12 Şubat 2019 Salı

Zamlara çare 'Tanzim satış' mı?



Zamlara tepkinin tam da seçim arefesine denk gelmesi, hükümeti harekete geçirdi. Ama hükümet tarımda üretimi, verimliliği ve üretici-tüketici buluşmasını sağlayacak kalıcı politika değişiklikleri yerine; belediyelerin üreticiden ya da halden satın aldıkları sebzeleri belediye araçları ve personeliyle ücretsiz, kirasız olarak, belli noktalarda acilen satışını devreye sokmayı tercih etti.
"Halk Sebze" adı verilen bu uygulamanın, hem üretici hem de tüketici açısından durumu uzun vadede kötüleştireceğini iddia edebiliriz. Peşinen söyleyeyim, filmin sonunda ne üretici ne de tüketici kazanacak!

Bakınız "Tanzim Satış" uygulaması, bazı malların devlet eliyle satışının yapılması işidir.
 Ama dikkatinizi çekerim, tanzim satışı yapılan mal devletin malıdır.
Hatırlayın, tanzim satış mağazalarında satılan et, devlete ait Et Balık Kurumu, kömür de devletin kömür ocaklarından geliyordu.
Amaç vatandaşın zorunlu ihtiyacını karşılamaktı. Miktarı da sınırlıydı.
Şimdi başka birşey var...
Mallar serbest piyasadan satın alınıyor.
Hükümet, et fiyatlarına karşı "ithalat silahını" çekerek bazı zincir marketlere, şirketlere vergisiz, ucuz et ithalatı ve satışı ayrıcalığı tanıdı.
Et fiyatlarına yapılan bu "müdahale", ne etin pahalı satılmasına neden olan şeyleri ortadan kaldırmayı amaçlıyordu, ne de ihtiyacı karşılayacak boyutlara ulaşma şansı vardı.
Hatta bu "indirimli et"lerin sadece BİM, A 101 gibi iktidara yakın olduğu iddia edilen gruplara ait olması, "Devlet desteği ile dışarıdan 17 liraya et ithal ediyor, 30 liraya satıyor, vurgun yapıyorlar" söylentilerine kaynaklık etmişti.
Etteki uygulamanın sonuçları ortada: Ne piyasada et fiyatları düştü, ne de üreticiye bir yararı oldu. Tersine  üreticinin mağduriyeti arttı, yüzlerce ahır boşaldı.
Sonuçta pahalılık kazandı!
Bugünlerde İstanbul ve Ankara'nın bazı semtlerinde belediyelere ait "Tanzim Satış Araçları", patatesi 2, domatesi 3, salatalığı 4, patlıcanı 5, soğanı 2 liradan satmaya başladı.
Ancak hem kuyruklar uzun, hem de sadece birer kilo alabiliyorsun!
Adeta "karne" ile ekmek satışı gibi...
Bursa Büyükşehir Belediyesi, bir adım olarak üreticinin hal giriş ücretlerini ciddi oranda düşürdü. Şimdi Tarım A.Ş. de "tanzim satış"lara hazırlanıyor. Satış fiyatlarının Bursa'da biraz daha uygun olacağını bekleyebiliriz.
Bu "ucuzluğun" kaynağı şu:
Belediye sebzeyi doğrudan halden alacak. Araç belediyenin, dükkan kirası, rüsum vs. yok, personel belediye personeli.  Sebze hal fiyatlarına yakın satılacak.
Ayrıca, hükümetin Tarım Kredi Kooperatifleri'ni belediyelere sebze sağlamakla görevlendirdiği açıklandı. Yani bir devlet kuruluşu olan bu kooperatif, örneğin gidip Antalya'da seracılardan aldığı sebzeyi, hallere uğramadan, sadece satın alma ve nakliye masrafıyla belediyelerin tanzim satış noktalarına gönderecek. Kooperatiflere bu şekilde iki buçuk aylık bir görev verilmiş.
Ancak hem satışlar sınırlı olacak, hem de bu sürdürülebilir bir şey olmayacak.
Zira, bu modelde çiftçinin bahçede 50 kuruşa satmakta zorlandığı portakalın pazarda 3-4 liraya satılmasını sağlayan çarka herhangi bir çomak sokulmayacak. 
Üretim, verimlilik, nakliye, çiftçinin üretim maliyetleri, pazarlama vs. pahalılığın nedenlerine dokunulmayacak!
Mevcut çark işlemeye devam edecek.
Ve gözden kaçırıyoruz:
Artık perakende piyasasını sanıldığı gibi "aracı-toptancı, depocu, hal mafyası" belirlemiyor! Artık piyasayı zincir mağazalar kontrol ediyor.
Hükümet bunlara sessiz, bir "operasyon" yok.. Hatta belediye halleri bile büyük ölçüde devre  dışı... Örneğin, Antalya Kumluca'da depoları olan bir market zinciri, orada doğrudan  üreticiden satın aldığı ürünü Bursa'da hale de sokmadan, mağazalarında "aracısız" satıyor.
Ortada "aracı" yok. Ama bu çark, onların tanesini 1 liradan satın aldığı lahanayı vatandaşa kilosu 3 liradan satmasına mani değil...
Fiyat denetimi hain ilan edileli seneler oldu!
Sonuçta, zamların nedenleri belli.
Bir Avrupa ülkesinde et fiyatı Türkiye'den düşük  olabiliyorsa, fiyatları makul seviyeye çekmenin yolu yöntemi de belli demektir...
Ama kimsenin bu taraklarda bezi yok!
Bizde mevcut çark, üreteni üretemez, tüketeni de tüketemez hale getirmek üzerine kurulmuş sanki!
Üreteni ve tüketeni destekleyen politikalar devreye girmedikçe, fiyat artışını "hain plan" ilan edip "İthalat silahı", "tanzim satış silahı" patlatmanın bu ülkeye yarardan çok zarar vereceğini görmek için kahin olmaya gerek yok.

İyi haftalar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder