                        64.027.495
18.       Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü                                     403.919.734
19.       Etlik Entegre Sağlık Kampüsü                                      1.105.616.253
20.       Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü                                  1.086.669.600
21.       İkitelli Entegre Sağlık Kampüsü                                   1.232.816.682
22.       Elazığ Entegre Sağlık Kampüsü                                       308.756.448
23.       Yozgat Sağlık Yerleşkesi Projesi                                  155.574.043
24.       Manisa Eğitim Araştırma Hastanesi                              182.720.926
25.       Adana Entegre Sağlık Kampüsü Projesi                        680.452.306
26.       Mersin Entegre Sağlık Kampüsü Projesi                      339.974.330
27.       Gaziantep Entegre Sağlık Kampüsü Projesi                  840.186.289
28.       Ulusal Halk Sağlığı Kurumu ve Türkiye İlaç K.           776.940.175
29.       FTR, Psikiyatri ve YGAP Hastaneleri Projesi               658.097.828
30.       Isparta Sağlık Yerleşkesi Projesi                                  263.982.939
31.       İzmir Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü                      758.333.333
32.       Kocaeli Entegre Sağlık Kampüsü Projesi                     504.728.453
33.       Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü                     255.028.890
34.       Bursa Entegre Sağlık Kampüsü                                    315.967.153

TOPLAMI 185 MİLYAR DOLAR MI? 

Rapora göre 34 projenin toplam yatırım tutarı 72,1 milyar dolar olurken, bunların 17’si YİD ve 17’si YK modelli. Raporda, Türkiye’de PPP kapsamındaki toplam 211 proje büyüklüğünün 2017 fiyatlarıyla 123,5 milyar doları aştığı belirtiliyor. 
Kalkınma Bakanlığı en son 2015 yılı raporunu açıkladığı için bu rakamların çok güncel olduğu söylenemez. Örneğin ilahesi yapılan Çanakkale Köprüsü vs. projeler bu listede yok. Dolayısıyla kesin bir rakam da açıklanmış değil. Cumhurbaşkanının açıkladığı 185 milyar dolar dış yatırımının çok büyük bölümünü PPP’lerin oluşturduğu muhakkak.

DESTEKLER

PPP projelerinde dikkati çeken en önemli nokta, ciddi devlet teşvikleri. 
Bu projelerde KDV istisnası, Gümrük Vergisi muafiyeti, yüzde 90 vergi indirimi. Normal vergi yüzde 2. 
Sigorta primi desteği ise bölgelere göre 7 ila 10 yıl arasında değişiyor.
Ayrıca projeler için bedava arsa tahsisi..
Faiz oranı için TL’de yüzde 5, dövizde yüzde 2 destek var.
Önce, Dünya Bankası’nın salt kredi alabileceğiniz bir ticari banka olmadığını hatırlatalım. Dünya Bankası uzun yıllar IMF ile koordinasyon içinde hükümetlerin kalkınma ve finans politikalarını yönetip yönlendirme işlevi gördü. 
Ancak son 20 yılda, IMF’deki devletlerin resmi fonlarının yerine özel sektör finansmanının devreye alınmasından sonra Dünya Bankası’nda da bir politika değişikliğine gidildi ve Dünya Bankası zordaki ülkelere kendisi kredi vermek yerine, batılı banka ve finans kuruluşlarının fonlarının kullanılmasını bir şekilde organize etti.

237 ‘ESKİ PROJE’

Hatırlanacaktır,  Türkiye’de yerel yönetimler dahil pek çok kurum Dünya Bankası’ndan doğrudan kredi aldı. 
Dünya Bankası resmi verilerine göre, Türkiye’de 237 projeye destek ve kredi vermiş. Bunlardan pek çoğu, önceki hükumetlere ai; bitmiş, borcu kapatılmış işler. 
Projelerin çoğu aktif görünüyor. 
Krediler çok farklı amaçlarla alınmış.
İşte örnekler:
Trans Anadolu Doğalgaz Hattı (800 milyon dolar), Uzun dönem ihracat desteği (250 milyon dolar), Yenilenebilir Enerji Entegrasyonu (300 milyon dolar), Kalkınma ve Rekabeti koruma Projesi (800 milyon dolar), Sürdürülebilir Kalkınma (500 milyon dolar), Sürdürülebilir Kalkınma ve Enerji (600 milyon dolar), Özel Sektör Yenilenebilir Enerji (500 milyon dolar), Büyüme ve İşgücü Politikaları P. (1 milyar 300 milyon dolar), Elektrik sektör Kalkınma (800 milyon dolar), Orta vadeli İhracat desteği (600 milyon dolar), Tarım Reformu Uygulamaları (600 milyon dolar), Kamu özel finansal uyum (1 milyar 350 milyon dolar), Elbistan santralı (148 milyon dolar), Afet Projesi (500  milyon dolar), Kırsal Kooperatifler (200 milyon dolar),  Ulusal Felaketler Risk Yönetimi (300 milyon dolar), Çankırı Kırsal Kalkınma (75 milyon dolar), Berke Hidrolik Santralı (270 milyon dolar) vs. vs.
Listede Bursa’dan BUSKİ’nin 1993’de aldığı 129,5 milyon dolar kredi de var. Tabi BUSKİ bu parayı içmesuyu ve arıtma tesislerinden kullanmış, borcu ödemiş, hesap kapanmış. (Dolar borcu ödendiyse su niye ucuzlamıyor, diye sorabiliriz)
Dünya Bankası’nın kredi listesi o kadar çeşitli ki, insan ‘Bunun için yurt dışından kredi mi alınır’ diyor, şaşırıyor.
Projeler genel olarak şöyle sıralanıyor: 
Eğitim altyapısı ve iyileştirme, Sürdürülebilir Şehirler (Belediyeler), Doğalgaz boru hatları, Jeotermal yatırımları, İhracat destek kredileri, KOBİ projeleri.



KRİZİ HAZİNE GARANTİSİ ÇÖZDÜ

Şimdi, DB’nın PPP modeli ortaya çıkınca Türkiye gibi pek çok ülke balıklama daldı ve neredeyse bütün kamu hizmetini bu paralarla halletmeye soyundu.
Nasıl olsa hazineden para çıkmayacak, fatura da vatandaşa kesilecekti!
Para var da... El, parasını sana bağışlamıyor, misliyle kazanmak istiyor.
Sonuçta da kazancını “güvende” görmek istiyor. 
Ve hesap kitap devreye girince, batılı finans şirketleri artık projelere mesafe koymaya başladı.  
İngiltere'deki birkaç küçük proje dışında Avrupalılar bu PPP konusuna ilgi göstermedi.
Türkiye özellikle 2008-9 krizi sonrasında farklı bir durum yaşamaya başladı. 
Hükumet, 2008 sonunda, mevcut ekonomi politikaları ile yolun sonuna geldiğini görmüştü.
Artık "duble yol"lar ulaşım yatırımlarını devlet bütçesi ile sürdürme olanağı kalmamıştı.
Ve DB'nın PPP modeli çok baştan çıkarıcıydı. 
Ama ilk anda evdeki hesap çarşıya uymadı. 
Örneğin 3. Köprü gibi büyük ihaleler uzun süre bekledi, finansman sorun oldu.
Düğümü çözmenin iki formülü vardı: 
1. Kazancı en yüksel projeleri seçmek,
2. Hazine Garantisi’ni devreye sokmak.
Bizde, en kârlı iş olarak enerji (elektrik) öne çıkarıldı ve 2011’de 8 sektörde imzalanan 134 projenin 53’ü enerji sektöründeydi.
Enerjide yatırımcıyı iştahlandıran şey,  sektör kârlılığından ziyade hükümletin verdiği “Alım garantisi” oldu. 
Elektrikteki “Alım Garantisi”, karayolu, havaalanı, liman ve köprülerde geçiş ve yolcu garantisi ile devam etti.
 İnşaat aşamasındaki devlet teşviklerini de buna eklemek lazım.

PROJELER... PROJELER...

PPP projelerinde tipik olay şu: 
Projeleri hep üç ortaklı bir konsorsiyum yapıyor. 
Her konsorsiyumda bir teknik, mühendislik firması; bir inşaat-müteahhitlik firması; bir de özellikle yabancı banka ve finans kuruluşlarından işin finansmanını sağlayacak firma bulunuyor. İşleri işte bu üçlü konsorsiyumlar yapıyor.  
Bazı projelerde durum şöyle:

İstanbul 3. Havalimanı:

2015 listesinde 13,9 milyar dolar olarak görünen yatırım tutarı en son 14 milyar 245 milyon dolar olarak açıklandı. Gelecek yıl açılması planlanan 3. Havalanı,  ilk etapta 90 milyon/yıl yolcu taşıyacak. 680 bin ve 170 bin metrekare büyüklüğünde iki terminalden oluşacak havaalanını yapan Limak-Cengiz-Mapa-Kalyon-Astaldi konsorsiyumu, burayı 25 yıl işletecek.
Sıkı durun, devlet bu projeden, 25 yıl için toplam 35,9 milyar dolar kira geliri elde etmeyi hedefliyor.
Buna karşılık devletin konsorsiyuma yıllık 6,3 milyar Euro gelir garantisi bulunuyor. Yani devlet, maliyeti 15 milyar dolar civarında olan 3. Havaalanı projesi için 25 yılda toplam 185 milyar doların üzerinde geliri garanti ediyor. Bunun karşılığında da 36 milyar dolar’ya yakın kira alınacak. 
Çanakkale Boğazı Köprüsü:  Projeyi Koreli Daelim-Limak ve Yapı Merkezi OGG konsorsiyumu yapacak. Yaklaşık 10 milyar dolara malolması bekleniyor. Geçiş ücreti şimdiden belli oldu: 15 euro artı KDV.. Yani yaklaşık 70 lira. 

Akkuyu Nükleer Santralı:

Rusya’nın Rozatom firması tarafından yapılacak projenin müteahhitlik işini Cengiz İnşaat yapacak. Finansman, teknoloji vs. tamamen Ruslara ait. Proje, Kalkınma Bakanlığı listesinde PPP olarak gösterilmese de Dünya Bankası’nın PPP modeline uygun yapılıyor. Rus firmaya bedava arsa verildi. KDV muafiyetinin ise hazineye 3,9 milyar dolar vergi kaybına yolaçacağı hesabı yapıldı. 
Burada üretilecek elektriğe alım garantisi var. 4 reaktörde üretilecek elektriğin yüzde 50’si 12,25 cent kw/h’dan (KDV hariç) TETAŞ tarafından satın alınacak. 
Devletin bu yolla 15 yılda Akkuyu’ya yaklaşık 58 milyar dolar elektrik parası ödemesi öngörülüyor. Projenin yatırım tutarı ise yaklaşık 22 milyar dolar. 
Aynı şekilde Sinop’ta yapılacak Nükleer Santral’da devletin elektrik alım garantisi 11,8 cent kw/h

İstanbul 3. Boğaz Köprüsü:

İçtaş-İtalyan Astaldi tarafından yapılan köprü, konsorsiyumca 10 yıl 2 ay 20 gün işletecek. 1,2 milyar dolara mal oldu. Geçiş ücreti otomobiller için 3 dolar + KDV, yani 10 lira gibi. Günlük hazine garantisi 135 bin otomobil. Bu da günlük 1 milyon 336 bin 500 lira hasılat garantisi  anlamına geliyor. 
Yeterli araç geçişi olmazsa, farkı devlet ödeyecek. 
Köprü halen kullanılıyor ve ‘tenha’ olduğu söyleniyor. Hazine’nin şimdiye kadar ne kadar ödeme yaptığı açıklanmadı. Bu arada kamyon ve otobüs gibi araçlara buradan geçiş zorunluluğu getirildi. 
Osmangazi Köprüsü’nde otomobillerin geçiş ücreti KDV hariç 35 dolar olarak belirlendi, ancak tepkiler üzerine 66 liraya indirildi.
Bursa’dan gişeye girip İstanbul Sultangazi gişelerinden çıktığınızda, otomobilinizle, 100 lira ödemiş oluyorsunuz. 
Bu köprünün işletme süresi 15 yıl 4 ay.

Şehir Hastaneleri:

Şehir Hastaneleri, listede “Entegre Sağlık Kampüsü” olarak geçiyor.
Örneğin İstanbul İkitelli Entegre Sağlık Kampüsü 2015 fiyatlarıyla 1 milyar 232 milyon dolara yapılacak. 817 dönüm alanda Bölge Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Çocuk Hastanesi, Kadın Doğum Hastanesi, Kalp Damar Hastalıkları Hastanesi, Nörolojik ve Ortopedik Bilimler Hastanesi, Psikiyatri Hastanesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi olmak üzere sekiz dal hastanesi faaliyet gösterecek.
Ankara Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü bin 136 dönüm alana yapılacak. Bölge Hastane, Kalp Damar Hastalıkları Hastanesi, Ortopedi ve Nörolojik Bilimler Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Kadın Doğum Hastanesi, Çocuk Hastanesi, Rehabilitasyon Hastanesi, Psikiyatri Hastanesi ve Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi olmak üzere dokuz dal hastanesinden oluşan, toplam 3.662 yataklı bir entegre sağlık kampüsü… 
Kampüste Sağlık Bilimleri Üniversitesi, kongre merkezleri ve ticari alanlar, ileri teknoloji merkezi ve Ar-Ge merkezi yer alacaktır. 
Yatırım tutarı 1 milyar 86 milyon dolar.
Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü’nde Bölge Hastane, Kalp Damar Hastalıkları Hastanesi, Ortopedi ve Nörolojik Bilimler Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Kadın Doğum Hastanesi, Çocuk Hastanesi, Rehabilitasyon Hastanesi, Psikiyatri Hastanesi ve Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi olmak üzere dokuz dal hastanesi faaliyet gösterecek. 1,1 milyar dolar yatırımla kurulacak.
Yatırım tutarı 403 milyon dolar olarak açıklanan Kayseri Şehir Hastanesi’nde de yine beş farklı hastane yer alacak.
Şehir Hastanelerinin toplam 31 ilde kurulacağı açıklanmıştı. Bunlardan 7’sinin bu yıl tamamlanması bekleniyor.
Şehir hastanelerinin ortak özelliği şu:
Bir şehirde devlete ait bütün hastaneler boşaltılıp, kurulacak Şehir Hastanesinde faaliyet gösterecek. Hastaneleri yapan konsorsiyumlar, bu binaları 25 yıl süreyle işletecek. Yani devlet, bu konsorsiyumlara 25 yıl boyunca kira ödeyecek. Devletin 17 şehir hastanesi için ödeyeceği toplam kiranın 30 mmilyar dolar olacağı açıklanmıştı. İnşaat maliyetleri ise yaklaşık 12 milyar dolar.

Doğanköy civarında yapılan Bursa Şehir Hastanesi’nin farklı bir özelliği var. Mevcut devlet hastaneleri faaliyetlerine devam edecek, hatta binaları yenilenecek. Şehir Hastaneleri bir tür ihtisas hastanesi, bölge hastanesi gibi çalışacak. Tabi diğerleri gibi, konsorsiyuma kira ödenecek. (Ancak, hastane hizmete açıldığında atıl kalacağı düşünülerek Muradiye'deki Devlet Hastanesi başta olmak üzere pek çok ünite buraya taşındı. 
Şehir Hastaneleri’nde devleti yüksek kira ödemeleri beklerken, bu hastanelerde yaratılacak ortamın, vatandaşın sağlık harcamalarına yansıması, teşhis ve tedavi giderlerinin artmasına da kesin gözüyle bakılıyor.
Şehir hastanelerinde bütün tıbbi cihazlar yeni olacağından, mevcut hastanelerdeki bütün tıbbi cihazların çöpe atılıyor olması da başka bir durum ortaya çıkardı. Ama milyonlarca dolarlık israf sessiz sedasız gerçek oldu. 

PPP TALEBİ DÜŞÜYOR

Türkiye’nin temel kalkınma modeli haline gelen PPP konusu, Dünya Bankası’nın  30 Haziran 2017’de Singapur’daki toplantısının ana gündem maddesiydi. 
Toplantı sonrası yapılan açıklamalar, 2016 yılında PPP yatırımlarının bir önceki yıla göre yüzde 37 düşerek toplam 71 milyar dolara gerilediğini gösteriyor.
2016’da Brezilya 15,2 milyar dolar, Çin’de 11,4 milyar dolar, Kolombila 10 milyar dolar, Endonezya 6,9 milyar dolarla en fazla PPP projesi yapan ülkeler olmuş. 
Ardından Gana, Hondras vs. geliyor.

Hatırlanacaktır, Türkiye 3. Havaalanı nedeniyle 2015’te liste başı olmuş, bizim ekonomi basınında bu olay övünç kaynağı olarak pek çok habere konu olmuştu.
Dünya Bankası Altyapı Grubu, 1984’den bu yana 7800 proje hazırlandığını, bunlarda konsorsiyumların en az yüzde 20 yerli ortaklıkla oluşturulduğunu açıklıyor.



(SON)

1 yorum: