Bursa’nın önemi
turistik semtlerinden birisi olan Cumalıkızık’ta geçtiğimiz Mayıs ayında
hizmete giren “Mavi Yıldız” adlı tesis, bölgenin turizmine sınıf atlatmaya aday
gibi görünüyor.
Hani reklam gibi
olacak ama...
Arkasında büyük bir emek, çaba olması; gözleme-ayran ve sözde “doğal-organik
köy kahvaltısı” görünümündeki küçük esnaf işletmeleri yapısının değişimine öncü
olması açısından Mavi Yıldız bu reklamı hak ediyor diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz hafta,
bir grup gazeteci arkadaşla birlikte Cumalıkızık’taki Mavi Yıldız Restoran’a
gittik. İşletmenin sahibi Hüseyin Çolak, genç bir girişimci. Trabzonlu. Turizm
ve Otelcilik okulundan mezun olmuş. 1998’da Uludağ’daki Alkoçlar otelinde başlayan
meslek yaşamında, 11 yılın sonunda kendi işini kurmaya karar vermiş.
Cumalıkızık,
Uludağ’ın eteklerindeki, Fidyekızık, Derekızık, Hamamlıkızık vs. adında “Kızık”
olan 7 köyden birisi.
Taş, ağaç ve kerpiçten yapılmış; kanatlı kapıları, cumbalı
pencereleriyle geleneksel evleri, Arnavut kaldırımlarını andıran taş döşeli
sokakları ile Cumalıkızık, yüzyıllar
öncesi halinden bugüne en çok kalıntı bırakan köylerin başında geliyor. Son
yıllarda köyün turizme açılması ve restorasyonlarla birlikte yaklaşık 250 evin önemli bir bölümü restore edilmiş
durumda.
UNESCO’nun “Dünya
Mirası” listesindeki bir köyden söz ediyoruz.
Pek çok Bursalı
için burası hafta sonları gidilip gözleme-ayran yenilen, hediyelik eşya alınan
bir yer.
“Kınalı Kar”
dizisinin çekimlerini yapıldığı köy,
dizi sayesinde de hayli popüler olmuştu.
Genç girişimci
Hüseyin Çolak, tapuda “tarla” görünen ve ahır vs. bulunan bin 700 metrekare
alanı satın alıp yaklaşık 800 bin lira harcayarak, bölgenin en büyük tesisini yapmış.
16 Mayıs 2018’de açılışı yapılan tesiste aynı
anda 600 kişi yiyip içebiliyor. Tesiste çocuk parkı, mescit vs. sosyal tesisler, hatta sünnet organizasyonlar için elektrikli sünnet otomobili bile var!
İşletme sahibi
Çolak, “Mavi Yıldız” adının, Trabzon’da, yaylalardaki bir çiçekten
geldiğini söylüyor.
Gece saat 11’e
kadar açık olan tesis, şimdiden kalabalık grupları ağırlıyormuş. Çolak, 27 tur
operatörüyle çalıştıklarını belirtirken,
“Amacımız Cumalıkızık’ı daha çok tanıtmak ve buraya yerli yabancı daha çok
turist çekmek” diyor.
Çolak, çalıştığı
yerden ayrılıp kendisine destek olan eşi ile birlikte işini büyütmeyi, çevrede 50
adet “bungalov” tipi ev yapmayı düşünüyor. Zira Cumalıkızık genellikle
dışarıdan günübirlik gelinen, kahvaltı,
et mangal vs. birşeyler yenip içilen ve gidilen bir yer.
Birkaç küçük
pansiyon dışında kalacak yer yok.
“Cumalıkızık’ta tek bir ATM bile yok” diyen Çolak, aslında
hem belediyelerin hem de Turizm Bakanlığının yapması gereken pek çok şey
olduğunu düşünüyor.
Sohbetin en
koyusu galiba “doğal-organik” gıdalar üzerinde oldu.
Aslına bakarsan,
bu tür yerlerde “Doğal”, “Organik”, “Köy kayvaltısı”, “el yapımı” vs. yazıları
her köşede var.
Ancak bunların ne derece güvenilir olduğu hep bir soru işareti.
Zira köylerde artık eski canlılık
yok. Evlerin büyük bölümünde ne inek var, ne koyun; ne de köylerde kendi ununu,
bulgurunu, fasulyesini, kışlık yiyeceğini kendisi üretecek insan var.
Artık köylerde
yaşlı nüfus var ve ekmeğini,
yumurtasını, yoğurdunu vs. gidip
bakkaldan satın alıyorlar.
Demem o ki,
maalesef bu “Doğal, organik, Köy kayvaltısı” tabelalarının altında, süpermarket
ürünleri servis edildiğini herkes biliyor.
Keza “Organik
yumurta” diye sunulanların büyük bölümünün, dar alanda fabrika yemleriyle
beslenen, sadece kafeste değil, “ayağı yerde” olan tavuk çiftliklerinde üretildiği sır değil.
Mavi Yıldız’ın
sahibi Çolak, kendilerinin buna dikkat ettiklerini belirtirken, örneğin bu sene işyerindeki mutfakta 8 ton
reçel, 1 ton sarmalık yaprak hazırladıklarına dikkat çekti. Soframızdaki
herşeyin kendi ürünleri olduğunu vurguladı.
Çolak’ın
anlattıklarına bakınca, aslında Cumalıkızık esnafının yeni ve de daha yüksek
standartlarda işyeri açılmasından çok da memnun olmadıklarını fark ettik.
Bursaray’ın
Cumalıkızık İstasyonu’ndan sonra minibüsle ulaştığımız Cumalıkızık artık
neredeyse şehrin ortasında kalmış bir yer.
Otantik dokuyu koruma gayretini
anlayabilirsiniz, ama iki arabanın yan yana geçemediği daracık sokaklar, otomobilleri ile gelenlerin çektiği otopark
çilesi, özellikle gıda maddesi satan işyerlerindeki fiyat-standart denetimlerin
olmaması, bölge esnafının “küçük olsun benim olsun” mantığı ve yeniliklere
kapalı oluşu, Cumalıkızık’ın bir turizm bölgesi olarak kapasitesini sınırlayan
bir etken olarak görülüyor.
Ne diyelim, Mavi
Yıldız, umarız gölgedeki standartların yükselmesine öncü olma rolünü yerine
getirir ve Cumalıkızık sadece araç egzozu koklanan daracık sokaklara kurulan
masalarda gözleme ayran yediğimiz yerler olmaktan kurtulur, dünya çapında
sağlıklı bir turizm mekanı olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder