Bursa Büyükşehir Belediyesi yerel seçimlerde siyasetin en hararetli
rekabet alanı olacak gibi. Bugünlerde pek çok isim başkanlık için partilere
başvurup şansını denemek istiyor. Bunlardan birisi de Bursa’da bürokrasiden
tanıdığımız Mahmut İnan. Sanayi ve Ticaret, Çevre İl Müdürü olarak tanıdığımız Mahmut İnan, Ak Parti’den aday adaylığını, mütevazı bir basın
toplantısıyla açıkladı.
İnan’ın Almira Otel’deki
açıklamasını dinleyince aklıma eski
başkanlardan Erdem Saker geldi.
DSİ Bölge Müdürü bir brokrat iken,
valilikteki toplantılarda gayet kendinden emin, konusuna vakıf, özgüveni
yüksek, lafını kimseden sakınmayan bir brokrat profili çizen Saker, Büyükşehir Belediye Başkanlığına
aday olmuş, kazanmış, Botanikpark,
Terminal gibi kalıcı da işler yapmıştı.
Aslen Urfalı, 25
yıldır Bursa’da yaşayan Mahmut İnan da özellikle çevre il müdürlüğü döneminde,
çevre kirliğine yol açan pek çok kamu ve özel kuruluşa, siyasi-idari tepkileri,
rahatsızlıkları da göze alarak yaptırım uygulayabilmiş birisiydi. İktidar partisi
çevresinde bulunmasına rağmen DOSAB’da
termik satral projesine karşı olduğunu açıklayan ender isimlerden birisi oldu.
Şehrin orta yerindeki “TOKİ Konutları”na,
metronun Yalova yolu üzerinde tramvaya
çevrilmesine, yeni stat
projesine de tepkisini açıklamaktan çekinmemişti.
Dinlerken, madem belediye
yönetimlerinin tarzına, projelerine karşı, niye iktidar partisinden aday
oluyor, diye düşündüm. İnan, hem
kendisini inançları itibariyle AKP’ye yakın görüyor, hem de partinin “kululuş felsefesi”ne, fabrika ayarlarına geri döneceğine inanıyor
ve partinin adındaki “Adalet” ve
“Kalkınma”nın önemine vurgu yapıyor. Buradan, partinin bugünkü durumundan
rahatsızlık duyduğu, ancak çareyi “2002
ruhuna geri dönmekte” bulduğu anlaşılıyor.
Buradaki
çabalarının Beştepe’den izlendiğine de inanıyor... “Sayın cumhurbaşkanımızın kentimize müdahale etmesi ile bu konulardaki
haklılığım da ortaya çıkmıştır durumdadır”diyor.
Tabi iş siyaset
ve partide kimin aday olacağına kimin karar verdiği az çok biliniyor. Mahmut
bey de zaten emeklilik sonrasında şirket kurmuş, illa başkan olma takıntısı da
yok, şansını deniyor gibi.
Mahmut İnan,
sanırım aday adayı olarak en kapsamlı “Projeler” açıkayan isim oldu.
İşte projelerinden
bazıları:
-
Yol
ve asfalt sorunları için bir Asfalt Plenti fabrikası ve 5 şantiye kurma.
-
Güneymarmara’nın
en büyük fidanlığını kurma, bütün boş alanları yeşillendirme.
-
BURFAŞ
tesislerini yöresel yiyeceklere göre yeniden dizayn etme. Erzurum tulumu varken
niye ithal peynir satalım ki..
-
Doğa
sporlarını öne çıkarma, arazide çok sayıda yürüyüş parkuru düzenlemek.
-
Cadde
ve yol kenarlarında çeşmeler. Ana
arterlere de butik cami.
-
Uludağ’da tüm piknik ihtiyaçlarınun BURFAŞ tarafından ucuza sağlanması.
-
Ana
yol kıyılarına köylülerin meyve sebzesini satacağı yerler yapılacak, ilgili
köyün muhtarlığına zimmetlenecek.
-
Hamitler’deki
çöp toplama alanı 2025’te doluyor. Aktarma istasyonları ve geri dönüşüm ile
sıfır atık hedeflenecek.
-
“Çevreciliğin bisiklet yolu yapmaktan
ibaret olmadığını kanıtlayacağım”. Sahiller temizlenecek. Derin deniz dejarjı yerine arıtma tesisleri...
-
Doğalgaz
verilmeyen yer kalmayacak. Kömür dağıtılmayacak, hava kirliliği önlenecek.
-
Dağ
yöresine yem fabrikası yapma. Meraları islah etme... “Tarım A.Ş. ucuz yem satsa, biraz da zarar etse ne olur..”
-
Bursaspor
için “altyapı fidanlığı”... Transfer
yerine kendi sporcumuzu yetiştirmek.
-
Kamp,
karavan ve marina projeleri ile Bursa’ya gelenlerin sayısını artıracağız.
“Bunların yüzde 80’ini ilk birinci yılda
yaparım. Hem de belediyenin kasasından fazla bir para çıkmadan” diyor Mahmut Aydın.
Ama “Merkezi hükümetin desteği
olmadan yapılamayacak” projeleri de var. Örneğin, çarpık kentleşmeye örnek
haline gelen kent merkezindeki TOKİ
konutlarının yıkılarak yerine otantik bir merkez inşaa edilmesi, Hamamlıkızık civarından Çalı’ya
kadar dağın eteklerinden geçecek Güney
Kuşak bölünmüş yol, Gemlik, Mudanla sahillerinden geçecek “Körfez Hilali” bölünmüş yolu, Bursaray’ın yakın merkezlere uzatılması
vs.
“Memuriyet hayatımda işimi mideme bulaştırmadım.
Şeffaf, hesap verilebilir, kimseyi ötekileştirmeyen bir yönetim anlayışı ile
çalışacağım. Hiç bir işi rant hesabıyla yapmayacağım” diyor,
“Dikey değil yatay yapılaşma” diyor,
“Planlı alanları çöküntü haline getiren
değil, çöküntü alanlarını planlı hale getiren bir kentsel dönüşüm” diyor.
Diyor demesini
de, tabi bunların finans modellerinin bulunması, müteahhit rant hesaplarının
bozulması öyle konuşulduğu gibi kolay işler değil.
Sayıştay’ın
ortada dolaşan raporlarına bakınca koltuğun adeta çivili sandalye olduğunu
görüyorsunuz. Başkanlık koltuğuna oturan
dünya kadar borcu, bir yığın usulsüzlükleri kucağında bulacak gibi.
İşler çok zor, çoook...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder