3 Ekim 2018 Çarşamba

Cumalıkızık’a ‘Sınıf atlatacak’ bir tesis: Mavi Yıldız...





Bursa’nın önemi turistik semtlerinden birisi olan Cumalıkızık’ta geçtiğimiz Mayıs ayında hizmete giren “Mavi Yıldız” adlı tesis, bölgenin turizmine sınıf atlatmaya aday gibi görünüyor.
Hani reklam gibi olacak ama...
 Arkasında büyük bir emek, çaba olması; gözleme-ayran ve sözde “doğal-organik köy kahvaltısı” görünümündeki küçük esnaf işletmeleri yapısının değişimine öncü olması açısından Mavi Yıldız bu reklamı hak ediyor diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz hafta, bir grup gazeteci arkadaşla birlikte Cumalıkızık’taki Mavi Yıldız Restoran’a gittik. İşletmenin sahibi Hüseyin Çolak, genç bir girişimci. Trabzonlu. Turizm ve Otelcilik okulundan mezun olmuş. 1998’da Uludağ’daki Alkoçlar otelinde başlayan meslek yaşamında, 11 yılın sonunda kendi işini kurmaya karar vermiş.
Cumalıkızık, Uludağ’ın eteklerindeki, Fidyekızık, Derekızık, Hamamlıkızık vs. adında “Kızık” olan 7 köyden birisi.
 Taş, ağaç ve kerpiçten yapılmış; kanatlı kapıları, cumbalı pencereleriyle geleneksel evleri, Arnavut kaldırımlarını andıran taş döşeli sokakları ile Cumalıkızık,  yüzyıllar öncesi halinden bugüne en çok kalıntı bırakan köylerin başında geliyor. Son yıllarda köyün turizme açılması ve restorasyonlarla birlikte yaklaşık 250  evin önemli bir bölümü restore edilmiş durumda.
UNESCO’nun “Dünya Mirası” listesindeki bir köyden söz ediyoruz.
Pek çok Bursalı için burası hafta sonları gidilip gözleme-ayran yenilen, hediyelik eşya alınan bir yer.
Kınalı Kar” dizisinin çekimlerini yapıldığı köy,  dizi sayesinde de hayli popüler olmuştu.
Genç girişimci Hüseyin Çolak, tapuda “tarla” görünen ve ahır vs. bulunan bin 700 metrekare alanı satın alıp yaklaşık 800 bin lira harcayarak, bölgenin en büyük  tesisini yapmış.  
16 Mayıs 2018’de açılışı yapılan tesiste aynı anda 600 kişi yiyip içebiliyor. Tesiste çocuk parkı, mescit vs. sosyal tesisler, hatta sünnet organizasyonlar için elektrikli sünnet otomobili  bile var!
İşletme sahibi Çolak, “Mavi Yıldız” adının, Trabzon’da, yaylalardaki bir çiçekten geldiğini  söylüyor.
Gece saat 11’e kadar açık olan tesis, şimdiden kalabalık grupları ağırlıyormuş. Çolak, 27 tur operatörüyle çalıştıklarını  belirtirken, “Amacımız Cumalıkızık’ı daha çok tanıtmak ve buraya yerli yabancı daha çok turist çekmek” diyor.
Çolak, çalıştığı yerden ayrılıp kendisine destek olan eşi ile birlikte işini büyütmeyi, çevrede 50 adet “bungalov” tipi ev yapmayı düşünüyor. Zira Cumalıkızık genellikle dışarıdan  günübirlik gelinen, kahvaltı, et mangal vs. birşeyler yenip içilen ve gidilen bir yer.
Birkaç küçük pansiyon dışında kalacak yer yok.

Cumalıkızık’ta  tek bir ATM bile yok” diyen Çolak, aslında hem belediyelerin hem de Turizm Bakanlığının yapması gereken pek çok şey olduğunu düşünüyor.
Sohbetin en koyusu galiba “doğal-organik” gıdalar üzerinde oldu.
Aslına bakarsan, bu tür yerlerde “Doğal”, “Organik”, “Köy kayvaltısı”, “el yapımı” vs. yazıları her köşede var. 
Ancak bunların ne derece güvenilir olduğu hep  bir soru işareti. 
Zira köylerde artık eski canlılık yok. Evlerin büyük bölümünde ne inek var, ne koyun; ne de köylerde kendi ununu, bulgurunu, fasulyesini, kışlık yiyeceğini kendisi üretecek insan var.
Artık köylerde yaşlı nüfus var ve ekmeğini,  yumurtasını, yoğurdunu vs.  gidip bakkaldan satın alıyorlar.
Demem o ki, maalesef bu “Doğal, organik, Köy kayvaltısı” tabelalarının altında, süpermarket ürünleri servis edildiğini herkes biliyor.
Keza “Organik yumurta” diye sunulanların büyük bölümünün, dar alanda fabrika yemleriyle beslenen, sadece kafeste değil,  “ayağı yerde” olan tavuk çiftliklerinde üretildiği sır değil.
Mavi Yıldız’ın sahibi Çolak, kendilerinin buna dikkat ettiklerini belirtirken,  örneğin bu sene işyerindeki mutfakta 8 ton reçel, 1 ton sarmalık yaprak hazırladıklarına dikkat çekti. Soframızdaki herşeyin kendi ürünleri olduğunu vurguladı.

Çolak’ın anlattıklarına bakınca, aslında Cumalıkızık esnafının yeni ve de daha yüksek standartlarda işyeri açılmasından çok da memnun olmadıklarını fark ettik.
Bursaray’ın Cumalıkızık İstasyonu’ndan sonra minibüsle ulaştığımız Cumalıkızık artık neredeyse şehrin  ortasında kalmış  bir yer.

 Otantik dokuyu koruma gayretini anlayabilirsiniz, ama iki arabanın yan yana geçemediği daracık sokaklar,  otomobilleri ile gelenlerin çektiği otopark çilesi, özellikle gıda maddesi satan işyerlerindeki fiyat-standart denetimlerin olmaması, bölge esnafının “küçük olsun benim olsun” mantığı ve yeniliklere kapalı oluşu, Cumalıkızık’ın bir turizm bölgesi olarak kapasitesini sınırlayan bir etken olarak görülüyor.
Ne diyelim, Mavi Yıldız, umarız gölgedeki standartların yükselmesine öncü olma rolünü yerine getirir ve Cumalıkızık sadece araç egzozu koklanan daracık sokaklara kurulan masalarda gözleme ayran yediğimiz yerler olmaktan kurtulur, dünya çapında sağlıklı bir turizm mekanı olur.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder