20 Şubat 2019 Çarşamba
Başkanlar "Genel Müdür" mü oluyor!
Gündem, kazanmak için her türlü yöntemin mübah sayıldığı bir seçim yarışına sıkışırken, aslında belediyelerin, hangi partinin kazanacağı, kimin başkan olacağının ötesinde ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğu ortaya çıkıyor.
Çankaya eski belediye başkanlarından Bülent Tanık, bu yıl yürürlüğe girecek yeni mevzuatla, artık belediyelerin "kendi bütçelerini yapamaz" hale geleceklerini, belediyelerin yapacağı her harcamanın "Sarayın onayından" geçmek zorunda olacağını söyledi.
Bursa Tabip Odası'nın, Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) salonunda düzenlediği "Kentli Hakları" panelinde biraz ufkumuz açıldı
Ü.Ü Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD öğretim üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala'nın yönettiği panelde TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, U.Ü. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD öğretim üyelerinden Doç. Dr. Alpaslan Türkkan ile Çankaya eski belediye başkanlarından Bülent Tanık konuştu.
Ankara'da değişik projelerle ilgili çıkışlarıyla tanınan mimar Tezcan Karakuş Candan, "Camiyi merkeze alan TOKİ konutları", "Çankaya köşküne karşı kaçak göçek ve otoriter bir yönetim işareti olarak kurulan Beştepe Sarayı"nın iktidarın Cumhuriyet ile hesaplaşmasının semboleri olduğunu ileri sürdü.
"Cumhuriyeti temsil eden herşey tarumar edildi" dedi Candan.
"Süleyman Demirel Kızılay'dan geçerken kırmızı ışıkta durmazsa protesto eder, onu Konur Sokakta görünce kendimizi daha güvende hissederdik. Necdet Sezer'i kırmızı ışıkta dururken, parkta otururken, kuyrukta beklerken görünce mutlu olurduk. Şimdi Ankara'lılar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nerede yaşadığını bilmiyor, görmüyor, hiçbir yerde karşılaşmıyor. Bellekler sıfırlanıyor, meydanlar tomalar, polis barikatlarıyla çevrildi. Şehir Hastaneleri ile artık sağlık konusu tamamen para kazanmaya döndü. İnsanlar müşteri ve gidip gelirken helak oluyorsunuz" diye konuşan Candan vatandaşı duyarlı olmaya çağırdı.
Akademisyen, Doç. Dr. Tükkan da Bursa'nın, hava kirlilliği, trafik, konut kalitesi, güvenlik vs. kriterlerde Türkiye'de "vasat" durumda olduğunu, grafiklerle anlattı.
Alpaslan hocanın "ICD 10" olarak kodlanan yeni uluslararası kriterlere göre, evsizlik, barınamama, yoksulluk ve açlığın "hastalık nedeni" olarak tanımlanmasına dikkat çekti.
Nilüfer Belediye Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey ile bazı adayların da bulunduğu panelde galiba en çok ilgiyi 2009-2014 arasında Çankaya Belediye Başkanlığı yapan Bülent Tanık'ın konuşması çekti.
Tanık, "Toplumcu Belediyecilik" üzerinde durdu.
Tanık'a göre "Toplumcu Belediyecilik", belki de sosyal devlet anlayışına uygun olarak, kentte yoksul kesimi öne alan, onların desteklenmesini, dayanışmasını ön plana alan bir yaklaşım.
Bu haliyle de küresel ekonomideki durgunluk ve krizlerin faturasını yoksulların üzerine yıkmak isteyen neo liberalizme bir başkaldırma, bir direniş...
Vedat Dalokay, Ahmet İsvan gibi eski belediyecilerin temsilcisi olduğu toplumcu belediyecilik anlayışında "belediye, neoliberallerin ileri sürdüğü gibi vatandaşı müşteri yerine koyan bir 'hizmet şirketi' değil; halkı, yoksulları, emeği, barışı, kardeşliği, toplumsal dayanışmayı ön plana alan halkın öz örgütüdür.."
"Tarımı, kırsalı çökerten IMF direktiflerine karşılık toplumcu belediyecilik üretici ve tüketici kooperatifleriyle toplumun bütün kesimleri arasında sağlam bir bağ kurmayı hedefler"..
Tanık, Çankaya'da yaptıklarını, Ankara Büyükşehir Belediye başkanı Gökçek ile yaşadıklarını anlattı, ancak belediyelerin giderek itibarsız hale getirildiklerine ilişkin tespiti çarpıcıydı.
Tanık'a göre, 17. sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ve Tek Hazine Kurumlar Hesap Yönetmeliği ile bu yıldan itibaren artık belediyeler bütün işlemlerinde "Günlük Ödeme Formu" ile çalışacak. Yani belediyeler, yapacağı her kuruş harcama için, Hazine ve Maliye Bakanı'ndan günlük onay almak zorunda.
Uygulamanın seçimden sonra başlaması bekleniyormuş.
Yani artık seçilmiş belediyeler, yasal hak olarak kendilerine tanınan "kendi bütçelerini yapma" hakkına sahip olmayacak!
Tanık bu durumun hem Anayasa, hem de demokrasiye aykırı olduğunu; seçilmiş belediye başkan ve yöneticilerinin itibarsızlaştırıldığını, "Sarayın memuru" haline getirilmek istendiğini vurguladı.
Tanık, pek çok yerde muhalefete mensup belediye başkanlarının görevden alınıp yerine kayyum atanması ile AKP'li bazı belediye başkanlarının görevden alınmasını bu itibarsızlaştırmanın bir parçası olarak değerlendirdi; "Genel Müdür ile belediye yönetilmez. Belediye yerel demokrasiyi kuran, temsil eden bir siyasi kurumdur" diye konuştu.
Yaa, sayın siyasi partiler ve başkan adayları!
Siz kazanmak için kendinizi ve birbirinizi paralıyorsunuz; ama talip olduğunuz koltuk galiba sürekli irtifa kaybediyor...
İyi haftalar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder