31 Ocak 2017 Salı

Ev tekstilinde 'Heimtextil' sınavı...


Ev tekstilinde dünyanın en büyük buluşması olan Almanya Heimtextil fuarı, hem küresel durgunluk hem de Türkiye'de ekonomik sorunların gölgesinde geçti. Firmalar başarılıydı, ancak sektörün yapması gerekenler olduğu ifade ediliyor.




Türkiye'de hızla büyüyerek ihracatın lokomotiflerinden birisi olan ev tekstili sektörü, küresel pazardaki en büyük buluşma olan Heimtekstil Fuarı'nda hem en son yeniliklerini tanıttı, hem de dış pazardaki yeni eğilimleri yakından teşhis etti, dış pazarın nabzını yakaladı. Türkiye'nin 244 firma ile temsil edildiği fuarda Bursa 90 firma ile ev tekstili sektöründe lokomotif olduğunu kanıtlarken, bu yıl fuarın, küresel durgunluğa paralel olarak, “vasat geçtiği” ifade ediliyor.

Ekohaber olarak, fuara katılan Bursa firmalarının temsilcilerine ulaşmaya ve fuar izlenimlerini sizlerle paylaşmaya çalıştık. Edindiğimiz bilgilere göre, bu yıl da ev tekstili sektörünün gözde firmaları standları ile dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerden olumlu puan aldılar.
Ancak fuar, ev tekstili sektörünün mevcut durumu ile yola devam etmesinin de sınırlarına gelindiğini gösteriyor. Zira, bir taraftan Çin, Hindistan gibi ülkelerin yoğun rekabeti ev tekstilindeki pek çok avantajı ortadan kaldırırken, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, terör olayları, OHAL, durgunluk ve dövizdeki dalgalanmaların yabancı müşterileri olumsuz etkilediği ifade ediliyor. Fuar, ev tekstili sektörünün dünya piyasasındaki etkinliğini koruyabilmesi açısından bir “dönüm noktasında” olduğunu gündeme getirirken, fuarın bir tür “sınav” olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülüyor.
İşte görüşler...


Burak Anıl (Anılsan Havlu YKÜ):


“- Heimtekstil fuarı bu yıl nasıl geçti?

Heimtextil fuarı her yıl sanki izleyici sayısı düşen bir fuar; ama hala ev tekstilinde dünyanın en önemli fuarı. Hala da müşterilerinin ziyaret ettiği ve dünyayı tartabildiğiniz, ölçebildiğiniz çok önemli bir ev tekstili fuarı.

- Fuar yönetimi bu yıl izleyici sayısının arttığını, 'ticari ziyaretçi' sayısının 70 bine yükseldiğini açıkladı.

Biz olaya farklı bakıyoruz. Gelen ziyaretçi sayısından ziyade, gelen kalite dönemli. Gelen misafirlarin kalitesi çok önemli. Sayıyı artırabilirsiniz. Giriş ücretlerini düşürürsünüz, üç katına çıkarırsınız ziyaretçi sayısını. Önemli olan iş yapabilecek, stand açan firmalara, katılımcılara faydası olabilecek müşterilerin fuara gelebilmesi, onların sayısı.
Fuarı genel hatları çok kötü diyemem. Ama bundan 10-15 sene önceki talep yok. Bunun sebeplerinden birisi de Türkiye'nin artık dünyada pahalı üretim yapan bir ülke haline gelmesi. Uzak doğu ülkelerinin hem kalite olarak artması hem de bize göre işçilik ve diğer maliyetleri çerçevesinde bizden çok ucuz olmaları yüzünden farklı bir durum oluştu. Şu anda tekstilde dünyadaki en payalı üretim yapan ülkelerden birisiyiz. En iyi hitabettiğimiz ve hala Türkiye'de tekstilin ayakta durabilmesinin nedeni servis sektörüdür. Yani bizim hızlı ve kaliteli servis vermemiz, esnek davranabilmemiz, müşteri taleplerine hızlı bir şekilde talep verebilmemiz, bizim ayakta durabilmemizi sağlıyor. Yoksa artık fiyat olarak Türkiye'nin teksil seköründe hiç bir avantajı kalmadı.

- Ürün kalitesi vs. anlamında ne durumdayız?

Evet, teknoloji yatırımı yapan bir ülkeyiz. Kaliteye yatırım yapıyoruz, ama aynı zamanda belli tekstil konularında, belli ülkeler de aynı yatırımları yapıyorlar. Ama onlar bizden, diğer etkenlerde, yani işçilik vs. etkenler ucuz olduğu için avantaj sağlıyorlar. Ama hala yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edeceğiz. Bunun sebebi de bizim hızıl ve kaliteli bir servis vermeye devam etmemiz.

- Firma olarak bu fuardan ne çıkardınız?

Sadece havlu değil, bütün alanlarda dünyada çok büyük rekabet olduğu için farklılaşmak önemli. Yani ne iş yapıyorsanız mutlaka farklı bir şey yapmanız lazım. Herkesin yaptığı işi yaparsanız para kazanma şansınız yok denecek kadar az. Ama farklılaşırsanız, bu gerek Ar-Ge, gerek inovasyon yaparak, farklı ürünler yaparak, farklı türde bir hizmet vererek, hızı artırarak, birşeyler yaparsanız yaşamaya devam edebiliyorsunuz ve bugün bizim yaptığımız da bu. Böyle de yaşamaya devam edebiliriz. Ama standart ürünler yaparsanız artık karşınızda Pakistan, Hindistan, Çin, Mısır gibi ucuz ülkeler var. Hiçbir zaman da en ucuz ülke olamazsınız. Türkiye'nin bu saatten sonra ucuz olma ihtimali de yok. Zaten Türkiye'nin hedefi de en ucuz ülke olmak falan değil... Yaşayabilmek için en önemli şey farklılaşma.”


Günal Baylan (BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı):


- Heimtextil'den nasıl bir izlenimle döndünüz?

Muhakkak ki her bir fuar, yeni ümitlerle gidilen, en yeni ürünlerin sergilendiği bir yerdir. Heimtextil şu anda dünyada en önemli fuarlardan birisi. Bir ara potansiyeli düşmüştü. Şimdi biraz daha toparladı. Katılım tabi ki iyi, ama ziyaretçi sayısında biraz düşüş gördük. Dolayısıyla çok fazla da ticari alımın oluğunu söyleyemeyiz, ama yine de arkadaşlar görüşlerini sorduğumuzda 'normal geçtiğini' söylüyorlar. Ama tabi eski fuarların kazançları güzel olduğu, beklentiler de hep onlara göre yüksek olduğu için, mukayeseler yapılıyor. Anlaşılan o ki, bu fuar anlayışı belli bir dönem bu seviyelerde gidecek.
Dünyada ekonomilerde açılma noktası olduğu sürece de ileriye dönük daha hızlı hareketler gelecek. Bunun en önemli nedenlerinden birisi dünya hammaddelerinin dolar ile alışverişi ticaretinin genelde dolarla yapılmasından dolayı, doların değer kazanması, diğer para birimlerinin dolar karşısında değerlerinin düşmesi yüzünden, ülkelerdeki alışverişlerde sıkıntılar var. Nasıl ki bizde yurt dışından gelen mallar kur yüzün pahalanıyor da, bazı kesimler tarafından mallar alınamaz hale geliyorsa.. Dolayısıyla fuarın orta seviyede geçtiğini söyleyebiliriz.
Bir önemli konu da şu ki, bizim ev tekstili olarak ikinci büyük fuarımız İstanbul'daki EVTEKS Fuarı. Ama yaptığımız görüşmelerde, konuşmalarda görüyoruz ki, insanlar İstanbul'a gelmekten çok fazla kaçınıyorlar. Dolayısıyla, şimdiden söylemem gerekirse, özellikle Batıdan, Avrupa'dan çok fazla yabancı ziyaretçi gelmeyecek bu yılki EVTEKS'e. Onun için de beklenti düşük. Dolayısıyla aslında Heimtextile'in nasıl geçtiğinden ziyade, Evteks'in kötü olmasa bile ziyaretçi sayısının düşük olacağı, belki yalnızca iç piyasaya ile döneceği gibi bir izlenim aldık. Bu izlenim herhalde orada ihracat yapmak isteyen, beklentileri yüksek olan firmalara biraz olumsuzluk yaratacak, diye düşünüyorum.
Mesela benim Lübnan'dan bir müşterim vardı. O bile 'Ben İstanbul'a gelmeyeceğim' dedi. Lübnan halbuki bu tür şiddet, patlama olaylarına çok alışkın olması lazım... Lübnanlının bile 'gelmeyeceğim' demesi ilginç geldi bana. Fuarda genel olarak ürünlerimiz gösterildi. Numuneler gönderiliyor. Ülkelerde fiyat ve kaliteyi tutturabildiğiniz zaman da satışlar başlıyor. Eskiden fuardan gelince, şu kadar metre sattık, diye konuşuyorduk. Artık o konuşmaları çok fazla yapmıyoruz. Dikkate de almıyoruz. Önemli olan ürünleri sunabilmek, beğendirebilmek. Müşterilerle birlikte olabilmek. Eskide mal satılmaya gidilirdi. Şimdi daha ziyade tanıtım. Kimse dünyada stok da yapmak istemiyor. Numunelerini alıyorsun, beğenilirse üretiyorsun. Ekonominin iyi olduğu dönemlerde, stoklarla maliyetlerle para kazanmanın çok olduğu dönemlerde, dikkate alınmıyordu. Ama şimdi çok dikkate alınıyor, her ülkede.

- Fuar ev tekstilinin geleceğine ilişkin size herhangi bir mesaj verdi mi?

Bu tabi pazar meselesi. Hangi pazarlarda yer alıyorsan, hangi kalitede yer alıyorsan o ekileyici oluyor. Dolayısıyla da evet, dünyada bir durgunluk var. Bunun verdiği etkilerle de ev tekstilinde de bir gerileme oldu. Eskisi kadar hızlı çalışılmıyor. Ama bu, bundan 3-5 sene sonra da aynısı olacak anlamında değil. Bu dünya ekonomisiyle alakalı. Arap ülkelerine bakıyorsunuz, işte orada da huzursuzluklar var. Bakıyorsunuz, Avrupa'da Amerika'da insanlar bir şekilde terörden rahatsız oluyorlar, çekiniyorlar. Ülkeler ekonomik olarak büyüyemiyorlar, gelir elde edemiyorlar. Yalnız yaşamaya ve gezmeye öncelik veriyorlar. Ev tekstili deyince bakıyorsunuz, Rusya'daki kriz bizi etkiliyor. İran'da işler biraz daha iyi galiba ama doların yükselmesi nedeniyle belli sıkıntılar var. Tabi bunların hepsinin toparlanıp düzelmeye başladığında, muhakkak ki sorun kalmayacak.

- Dışarıda 'Türk malları pahalı' imajı mı var?

Var tabi, çok önemli nokta. Ama çok güzel bir şey. Çok güzel bir çizgiyi yakalamışız o zaman. Çin'in ucuzlarından farkı olsun. Bizim çalışma alanımız, hedefimiz de bu çizgide zaten. Çok metrekare üretim az para kazanmaktansa, az metrekare ve kaliteli, nitelikli yapıp daha çok kazanmak herkesi memnun edebilir. Onun için de bunu duyduğuma çok sevindim. Biliyorsun maliyetler Türkiye'de biraz yüksek. Biraz farklılık gösteremezseniz bu maliyetlerle satamazsınız. Ürettiğini Çin ile Uzakdoğu ile yaparsın, ama kendine göre nitelikli, özgün bir üretimle satabiliyorsan, beğeniyorlarsa o fiyatı verecekler.”

Özkan İrman (Minteks Yönetim Kurulu Bakanı)

““Heimtekstil, ev tekstili sektörünün gelişmesinde önemli rol oynayan değerli bir organizasyondur. Özellikle bizim yerli üretimimizin buraya gelmesinde büyük önemi vardır. Hatta uluslararası bir ev tekstili fuarcılığımız varsa bunu büyük ölçüde Heimtekstil'e borçluyuz demek, yalan olmaz. Ondan fazla holün olduğu her holün üç kattan oluştuğu var sayılırsa, bu metrekareyi doldurmak kolay iş değildir.

Gerek Türk ev tekstili fuarcılığının gelişmesi gerekse Çin fuarcılığının başlı başına bir güç haline gelmesi Heimtekstil'i çok geriletti. Bu yıl bazı holler tamamen kapatılmış ve bir çok holde de sadece bir kat hizmete sokulmuştu. Azalan metrekarenin en büyük nedenlerinden biri, muhakkak ki, azalan kârlar yüzünden fuar maliyetinin karşılanamaz olmasıdır. Ayrıca dünyadaki ekonomik istikrarsızlık da büyük etkendir.

Türk firmaları yine dersine iyi çalışmıştı her şeye rağmen. Orada olmanın önemli olduğunun altını çizercesine gövde gösterisi yaptılar. Azımsanmayacak şekilde de Bursalı firma vardı. Bu firmalardan biri de bizim firmamız Minteks'tir. Niceliğe değil niteliğe odaklı firmamız bu yıl da beklentisinin üzerinde bir sipariş ile dönerek, emeğinin semeresini görmüştür.
Ülkemiz için, gelecek için umutla ve şevkle çalışmaya devam edeceğiz.”


Hasan Moral (DOSABSİAD Başkanı).
'Heimtextil beklentilerimizi karşıladı'


“Heimtextil bizim ev tekstili sektörünün ana fuarı. Birçok ülkeden katılımcının, ziyaretçilerin buluşma noktası. Açıkçası bu sene de aslından belli, kemikleşmiş bir müşteri grubu vardı, ev tekstili sektörünün. Bu yıl da yine ana müşteriler rutin olarak fuarı ziyaret ettiler. Yeni müşteriler açısından da verimli bir fuar oldu Heimtextil.
Mayıs ayındaki Evteks Fuarı ile ilgili beklentilerin düşük olmasından dolayı, Heimtextil Fuarı bizim ev tekstili sektörü açısından özellikle, ekstra olarak daha önemliydi. Heimtextil Fuarı'nın beklentileri karşılayan, iyi bir fuar olduğunu söyleyebilirim bu sene. Biz de hem firma olarak, hem sektör olarak yeni ürünlerimizi, koleksiyonlarımızı, desenlerimizi sunma imkanı bulduk.”
Fuara Türkiye'den katılan yaklaşık 250 firmanın 90'ının Bursa'dan gitmişti. Biliyorsunuz Bursa ev tekstili sektöründe Türkiye'nin lokomotifidir. Bursa'dan giden firmalarımızın gepsi de sektörlerinde, üretim alanlarında çok başarılı arkadaşlar. Bunu fuarda da gördük.
Genellikle tabi karamsar bir hava var. Açıkçası 2016 çok zor bir yıl oldu. Ama bu fuarın iyi geçmesi, moral verdi, umut aşıladı. Tabi Türk firmaları olarak fuarda kendimizi anlatmamız gerekti. Ülkenin durumu ile ilgili olarak. İnsanlara güven verme açısından. Görevimizi yerine getirdik, diye bakıyorum. Yabancıların kafasında genel olarak ülkenin durumu ile ilgili soru işareti olsa da, Türk firmalarına olan güven devam ediyor. Dolayısıyla da bizim işlerimize 2017'de de yansıyacaktır. Biz istikrarlı bir şekilde üretime devam edeceğiz. 2016'dan dolayı çok karamsar bir hava var dışarıda. Sadece Türkiye için değil, global anlamda ekonomik sorunlar var. Ama 2017 için herkes umutlu. Bu da iyiye işaret, işlerimiz açısından. Sonuçta rutin yürüyen bir işimiz var, devam ediyor.”





Türk Ceyhan (Evimteks A.Ş. YKB):

'Tekstil olumsuz yönde... Firmaların çoğu ayakta durmaz'

“- Hemimtextil'i nasıl değerlendiriyorsunuz. Ev tekstili sektörünü neler bekliyor?

Tekstil sektörünün olumlu yönde ilerlediğini düşünmüyorum. Olumsuz gittiğini düşünüyorum.
İki ayrı konu var. Önce Türkiye'nin şu andaki politik durumu dolayısıyla Türkiye'den alım yapıp yapmamakla ilgili tereddüt bildiriyorlar. Türkiye'deki bizim gibi firmaların gelecekleri ile ilgili şüphe duyuyorlar. İkincisi, Türkiye'ye gelip gitmek, seyahat etmek istemiyorlar. Bu da ilişkilerde çok ciddi bir kopuş meydana getiriyor.
Bu sene İstanbul'daki Evteks fuarında bu nedenle ciddi bir çöküş yaşamasını bekliyorum ben. Yurt dışından Evteks'e katılan yabancı firmaların ezici çoğunluğu katılımlarını dondurmak istiyorlar.
İstanbul fuarına katılmak istemiyorlar. Biz Evimteks olarak katılacaksak, firma olarak, ülkemizin bir fuarı olduğu için ve fuarın için katılmamızın gerekli olduğunu bildiğimiz için. Ama bu fuardan bizim de firma olarak bir beklentimiz yok. Ayrıca döşemelik sektöründe, en büyük üretimimiz olan bu alanda, Hintliler dar kumaşlarda çok başarılılılar. Bizimle aynı ayarda ve hatta üzerimizde, daha tasarımlı, üst kalite kumaşlar yapabiliyorlar.
Ben bu politik olumsuzluğa da bağlı olarak, tekstil sektörünün bir miktar kapasitelerini düşürmesini, bazı firmaların artık bu işten vazgeçmesi gerektiğini düşünüyorum.
Şu anda firma olarak en uç, en marjinal, uç noktalardaki perdelerin tasarımını yaparak, ancak ayakta durabiliyoruz. Ayakta durmaya çalışıyoruz. Bunun ne kadar devam edeceği konusunda çok pozitif düşünmüyorum.

- Fuarda bu yılki ilgi nasıldı. Ziraretçi sayısının arttığı açıklandı.

Evet, ziyaretçi olarak çok fazla ziyaretçi vardı. Fakat bunların bakış açısı çok seçici ve çok az alır, zor alır ziyaretçiler. Buradaki isim olarak, dünyada tekstil sektörü çok küçük aslında. Bütün dünyada herkes birbirini biliyor. Yeni koleksiyon yaparken, dünyadaki ekonomik durum çok parlak olmadığı için, zaten çok seçici davranıyorlar. Koleksiyonlarında hiç olmayan şeyleri arıyorlar. Dolayısıyla koleksiyonlarında olmayanları geliştirmek, tasarım da çok kolay değil. Bunun için de bizden alıcı olarak firmalar koleksiyonlarına ilave ettikleri yeni tasarımlar, çok az yeni desen, kumaş... Dolayısıyla pazarda küçüldüğü için şirketler zorlanıyor. Çok fazla talep, siparişler falan yok. Müşteri tamamen aslanın midesinde artık. Midesinden çıkartabilenler bir miktar iş yapabiliyor. Yoksa bu talepler çok daha azalıyor.

- Yabancı müşteri neyi hesap ediyor? Kaygıları ne?

Türkiye'ye negatif bakış açısı ve endişesi aslında. Firmaların geleceği ile ilgili kaygıları oluyor. Örneğin bizimle çalışan firmalar alacakları ürünle ilgili bir katalog yapıyor. Bu katalogları dünnayın dört bir yanına dağıtıyor. Bu ürünü en az 4-5 sene tedarik etmenizi ve birebir aynısını yapmanızı istiyorlar. Kataloglara giren markalar kataloglarını 5 sene üretmeyi taahhüt ediyorlar. Yarın o malı yapamaz duruma gelirsen, bunlar bu işten büyük zarara uğruyorlar. Katalog yapmış, dağıtmışlar, onlar da birilerine taahhütte bulunmuşlar... Siz bunu temin edemezseniz ip kopuyor. Sıkıntının, kaynağı bu.
Bundan dolayı da sorguluyorlar. Türkiye'nin nereye gittiğini, gelecekteki gidişatını, firmaların ayakta kalıp kalamayacağını... Kendileri açısından taahhütlerini yerine getirip getirmeyecekleri ile ilgili sorguluyorlar. Ben 63 yaşındayım. Bu firmayı, benim firmamı benden sonra kim yürütür? Bizim geleceğimizi de merak ediyorlar. Çocuklarım var mı, çalışıyor mu, bu işi beceriyor mu, onları inceliyorlar. Şimdi buna ekstradan politik durumlar da eklendi. Şimdi adamlar sadece şirketin değil, Türkiye'nin durumunu merak ediyor, endişe ediyorlar. Bizim ana pazarımız Avrupa. Tekstil şirketleri olarak, en çok satış yaptığımız pazar Avrupa. Avrupa ile iyi iş yapabilme sebebi hızlı iletişim, kolay gidip gelmemizde. Bu açıdan gelmek istememeleri bu ilişkiyi zayıflatan bir durum.

- Türkiye'de ev tekstili ile ilgili yeni bir fotoğraf çizdiniz. Peki, sektörün geleceği açısından çıkışı nerede buluyorsunuz?

Çıkış, bence, kapasiteleri düşürmek olmalı. Başarılı tasarım, Ar-Ge yapamayan firmaların piyasadan çekilmesi lazım artık. Bu işle ilgili Ar-Ge ve ürün geliştirmeye hız vermeliyiz. Ancak bu sayede firmaların yüzde 20-30 kadarı hayatiyetini koruyabilir.

- Çok ciddi bir durum. Yani firmaların büyük çoğunluğu yolun sonuna mı geldi?

Ben öyle düşünüyorum. Bakınız Evimtekstil 15 milyon dolarlık satış yapıyor. Üretimin hepsini dışarı satıyoruz. Şu anda da biz satış seviyemizi koruduk. Ama gelecekte bunu koruyup devam ettirmemiz zor olacak diye düşünüyorum. Türkiye'de tekstil sektörü içinde ev tekstili önemli. Bursa'da bir sürü tekstil firması var. Benim yaptığım perdelik kumaşlar, tasarımlı ve üst segmente hitap eden kumaşlar. Kendimizce başarılıyız, vergide hep ilk 50-80 firma arasındayız. Profil iyi ama yine de gelecek için çok özel ürünler yapmamızı gerektiriyor üst segment için. Çok uç noktalara gidiyorsunuz ve sıradan işler yapmamız işi götürmüyor.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder