Ev tekstilinde dünyanın en büyük buluşması olan Almanya Heimtextil fuarı, hem küresel durgunluk hem de Türkiye'de ekonomik sorunların gölgesinde geçti. Firmalar başarılıydı, ancak sektörün yapması gerekenler olduğu ifade ediliyor.
Türkiye'de hızla büyüyerek
ihracatın lokomotiflerinden birisi olan ev tekstili sektörü,
küresel pazardaki en büyük buluşma olan Heimtekstil Fuarı'nda
hem en son yeniliklerini tanıttı, hem de dış pazardaki yeni
eğilimleri yakından teşhis etti, dış pazarın nabzını
yakaladı. Türkiye'nin 244 firma ile temsil edildiği fuarda Bursa
90 firma ile ev tekstili sektöründe lokomotif olduğunu
kanıtlarken, bu yıl fuarın, küresel durgunluğa paralel olarak,
“vasat geçtiği” ifade ediliyor.
Ekohaber olarak, fuara katılan Bursa
firmalarının temsilcilerine ulaşmaya ve fuar izlenimlerini
sizlerle paylaşmaya çalıştık. Edindiğimiz bilgilere göre, bu
yıl da ev tekstili sektörünün gözde firmaları standları ile
dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerden olumlu puan
aldılar.
Ancak fuar, ev tekstili sektörünün
mevcut durumu ile yola devam etmesinin de sınırlarına gelindiğini
gösteriyor. Zira, bir taraftan Çin, Hindistan gibi ülkelerin yoğun
rekabeti ev tekstilindeki pek çok avantajı ortadan kaldırırken,
Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, terör olayları, OHAL,
durgunluk ve dövizdeki dalgalanmaların yabancı müşterileri
olumsuz etkilediği ifade ediliyor. Fuar, ev tekstili sektörünün
dünya piyasasındaki etkinliğini koruyabilmesi açısından bir
“dönüm noktasında” olduğunu gündeme getirirken, fuarın bir
tür “sınav” olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülüyor.
İşte görüşler...
Burak Anıl (Anılsan Havlu YKÜ):
“- Heimtekstil fuarı bu yıl nasıl
geçti?
Heimtextil fuarı her yıl sanki
izleyici sayısı düşen bir fuar; ama hala ev tekstilinde dünyanın
en önemli fuarı. Hala da müşterilerinin ziyaret ettiği ve
dünyayı tartabildiğiniz, ölçebildiğiniz çok önemli bir ev
tekstili fuarı.
- Fuar yönetimi bu yıl izleyici
sayısının arttığını, 'ticari ziyaretçi' sayısının 70 bine
yükseldiğini açıkladı.
Biz olaya farklı bakıyoruz. Gelen
ziyaretçi sayısından ziyade, gelen kalite dönemli. Gelen
misafirlarin kalitesi çok önemli. Sayıyı artırabilirsiniz. Giriş
ücretlerini düşürürsünüz, üç katına çıkarırsınız
ziyaretçi sayısını. Önemli olan iş yapabilecek, stand açan
firmalara, katılımcılara faydası olabilecek müşterilerin fuara
gelebilmesi, onların sayısı.
Fuarı genel hatları çok kötü
diyemem. Ama bundan 10-15 sene önceki talep yok. Bunun sebeplerinden
birisi de Türkiye'nin artık dünyada pahalı üretim yapan bir ülke
haline gelmesi. Uzak doğu ülkelerinin hem kalite olarak artması
hem de bize göre işçilik ve diğer maliyetleri çerçevesinde
bizden çok ucuz olmaları yüzünden farklı bir durum oluştu. Şu
anda tekstilde dünyadaki en payalı üretim yapan ülkelerden
birisiyiz. En iyi hitabettiğimiz ve hala Türkiye'de tekstilin
ayakta durabilmesinin nedeni servis sektörüdür. Yani bizim hızlı
ve kaliteli servis vermemiz, esnek davranabilmemiz, müşteri
taleplerine hızlı bir şekilde talep verebilmemiz, bizim ayakta
durabilmemizi sağlıyor. Yoksa artık fiyat olarak Türkiye'nin
teksil seköründe hiç bir avantajı kalmadı.
- Ürün kalitesi vs. anlamında ne
durumdayız?
Evet, teknoloji yatırımı yapan bir
ülkeyiz. Kaliteye yatırım yapıyoruz, ama aynı zamanda belli
tekstil konularında, belli ülkeler de aynı yatırımları
yapıyorlar. Ama onlar bizden, diğer etkenlerde, yani işçilik vs.
etkenler ucuz olduğu için avantaj sağlıyorlar. Ama hala yaşıyoruz
ve yaşamaya da devam edeceğiz. Bunun sebebi de bizim hızıl ve
kaliteli bir servis vermeye devam etmemiz.
- Firma olarak bu fuardan ne
çıkardınız?
Sadece havlu değil, bütün alanlarda
dünyada çok büyük rekabet olduğu için farklılaşmak önemli.
Yani ne iş yapıyorsanız mutlaka farklı bir şey yapmanız lazım.
Herkesin yaptığı işi yaparsanız para kazanma şansınız yok
denecek kadar az. Ama farklılaşırsanız, bu gerek Ar-Ge, gerek
inovasyon yaparak, farklı ürünler yaparak, farklı türde bir
hizmet vererek, hızı artırarak, birşeyler yaparsanız yaşamaya
devam edebiliyorsunuz ve bugün bizim yaptığımız da bu. Böyle de
yaşamaya devam edebiliriz. Ama standart ürünler yaparsanız artık
karşınızda Pakistan, Hindistan, Çin, Mısır gibi ucuz ülkeler
var. Hiçbir zaman da en ucuz ülke olamazsınız. Türkiye'nin bu
saatten sonra ucuz olma ihtimali de yok. Zaten Türkiye'nin hedefi de
en ucuz ülke olmak falan değil... Yaşayabilmek için en önemli
şey farklılaşma.”
Günal Baylan (BUSİAD Yönetim Kurulu
Başkanı):
“- Heimtextil'den nasıl bir
izlenimle döndünüz?
Muhakkak ki her bir fuar, yeni
ümitlerle gidilen, en yeni ürünlerin sergilendiği bir yerdir.
Heimtextil şu anda dünyada en önemli fuarlardan birisi. Bir ara
potansiyeli düşmüştü. Şimdi biraz daha toparladı. Katılım
tabi ki iyi, ama ziyaretçi sayısında biraz düşüş gördük.
Dolayısıyla çok fazla da ticari alımın oluğunu söyleyemeyiz,
ama yine de arkadaşlar görüşlerini sorduğumuzda 'normal
geçtiğini' söylüyorlar. Ama tabi eski fuarların kazançları
güzel olduğu, beklentiler de hep onlara göre yüksek olduğu için,
mukayeseler yapılıyor. Anlaşılan o ki, bu fuar anlayışı belli
bir dönem bu seviyelerde gidecek.
Dünyada ekonomilerde açılma noktası
olduğu sürece de ileriye dönük daha hızlı hareketler gelecek.
Bunun en önemli nedenlerinden birisi dünya hammaddelerinin dolar
ile alışverişi ticaretinin genelde dolarla yapılmasından dolayı,
doların değer kazanması, diğer para birimlerinin dolar karşısında
değerlerinin düşmesi yüzünden, ülkelerdeki alışverişlerde
sıkıntılar var. Nasıl ki bizde yurt dışından gelen mallar kur
yüzün pahalanıyor da, bazı kesimler tarafından mallar alınamaz
hale geliyorsa.. Dolayısıyla fuarın orta seviyede geçtiğini
söyleyebiliriz.
Bir önemli konu da şu ki, bizim ev
tekstili olarak ikinci büyük fuarımız İstanbul'daki EVTEKS
Fuarı. Ama yaptığımız görüşmelerde, konuşmalarda görüyoruz
ki, insanlar İstanbul'a gelmekten çok fazla kaçınıyorlar.
Dolayısıyla, şimdiden söylemem gerekirse, özellikle Batıdan,
Avrupa'dan çok fazla yabancı ziyaretçi gelmeyecek bu yılki
EVTEKS'e. Onun için de beklenti düşük. Dolayısıyla aslında
Heimtextile'in nasıl geçtiğinden ziyade, Evteks'in kötü olmasa
bile ziyaretçi sayısının düşük olacağı, belki yalnızca iç
piyasaya ile döneceği gibi bir izlenim aldık. Bu izlenim herhalde
orada ihracat yapmak isteyen, beklentileri yüksek olan firmalara
biraz olumsuzluk yaratacak, diye düşünüyorum.
Mesela benim Lübnan'dan bir müşterim
vardı. O bile 'Ben İstanbul'a gelmeyeceğim' dedi. Lübnan halbuki
bu tür şiddet, patlama olaylarına çok alışkın olması lazım...
Lübnanlının bile 'gelmeyeceğim' demesi ilginç geldi bana. Fuarda
genel olarak ürünlerimiz gösterildi. Numuneler gönderiliyor.
Ülkelerde fiyat ve kaliteyi tutturabildiğiniz zaman da satışlar
başlıyor. Eskiden fuardan gelince, şu kadar metre sattık, diye
konuşuyorduk. Artık o konuşmaları çok fazla yapmıyoruz. Dikkate
de almıyoruz. Önemli olan ürünleri sunabilmek, beğendirebilmek.
Müşterilerle birlikte olabilmek. Eskide mal satılmaya gidilirdi.
Şimdi daha ziyade tanıtım. Kimse dünyada stok da yapmak
istemiyor. Numunelerini alıyorsun, beğenilirse üretiyorsun.
Ekonominin iyi olduğu dönemlerde, stoklarla maliyetlerle para
kazanmanın çok olduğu dönemlerde, dikkate alınmıyordu. Ama
şimdi çok dikkate alınıyor, her ülkede.
- Fuar ev tekstilinin geleceğine
ilişkin size herhangi bir mesaj verdi mi?
Bu tabi pazar meselesi. Hangi
pazarlarda yer alıyorsan, hangi kalitede yer alıyorsan o ekileyici
oluyor. Dolayısıyla da evet, dünyada bir durgunluk var. Bunun
verdiği etkilerle de ev tekstilinde de bir gerileme oldu. Eskisi
kadar hızlı çalışılmıyor. Ama bu, bundan 3-5 sene sonra da
aynısı olacak anlamında değil. Bu dünya ekonomisiyle alakalı.
Arap ülkelerine bakıyorsunuz, işte orada da huzursuzluklar var.
Bakıyorsunuz, Avrupa'da Amerika'da insanlar bir şekilde terörden
rahatsız oluyorlar, çekiniyorlar. Ülkeler ekonomik olarak
büyüyemiyorlar, gelir elde edemiyorlar. Yalnız yaşamaya ve
gezmeye öncelik veriyorlar. Ev tekstili deyince bakıyorsunuz,
Rusya'daki kriz bizi etkiliyor. İran'da işler biraz daha iyi galiba
ama doların yükselmesi nedeniyle belli sıkıntılar var. Tabi
bunların hepsinin toparlanıp düzelmeye başladığında, muhakkak
ki sorun kalmayacak.
- Dışarıda 'Türk malları pahalı'
imajı mı var?
Var tabi, çok önemli nokta. Ama çok
güzel bir şey. Çok güzel bir çizgiyi yakalamışız o zaman.
Çin'in ucuzlarından farkı olsun. Bizim çalışma alanımız,
hedefimiz de bu çizgide zaten. Çok metrekare üretim az para
kazanmaktansa, az metrekare ve kaliteli, nitelikli yapıp daha çok
kazanmak herkesi memnun edebilir. Onun için de bunu duyduğuma çok
sevindim. Biliyorsun maliyetler Türkiye'de biraz yüksek. Biraz
farklılık gösteremezseniz bu maliyetlerle satamazsınız.
Ürettiğini Çin ile Uzakdoğu ile yaparsın, ama kendine göre
nitelikli, özgün bir üretimle satabiliyorsan, beğeniyorlarsa o
fiyatı verecekler.”
Özkan İrman (Minteks Yönetim Kurulu
Bakanı)
““Heimtekstil, ev tekstili
sektörünün gelişmesinde önemli rol oynayan değerli bir
organizasyondur. Özellikle bizim yerli üretimimizin buraya
gelmesinde büyük önemi vardır. Hatta uluslararası bir ev
tekstili fuarcılığımız varsa bunu büyük ölçüde
Heimtekstil'e borçluyuz demek, yalan olmaz. Ondan fazla holün
olduğu her holün üç kattan oluştuğu var sayılırsa, bu
metrekareyi doldurmak kolay iş değildir.
Gerek Türk ev tekstili fuarcılığının
gelişmesi gerekse Çin fuarcılığının başlı başına bir güç
haline gelmesi Heimtekstil'i çok geriletti. Bu yıl bazı holler
tamamen kapatılmış ve bir çok holde de sadece bir kat hizmete
sokulmuştu. Azalan metrekarenin en büyük nedenlerinden biri,
muhakkak ki, azalan kârlar yüzünden fuar maliyetinin karşılanamaz
olmasıdır. Ayrıca dünyadaki ekonomik istikrarsızlık da büyük
etkendir.
Türk firmaları yine dersine iyi
çalışmıştı her şeye rağmen. Orada olmanın önemli olduğunun
altını çizercesine gövde gösterisi yaptılar. Azımsanmayacak
şekilde de Bursalı firma vardı. Bu firmalardan biri de bizim
firmamız Minteks'tir. Niceliğe değil niteliğe odaklı firmamız
bu yıl da beklentisinin üzerinde bir sipariş ile dönerek,
emeğinin semeresini görmüştür.
Ülkemiz için, gelecek için umutla ve
şevkle çalışmaya devam edeceğiz.”
Hasan Moral (DOSABSİAD Başkanı).
'Heimtextil beklentilerimizi karşıladı'
“Heimtextil bizim ev tekstili
sektörünün ana fuarı. Birçok ülkeden katılımcının,
ziyaretçilerin buluşma noktası. Açıkçası bu sene de aslından
belli, kemikleşmiş bir müşteri grubu vardı, ev tekstili
sektörünün. Bu yıl da yine ana müşteriler rutin olarak fuarı
ziyaret ettiler. Yeni müşteriler açısından da verimli bir fuar
oldu Heimtextil.
Mayıs ayındaki Evteks Fuarı ile
ilgili beklentilerin düşük olmasından dolayı, Heimtextil Fuarı
bizim ev tekstili sektörü açısından özellikle, ekstra olarak
daha önemliydi. Heimtextil Fuarı'nın beklentileri karşılayan,
iyi bir fuar olduğunu söyleyebilirim bu sene. Biz de hem firma
olarak, hem sektör olarak yeni ürünlerimizi, koleksiyonlarımızı,
desenlerimizi sunma imkanı bulduk.”
Fuara Türkiye'den katılan yaklaşık
250 firmanın 90'ının Bursa'dan gitmişti. Biliyorsunuz Bursa ev
tekstili sektöründe Türkiye'nin lokomotifidir. Bursa'dan giden
firmalarımızın gepsi de sektörlerinde, üretim alanlarında çok
başarılı arkadaşlar. Bunu fuarda da gördük.
Genellikle tabi karamsar bir hava var.
Açıkçası 2016 çok zor bir yıl oldu. Ama bu fuarın iyi geçmesi,
moral verdi, umut aşıladı. Tabi Türk firmaları olarak fuarda
kendimizi anlatmamız gerekti. Ülkenin durumu ile ilgili olarak.
İnsanlara güven verme açısından. Görevimizi yerine getirdik,
diye bakıyorum. Yabancıların kafasında genel olarak ülkenin
durumu ile ilgili soru işareti olsa da, Türk firmalarına olan
güven devam ediyor. Dolayısıyla da bizim işlerimize 2017'de de
yansıyacaktır. Biz istikrarlı bir şekilde üretime devam edeceğiz.
2016'dan dolayı çok karamsar bir hava var dışarıda. Sadece
Türkiye için değil, global anlamda ekonomik sorunlar var. Ama 2017
için herkes umutlu. Bu da iyiye işaret, işlerimiz açısından.
Sonuçta rutin yürüyen bir işimiz var, devam ediyor.”
Türk Ceyhan (Evimteks A.Ş. YKB):
'Tekstil olumsuz yönde... Firmaların
çoğu ayakta durmaz'
“- Hemimtextil'i nasıl
değerlendiriyorsunuz. Ev tekstili sektörünü neler bekliyor?
Tekstil sektörünün olumlu yönde
ilerlediğini düşünmüyorum. Olumsuz gittiğini düşünüyorum.
İki ayrı konu var. Önce Türkiye'nin
şu andaki politik durumu dolayısıyla Türkiye'den alım yapıp
yapmamakla ilgili tereddüt bildiriyorlar. Türkiye'deki bizim gibi
firmaların gelecekleri ile ilgili şüphe duyuyorlar. İkincisi,
Türkiye'ye gelip gitmek, seyahat etmek istemiyorlar. Bu da
ilişkilerde çok ciddi bir kopuş meydana getiriyor.
Bu sene İstanbul'daki Evteks fuarında
bu nedenle ciddi bir çöküş yaşamasını bekliyorum ben. Yurt
dışından Evteks'e katılan yabancı firmaların ezici çoğunluğu
katılımlarını dondurmak istiyorlar.
İstanbul fuarına katılmak
istemiyorlar. Biz Evimteks olarak katılacaksak, firma olarak,
ülkemizin bir fuarı olduğu için ve fuarın için katılmamızın
gerekli olduğunu bildiğimiz için. Ama bu fuardan bizim de firma
olarak bir beklentimiz yok. Ayrıca döşemelik sektöründe, en
büyük üretimimiz olan bu alanda, Hintliler dar kumaşlarda çok
başarılılılar. Bizimle aynı ayarda ve hatta üzerimizde, daha
tasarımlı, üst kalite kumaşlar yapabiliyorlar.
Ben bu politik olumsuzluğa da bağlı
olarak, tekstil sektörünün bir miktar kapasitelerini düşürmesini,
bazı firmaların artık bu işten vazgeçmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Şu anda firma olarak en uç, en
marjinal, uç noktalardaki perdelerin tasarımını yaparak, ancak
ayakta durabiliyoruz. Ayakta durmaya çalışıyoruz. Bunun ne kadar
devam edeceği konusunda çok pozitif düşünmüyorum.
- Fuarda bu yılki ilgi nasıldı.
Ziraretçi sayısının arttığı açıklandı.
Evet, ziyaretçi olarak çok fazla
ziyaretçi vardı. Fakat bunların bakış açısı çok seçici ve
çok az alır, zor alır ziyaretçiler. Buradaki isim olarak, dünyada
tekstil sektörü çok küçük aslında. Bütün dünyada herkes
birbirini biliyor. Yeni koleksiyon yaparken, dünyadaki ekonomik durum
çok parlak olmadığı için, zaten çok seçici davranıyorlar.
Koleksiyonlarında hiç olmayan şeyleri arıyorlar. Dolayısıyla
koleksiyonlarında olmayanları geliştirmek, tasarım da çok kolay
değil. Bunun için de bizden alıcı olarak firmalar
koleksiyonlarına ilave ettikleri yeni tasarımlar, çok az yeni
desen, kumaş... Dolayısıyla pazarda küçüldüğü için
şirketler zorlanıyor. Çok fazla talep, siparişler falan yok.
Müşteri tamamen aslanın midesinde artık. Midesinden
çıkartabilenler bir miktar iş yapabiliyor. Yoksa bu talepler çok
daha azalıyor.
- Yabancı müşteri neyi hesap ediyor?
Kaygıları ne?
Türkiye'ye negatif bakış açısı ve
endişesi aslında. Firmaların geleceği ile ilgili kaygıları
oluyor. Örneğin bizimle çalışan firmalar alacakları ürünle
ilgili bir katalog yapıyor. Bu katalogları dünnayın dört bir
yanına dağıtıyor. Bu ürünü en az 4-5 sene tedarik etmenizi ve
birebir aynısını yapmanızı istiyorlar. Kataloglara giren
markalar kataloglarını 5 sene üretmeyi taahhüt ediyorlar. Yarın
o malı yapamaz duruma gelirsen, bunlar bu işten büyük zarara
uğruyorlar. Katalog yapmış, dağıtmışlar, onlar da birilerine
taahhütte bulunmuşlar... Siz bunu temin edemezseniz ip kopuyor.
Sıkıntının, kaynağı bu.
Bundan dolayı da sorguluyorlar.
Türkiye'nin nereye gittiğini, gelecekteki gidişatını, firmaların
ayakta kalıp kalamayacağını... Kendileri açısından
taahhütlerini yerine getirip getirmeyecekleri ile ilgili
sorguluyorlar. Ben 63 yaşındayım. Bu firmayı, benim firmamı benden
sonra kim yürütür? Bizim geleceğimizi de merak ediyorlar.
Çocuklarım var mı, çalışıyor mu, bu işi beceriyor mu,
onları inceliyorlar. Şimdi buna ekstradan politik durumlar da
eklendi. Şimdi adamlar sadece şirketin değil, Türkiye'nin
durumunu merak ediyor, endişe ediyorlar. Bizim ana pazarımız
Avrupa. Tekstil şirketleri olarak, en çok satış yaptığımız
pazar Avrupa. Avrupa ile iyi iş yapabilme sebebi hızlı iletişim,
kolay gidip gelmemizde. Bu açıdan gelmek istememeleri bu ilişkiyi
zayıflatan bir durum.
- Türkiye'de ev tekstili ile ilgili
yeni bir fotoğraf çizdiniz. Peki, sektörün geleceği açısından
çıkışı nerede buluyorsunuz?
Çıkış, bence, kapasiteleri düşürmek
olmalı. Başarılı tasarım, Ar-Ge yapamayan firmaların piyasadan
çekilmesi lazım artık. Bu işle ilgili Ar-Ge ve ürün
geliştirmeye hız vermeliyiz. Ancak bu sayede firmaların yüzde
20-30 kadarı hayatiyetini koruyabilir.
- Çok ciddi bir durum. Yani firmaların
büyük çoğunluğu yolun sonuna mı geldi?
Ben öyle düşünüyorum. Bakınız
Evimtekstil 15 milyon dolarlık satış yapıyor. Üretimin hepsini
dışarı satıyoruz. Şu anda da biz satış seviyemizi koruduk. Ama
gelecekte bunu koruyup devam ettirmemiz zor olacak diye düşünüyorum.
Türkiye'de tekstil sektörü içinde ev tekstili önemli. Bursa'da
bir sürü tekstil firması var. Benim yaptığım perdelik kumaşlar,
tasarımlı ve üst segmente hitap eden kumaşlar. Kendimizce
başarılıyız, vergide hep ilk 50-80 firma arasındayız. Profil iyi
ama yine de gelecek için çok özel ürünler yapmamızı
gerektiriyor üst segment için. Çok uç noktalara gidiyorsunuz ve
sıradan işler yapmamız işi götürmüyor.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder