![]() |
Dumantepe. Aşağıda longoz ve Marmaranın mavi suları |
Doğa gezilerimizde 12.05.2019
Pazar günü Karacabey-Ekmekçi köyü-Dumantepe-Fazlıkonak-Boğazköy-Longoz arasında
yürüdük.
Dumantepe’nin zirvesinde aynı anda hem Marmara Denizi ve Longoz’u, hem Uluabat Gölü ve
Nilüfer Çayı’nı görmek varmış!
Şansımıza hava güllük güneşlikti, Dumantepe’nin
muhteşem manzarasından yararlanabildik.
Koza Dağcılık
rehberliğindeki yürüyüş için sabah 5 minibüsle Karacabey’e bağlı Ekmekçi köyüne
vardık. Köyde gruptan bazı arkadaşlar fotoğraf çekimi için Longoz Ormanları bölgesine hareket ederken, benim de katıldığım
grup köye yaklaşık 2 kilometre uzaktan, 17-18 kilometrelik rotamızı yürümeye
başladık.
![]() |
Aşağıdaki nehir, birazdan Marmaraya dökülecek olan Nilüfer Çayı |
Yürüyüşün
ilk bölümü orman yolu mu, imar yolu mu, yangın yolu mu olduğunu anlamadığımız
toprak yoldan ve oldukça dik çıkışla başladı.
Buradaki
ormanlarda en çok dikkat çeken şey, ıhlamur ağaçları. “Ihlamur Ormanı” diye bilinen bölgeden söz ediyoruz.
Ihlamur
ağaçları yaprakta. Ama henüz çiçek açmamış.
Ihlamur
burada yöre halkının geçim kaynaklarından birisi. Tabi ağaçlar Orman İşletmesi’nin. Yani devletin. Her
yıl çevre köylüler Orman İşletmesi’nden
izin alarak Haziran ayının ilk haftasında ıhlamur toplama işi yapıyor.
![]() |
Ihlamur Ormanı... |
IHLAMUR
ORMANINDA ÇİRİŞ OTU
Köylüler
topladıkları ıhlamuru kooperatifleri aracılığı ile satıyor. Köylüler “Yeterli adam olursa hane başı 15 bin lira
civarında bir kazancımız oluyor” diyor.
Aynı şekilde
bölgede ormandan toplanan şeylerden birisi de “defneyaprağı”. Karacabey sahillerinde
bolca defne ağacı var.
“Çirişotu” bölgenin
kendine özgü, başka yerde pek rastlamadığımız bir tür. Ancak fark ettik ki,
bölge insanı çirişotunu ya bilmiyor, ya da sevmiyor. Zira çirişotu, Van, Bingöl
yöresinde yenilen, pek çok şeye de iyi geldiği ifade edilen bir bitki.
![]() |
Çirişotu |
Sadece bu
gölgede rastladığımız şeylerden birisi de “Salma
hayvancılık”… Sığır sürülerinin serbestçe dağda dolaştığını, yanında çoban
olmadığını görüyorsunuz. Hatta günlük eve girmeyen, sütü sağılmayan bu sığırlar
yarı yabani bir hal almış. İnsandan kaçıyorlar!
ULUABAT VE
MARMARA’YI AYNI YERDEN GÖRMEK..
Gezinin en
heyecanlı anlarından birisi Dumantepe’nin
zirvesi oldu. Burası bölgenin en hakim noktası. 360 derece dönerek hem Marmara denizini ve kıyıdaki longoz
ormanlarını, hem de arkada Nilüfer Çayı
ile Uluabat Gölü’nü, hem de
tepelerdeki rüzgar santrallarını rahatlıkla görebiliyorsunuz.
Dumantepe
yakınlarında Fazlıkonak denilen
bölge, aslında eski bir yerleşim yeriymiş. Yol boyunca bolca yaban eriği, ara
sıra rastlanan eski taş duvarlar zaten buranın eski yerleşim yerleri olduğunu
kanıtlıyor.
![]() |
Fazlıkonak köyünün olduğu yer şimdi yayla gibi |
Öyle molasını Fazlıkonak mevkiinde verdik. Ormanın
içinde, bu serbest dolaşan sığırların barındığı birkaç ahır var.
KURT YOKMUŞ
Unutmadan belirtelim, nasıl
oluyor da dağda inekler sahipsiz dolaşıyor diye merak ettiğimizde, şu cümle
gayet açıklayıcı oldu: Bu bölgede kurt yok!
Kurt, sadece küçükbaş değil, büyükbaş hayvanlar için de tam bir canavar. Yani
sürüye saldırdığında, sadece karnını doyurmak için bir hayvanı değil,
yapabilirse sürünün tamamını öldürüyor. Ancak bölgede galiba kurtların nesli
tükenmiş!
Yine de hayvan sahiplerinin eli
yüreğinde… Bir köylü, “Buradaki
barınaktan geçen sene bir kurt kaçmış. Kaçtığı ilk gün 3 koyunumuzu yedi.
Yakaladılar da kurtulduk” diyor.
AYI BARINAĞI HAYVANAT BAHÇESİ Mİ
OLUYOR?
Kurt deyince… Bayramdere’den aşağı inince Karacabey’e giden yolun üzerinde “Ayı Barınağı” diye bilinen yer var. Ancak burasının son yıllarda farklı hayvanların
eklenmesiyle “Hayvanat Bahçesi’ne
dönüştüğü söyleniyor.
Duyduklarıma göre, barınak, “Zirayetçiler hayvanlara taş atıyor”
gerekçesiyle ziyaretlere kapatılmış. Biz de içeri giremedik. İçeride 80
civarında ayı varmış. Hatırlanacağı gibi bu barınak meşhur “Ayı oynatıcılar”ın elinden toplanan
ayıların toplandığı ve AB fonları ile finanse edilen bir yerdi. Ancak son
yıllarda “Almanya’dan para gelmediği”,
masrafların Türkiye, yani bakanlık tarafından karşılandığı ifade ediliyor.
Eee, Almanlar musluğu kesince de,
“Ekmeği ortadan bıçakla kesip içine bal,
fındık, fıstık, ceviz koyup ayıya öyle verme”lerden, “BESAŞ’ın standart dışı ekmeklerini öylece, yavan yavan vermeye”
kadar bir değişim kaçınılmaz olmuş!
AKMEŞE ODUNU
Fazlıköy mevkiindeki
öyle yemeğimizi yedikten sonra Bayramdere
tarafına doğru inişe başladık. Rotamızda Orman İşletmesi’ne ait odun depolarında “Akmeşe” ağaçları dikkat çekiciydi. Kafamdaki soru şu: “Bu Akmeşe, karameşe gibi kaliteli közü,
ısısı olan bir şey değil. Ama çok dayanıklı, sağlam bir ağaçtır. Niye yapı veya
mobilya malzemesi değil de odun yapılır ki?”
BAYRAMDERE
![]() |
Bayramadere'de sohbet ettiğimiz gençler |
Bayramdere, dağın
eteğinde bir köy. Yol kenarındaki kahvehanede çay molası verilince, hoş bir
sürprizle karşılaştık: Köyde gençler var! Ama sorunca, “Biz de Bursa’da yaşıyoruz. Haftasonu köye ziyarete geldik” dediler.
Ayaküstü sohbet ettiğimiz gençler artık köyde kendilerine bir gelecek
olmadığının farkında:
“Artık mecburen şehirde kalıyoruz. Okul, iş falan. Alışkanlık
olmuş. Aslında şehirde de durum iyi değil. İş yok. İş olsa geçinilmiyor. Deli
gönül diyor ki, taşın ahaburaya, birkaç
hayvan, bahçe falan… Ama olmuyor..”
Denize ve longoza
yakın olmak, buralarda arsa fiyatlarını ateşlemiş. Yazın hayli ilgi varmış. Arazi verimli ama üretim yok. Tahmin
edileceği gibi burada da en büyük geçim kaynağı emekli maaşları!
![]() |
Longoz'da Kuş Gözetleme Kulesi'nden manzara |
NİLÜFER’İN UCUNDAKİ LONGOZ
Dumantepe’den rahatlıkla görünen ve biraz sonra Marmara’ya dökülecek olan akarsu,
bildiğin bizim Bursa’nın sıvı atıklarını toplayıp Marmara’ya boca eden Nilüfer’den
başkası değil!
Ancak Nilüfer Çayı, Uluabat Gölü’nden gelen Çapraz Çay, ve Güney Marmara
akarsularının büyük bölümünün birleşmesiyle oluşan Susurluk Irmağı, Hayırlar
Köyü civarında birleşiyor. Simsiyah akan Nilüfer, birleşmeden sonra Yeniköy
yakınlarında Marmara Denizine
dökülüyor.
![]() |
Tosbağa çok cesurmuş. Pek kafasını gizlemedi..:) |
İşte Longoz, tam
da bu ırmağın denizle buluştuğu Arapçiftliği
Gölü ve Dalyan Gölü bölgesinde
oluşmuş.
“Longoz”, sözcük olarak “Subasar”, yani
deniz seviyesinin altında ormanlık, bataklık yer demek.
Göl, bataklık,
kumul… Longoz’da yürürken, bazen plajda ince kumların üzerinde yürüyor gibi
oluyorsunuz. Anlaşılan buralar uzun süre denizmiş. Hani Hollandalılar kendileri
denizin içine duvarlar yapmış, içerideki suyu tahliye etmişler ya…
![]() |
Longozdaki kumulların yoğun olduğu bölge. Sanırsın çöl.. |
Burada da
akarsuların karadan getirdikleri kenarda bir set oluşturmuş ve bu setin arkası “subasar” olmuş gibi… En azından benim
kafamda böyle canlandı.
Göl, bataklık,
kumul… Tatlı su balıkları, deniz balıkları… Birbirinden farklı onlarca tür
canlı, kuş.. burada kendine has bir ekosistem oluşturmuş.
1999 Marmara
Depremi’nde deniz suyu taşınca bu bataklıktaki su ve balık yapısında ciddi
değişmeler olmuş.
Burada 194 hektar
dalyan, 600 hektar sazlık, 730 hektar da dişbudak, kızılağaç ve söğütlerden
oluşan subasar (longoz) ormanından söz ediyoruz.
![]() |
Lavantagillerden Karabaşotu... |
Sazlık bölgesindeki
“Kuş Gözlem Kulesi”ne çıktık, ama
ben kaydadeğer bir kuş varlığı göremedim. Ancak ilgililer burada kara leylek,
pasbaş patka, bataklıkkırlangıcı, akça cılıbıt, küçük balaban, gece balıkçılı,
alaca balıkçıl, küçük ak balıkçıl, gri balıkçıl, kuğu, yeşilbaş, çıkrıkçın,
macar ördeği, elmabaş patka, ak kuyruklu kartal, sakarmeke, poyrazkuşu, sumru,
küçük sumru ve pek çok ağaçkakan türü sayabiliyor.
![]() |
Recep İvedik 6 filminin çekildiği plato.. |
Bayramdere’de
gençlerden birisi, “Abi, eskiden burada
acaip yayın balıkları varmış. Artı göremiyoruz” diyor.
Longoz içinde
yine başıboş sığır ve koyunları görebiliyorsunuz.
Buranın çadır
kurup kamp yapmak için harika bir yer olduğunu düşünüyorsunuz. Ancak geceleri
sivrisinek yüzünden kamp işinin sıkıntılı olduğu ifade ediliyor.
Bölge “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği”
kapsamındaymış. Yani yapılaşma yasak. Ancak ağaçların vs. bakımsızlığı da
dikkat çekici boyutlarda.
Longoz içinde
yeni çiçek açmaya başlayan Nilüfer
çiçekleri en çok görmek istediğimiz
şeylerden birisi oldu.
![]() |
"Kırmızı mercimek" denen bir tür otların görüntüsü . |
“Bunlar kırmızı mercimek” cevabını aldığımız soru ise, suyun üzerinde sahiden
mercimek dökülmüş gibi duran bir bölgeydi. Meğer gördüklerimiz kırmızı
mercimeye beyzeyen bir tür otmuş.
Şahan Gökbakar’ın zonta tipleri canlandırdığı fenomen
karakteri "Recep İvedik 6"nın
Afrika macerasının çekildiği sahne de longozda ilgi çeken yerlerden birisi.
Çekimleri
tamamlanan filimden geriye kalan set alanı Karacabey
Belediyesi’ne bırakılmış.
Longoz 300’e
yakın farklı kuş türünün yanı sıra memeli, sürüngen ve böcek çeşitliliği
bakımından araştırmacıların ve yaban hayatı fotoğrafçılarının ilgisini çeken
bir yer.
Örneğin, kendi
ağırlığının üç beş katını taşıyan ve “kantar
böceği” ya da “Bok böceği”
olarak bilinen kara böceklerin en büyüğünü galiba burada gördüm.
YABAN LAVANTALARI
Longoz alanının
güzelliklerinden birisi de kumul bölgesinde rastlanan “karabaş otları”.
Lavantagiller familyasından olduğu söylenen, “yabani lavanta”olarak da bilinen bitki hem güzel mor çiçek, hem de
güzel bir koku yayıyor.
Karacabey Longozu
memleketin önemli doğal zenginliklerinden birisi. Ancak yöre insanı, hem Bursa Büyükşehir hem de Karacabey Belediyesi’nin buraya sahip
çıkmadığını, bu yüzden de turizme kazandırılamadığını düşünüyor.
Yürümeye,
memleketi tanımaya devam…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder