Para, silah ve siyaset… |
Sevgili okurlar, medyanın mesaj bombardımanı ile ortalık öylesine toz duman ki, insan en basit sorulara yanıt bulmakta zorlanıyor, kafalar karışıyor.
Bugün gelin, en temel üç iktidar alametine bakarak, “Türkiye’de gerçek iktidar kim?” sorusuna yanıt arayalım.
Konuya ister yönetim bilimi teorileri ile, ister pratik örneklerle yaklaşın, toplumda para, silah ve siyasete hakim olanların gerçek iktidarlar olduğu çok açıktır. Bunların üçüne da hakim olan bir gücü hala “gelip geçici”, “rejime şaşı bakan, muhalif”, “gidici” sanmak en hafifinden “saftirik” olmaktır...
Genelde güç hiyerarşisinin tepesinde siyaset vardır. Siyasete hakim olan, mutlaka servete, sanayi ile patronların desteğine ve silaha (ordu ve polisin desteğine) sahiptir. Aksi düşünülemez, normal de değildir.
- Eğer birileri paraya, servete ve patronların desteğine sahipse, kuşkunuz olmasın silaha ve siyasete sahip olmak için en sağlam zemini yakalamış demektir, iktidarın el değişmesi süreci çoktan başlamıştır.
- Birileri siyasete hakim olmaya başlamışsa, para ve silah el değiştireli, hayli zaman geçmiş demektir… O zaman kendini hala “devletin hakiki sahibi” sayanlara, günaydın veya iyi uykular…
- Birileri önce silaha sahip olmuşsa, zaten tanklar sizi derin uykunuzdan uyandıracaktır, artık yeriniz bellidir, bize düşen “Allah kurtarsın” demektir. Yok, siz hala kendinizi “devletin hakiki sahibi” mi sanıyorsunuz? (Tabi tabi, ben de Amerikan başkanıyım!)
İktidara sahip olmak her siyasi partinin ve tabi ki onu örgütleyen odakların amacıdır.
“Mağduru oynamak”, iktidarın etkinliklerinden memnun olmayan ortalama vatandaşa, seçmen halka, oy için yalan söylemektir, kandırmacadır. Ama öylesine başarılı bir oyundur ki, partiler iktidara geldikten sonra da bu oyuna devam etmek isterler. Tabi halk, iktidar sahiplerinin kameralar önünde sahnelediği bu “mağdur oyunu”nu yemeğe ne kadar devam eder? Bu da uykunun derinliğine bakar…
Soruyorum, sizce bugün Türkiye’nin gerçek iktidarı kimlerdir?
“Hükümetin partisi”ni sormuyorum, iktidara sahip olanları soruyorum!
Zira, son 30 yıldır, sandıktan zaferle çıkıp hükümet kuranların gerçekten iktidar falan olmayabildiklerine çokça tanıklık etmişimdir.
Mesela rahmetli Ecevit, Başbakan sıfatıyla geldiği Bursa’da, partisinin etkinliği için Bursa Atatürk Kapalı Spor Salonu’nu kullanmamıştı… Koskoca Başbakanı alt düzeyde birkaç kapı görevlisi, kamuya ait bir tesise sokmamıştı. Olaya “biz nasıl iktidarız” diye isyan eden birkaç partilinin hali gözümün önünden gitmez. Ecevit, “Görevlilere sorun çıkarmayalım” gibi nazik bir gerekçeyle, durumu kabullenmişti. Ama aynı salon DYP, MHP ve Erbakan tarafından çok rahat kullanılıyordu.
Aslında vatandaş, gündelik yaşamda, gerçek iktidarın kim olduğunu daha kolay hissediyor. Mesela bugün belediye, valilik, kamu kuruluşları, polis-emniyet, jandarma, adliye vs. hatta büyük sanayi kuruluşları, fabrikalar ile işinizi halletmek için kimden “torpil” ararsınız? Elbette AKP’den!
AKP, dün ANAP, DYP ve kısmen MHP ile temsil edilen yerlerin yeni sahibidir. Zemin aynı zemin, hatta kişiler de çoğu zaman aynı.
Bu güç, öyle 2002 seçimleri ile de oraya gelmedi…
Çok daha eski. Ecevit’li veya “sosyal demokrat” koalisyonlu iktidarlar döneminde de orada olmaya devam ettiler!
Şu CHP sıralarından gelen “AKP devleti ele geçiriyor”, “Hukuku ele geçiriyor” sözleri epeydir bana çok boş geliyor.
Para, silah ve siyaset… Siz bunlardan hangisinde son sözü söyleyensiniz?
Gerisi teferruat…
İyi pazarlar.
31 Ocak 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder