Genç Sanayici ve
İşadamları Derneği'nin (GESİAD) aylık geleneksel “Sinerji
Toplantısı”nda küçük işletmelerin ve KOBİ'lerin büyümesi
ele alındı. GESİAD Başkanı Ramazan Kaya, işlerini büyütmek
isteyen genç girişicilerin pratikte karşılaştıkları
sıkıntıları dile getirirken, Türkiye'nin sayılı işadamlarından
birisi haline gelen Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Hüseyin Özdilek, gençlere deneyimlerini anlattı, tavsiyelerde
bulundu.
Almira Otel'deki GESİAD
Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kaya'nın satır başları ile özetlediği tablo küçük
ve orta ölçekli firmaların, işlerini büyütmek isteyen genç girişimcilerin içinde bulunduğu durumu, ilişkileri ve açmazları
anlatması bakımından çok önemliydi.
İşte GESİAD Başkanı
Kaya'nın sıraladığı sorular:
“* Pazara giriş çok
kolay. Canı sıkılan bir makine alıp üretime soyunabiliyor. Bu
kişi merdivenaltı çalışmayı tercih ediyorsa, zaten sigortasız
ucuz işçi çalıştırıp zengin olmayı kendine yeterli görüyor.
Edindiği zenginliği zenginliği de işi yerine evine, arabasına
yatırabiliyor.
* İncelemeden,
fizibilite yapmadan işe giriliyor. Belli bölgelerde bazı
işletmeler gereğinden fazla oluyor. 'Komşu şu işi yapıyor diye'
giriyor. Davulun sesi uzaktan hoş geliyor. Küçük sermaye
gerektiriyorsa katılım daha yoğun oluyor. Son günlerde önüne
gelenin inşaat sektörüne girmesi gibi.
* 'Çorba parası
çıksın' diye başlanıyor, işi büyütme hedeflenmiyor. Daha
başlangıçta ben küçük kalacağım diye düşünülüyor, bu da
vizyonsuzluğa neden oluyor.
* Kültürümüz
büyümeye, ortaklıklara engel. 'Azıcık aşım, ağrısız başım',
'Küçük olsun benim olsun,' sözleri bunu ifade ediyor.
* Kurumsallaşamamak.
Küçükken patron işi çok güzel idare ediyor. Ancak KOBİ
statüsüne geçince yöneticiler istihdam ediliyor, sabit maliyetler
artıyor. Şirket artan maliyetleri karşılamakta zorlanıyor ve
gerekli yatırımları yapamıyor.
* KOBİ olduğunda
patron tepe yöneticisi gibi yönetmeye devam ediyor. İşin hızla
büyümesi büyük şirket olması gerekiyor, ancak başta patron
olduğu için şirketin büyüyebileceği sınırları o çizmiş
oluyor.
* Başlangıçta bir
plan olmadığı için uygun stratejiler geliştirilemiyor. Ucuz
işgücü, akrabayı çalıştırma, tanıdıklara satmak vs. mikro
işletme için nispeten yeterli oluyor, ancak büyüdükçe yeterli
olmuyor.
* Aileden çalışanlar
bilerek veya bilmeyerek patronun işini büyütmesine engel oluyor.
* Odaklanma eksikliği.
Şirket sahipleri 'bütün yumurtalar aynı sepette olmasın' diyerek
kazancını başka alanlara yatırmaya tercih ediyor. Ambalaj
sektöründen örnek, kutu atölyesi oluklu hattı kuruyor, oluklu
kutuya giriyor, öylece de kalıyor. Oluklu mukavva kağıt
fabrikaları öyle kalıyor.
* 'Memleketime yatırım
yapayım' diye işe başlanıyor. Hammaddeye, müşteriye ne kadar
yakın, işgücü var mı diye bakılmıyor, şirketin büyüme şansı
da olmuyor.
* KOBİ'ler mikro
işletmelere göre daha çok denetleniyor ve bu da maliyetleri
artırıyor.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder