20 Şubat 2019 Çarşamba
Başkan tarlaya, bahçeye ne diyor?
Memleketin hızla seçime gittiği şu günlerde yine üst üste hayal kırıklığı yaşıyorum.
İktidar, muhalefet tamamen kafayı "kazanma" ile bozmuş! Oysa sorunları çığ gibi büyüyen Bursa'nın geleceğine ilişkin ne bir vizyon, ne dişe dokunur bir proje vs. duyabiliyoruz. İşin daha hazin yanı, isimler, kimlikler üzerinden yürüyen bu "siyaset" tarzıyla gayet mutlu mesutuz!
Sevgili okurum, dün Kestel tarafına giderken, Arabayatağı'nda Büyükşehir Belediyesi'nin "Tanzim Satış" çadırını gördüm. Küçücük iki çadır. Ama kuyruk rahat bir yüz metre var... Kıvrılmış da kıvrılmış.. İnsanlar ellerinde poşet, çanta, sırada bekliyor.
Kurusoğan ve patates 2 liradan satılıyormuş.
İçimden bir ses, "Birer ikişer kilo patatesi, soğanı bu insanlara bedava dağıtsalar ne olur" diyor. Hangi derde deva olur?
Bursa'da her gün 2-3 kamyon sebzeyi iftar çadırında yemek verir gibi ücretsiz dağıtsalar ne yazar?
Hangi sebzenin meyvenin fiyatını düşürür?
Et fiyatı 35-40 liraya çıkınca, birkaç markette 30 liraya et satıldı da ne oldu?
Et fiyatı mı ucuzladı?
Bu "tanzim çadırı"nın pahalılığa çare olmayacağını bal gibi de herkes biliyor.
Ama amaç hastayı tedavi etmek değil, sesini kesmek!
Malum seçim var.
..Daa, bugün sadece tarımla ilgili, belediye başkan adaylarına nacizane bazı önerilerim olacak. 35 seneyi bulan gazetecilik yaşamımda şunu gördüm ki, aslında bizim memleketimiz kadar verimli bir yerde kuru soğana muhtaç olmak akıllara zarar!..
Bakınız Büyükşehir Belediyesi kanununda yapılan değişikliklerle artık sadece şehir merkezleri değil, dağlar, ovalar, tarlalar, bahçeler, meralar, yaylalar, kayalar, ormanlar, madenler... her şey belediyenin yetki ve sorumluluğunda.
Yüzlerce "köy" bir anda "mahalle" ilan edildi.
Ama bizim belediyecilik kafasında gözle görülür bir değişiklik yok ve hala örneğin, hayvancılık, tarım, sulama, kooperatifçilik, orman, yayla, mera, belediyelerin defterinde olan şeyler değil!
Bursa Büyükşehir Belediyesi "Efendim biz bakın Tarım A.Ş'yi kurduk, BESAŞ Keles'te süt işleme tesisi kurduk" vs. diyebilir.
Peşinen yazayım, bunlar vatandaşların, tüketicilerin, üreticilerin beklediği; üretimi, tüketimi teşvik eden, zenginleştiren şeyler değil. Soruyorum BESAŞ Keles'te süt işleme tesisi kurdu da köylüden sütü üç kuruş daha mı fazla alıyor? Markette bakıyorum BESAŞ'ın pastörize sütü, yoğurdu, peyniri, diğer markalarla fiyat yarışında. Bildiğin ticaret yapıyorlar... Kötü, yanlış değil belki, ama yaklaşım sorunlu.
Peki belediyeler neler yapmalı? Önerin nedir, diyen varsa...
İşte ilk aklıma gelenler:
- Verimli tarım alanlarını, ovaları korumalı, imara açmamalı. Nerede ne ekilip dikileceği konusunda üreticiye yol gösterici olunmalı.
- Mera ve yaylalarda pıtrak gibi yayılan talanı durdurup, buralarda gerekli ıslahı yaparak hayvancılığı teşvik etmeli. Yaylalar, meralar ıslah edilip yeniden kullanılarak yılın en azından 4-5 ayınca hayvanların doğal ortamda, ot yem parası olmadan beslenmesi sağlanmalı.
- Köylerde (şimdi adı mahalle) insanlarla hayvanların barındığı yerleri ayırmalı artık... Yani köylerde, evlere yürüme mesafesinde ahır, ağıl, kümes vs. alanları projelendirmeli, insanlar altı ahır, üstü ev düzeninden kurtarılmalı. Böylece hem hayvanlar daha sıhhi barınaklara kavuşacak, hem de evler daha sağlıklı hale gelecektir.
- Belediye hayvan barınaklarına suyu bedavaya yakın fiyattan sağlamalı. Keza örneğin BUSKİ arazi sulama ve ahırlara su sağlamada teşvik edici bir uygulama başlatmalı.
- Köylerde ücretsiz veteriner hizmeti verilmeli.
- Belediye, yem, silaj, tohum gibi temel girdilerin temini için tesisler kurabilir.
- Tarla ve bahçeler hemen "Emlak Vergisi" toplanacak para kaynakları olarak düşünülmemeli, tersine çiftçiye sulamada, tohum,ilaç, gübre konusunda destek sağlanmalı.
- Hal Kanunu ha babam değişe-dursun, haller artık geri plana düştü. Çünkü vatandaş meyve sebzenin büyük bölümünü marketlerden alıyor ve bu marketlerin yolu halden geçmiyor! Belediye hallerinin kontrolü üreticilerin kuracağı kooperatiflere devredilmeli. Ayrıca soğuk zincir güçlendirilerek özellikle yaz sıcaklarında üründeki kayıplar azaltılmalı. Hal belediyenin çiftçiden, esnaftan para kazandığı yer olmamalı. Amaç üreticiyi ve üretimi destekleyip, vatandaşa bol, sağlıklı ve ucuz meyve sebze sağlamak olmalı.
- Belediye, akarsu, deniz ve göllerde balıkçılığı gözetmeli. Buraları korumalı. Arıtma tesisleri ile temiz ortamda balık yetiştiriciliğini teşvik etmeli.
Bursa artık tarımı, doğası, tarımsal sanayisi ile uyumlu, bolluk içinde bir kent olmayı hak etmiyor mu?
İyi haftalar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder