31 Mart 2011 Perşembe

Petrolde vurgun üstüne vurgun!



Haber bültenlerine bakıyorum da, “Koyun can derdinde, kasap et derdinde”!… 


Arap halkları, canı pahasına, isyan çığlığı ile meydanları inletip, çağdışı rejimleri, saltanatları sallamaya, demokratik, çağdaş bir yönetim oluşturmaya çalışırken, petrol devleri bunu servete çevirme derdinde…

Ham petrolün varil fiyatı, 2008’deki küresel krizin artından ilk kez 100 dolara yükseldi. “Brent “ tipi petrolün varili geçtiğimiz hafta 120 doları gördü. 220 dolarlar konuşuluyor. Küresel krizde fiyat rekorunu 147 dolar ile ABD’de  çıkanTexas tipi petrol kırmıştı. Malum, küresel krizin merkezi bu ülkeydi. Şimdi ise rekoru Libya’nın da ürettiği Brent tipi petrol kırıyor.
Brent tipi petrol, yüzde 0,37 sülfür derecesi ile en “hafif” ve kaliteli petrol. Libya ürettiği petrolün büyük bölümünü başta İtalya olmak üzere, Avrupa ülkelerine satıyor. 
Dün, küresel krizi fırsata çeviren uluslararası petrol devleri, şimdi Tunus, Mısır, Libya başta olmak üzere Arap dünyasında halkın isyanını, devrim kalkışmasını da servetini katlamak için fırsat olarak değerlendirme peşinde.
Neden “koyun can derdinde kasap et derdinde” diyoruz, zira bu aşırı zamların kabul edilebilir bir gerekçesi yok. 
Evet, şu anda devrim ve isyan dalgasının etkisindeki ülkeler dünya petrol üretiminde önemli yeri olan ülkeler.  Ve Bin Ali devrildi, Mübarek devrildi, Kaddafi yolda görünüyor…
Ama petrol kuyuları çalışıyor, Süveyş kanalı hiç durmadı. Libya’daki bazı kuyular dışında petrol akışında aman aman bir kriz henüz  yok.
Petrol lobisi kriz sonrasında  50 doların altına düşen varil fiyatlarını yükseltmek için zaten bir süredir ABD-İran gerginliğini körükleyip duruyordu. Şimdi Mısır ve Libya’daki olaylar, onlara zam bahanesini altın tepsi ile sunmuş görünüyor.
Dünyada petrol zamlarından en karlı çıkan ülke kuşkusuz ABD.  Sadece kendi ülkesinin petrolü değil, Ortadoğu petrolünün de bu ülke firmalarına çalıştığı biliniyor.
Peki Türkiye’ye düşen ne?
Kuşkusuz kısa süreli fiyat artışları, uzun dönemli alım sözleşmeleri nedeniyle hemen pratik bir etki yapmaz, ama uzun vadece bu fiyat artışları Türkiye’nin 40 milyar dolar civarında olan yıllık petrol ve gaz ithalatının faturasını kabartacaktır.
Ama meraklanmayın, bizde petrol faturasının kabarması öyle siyasi iktidarı zorlayan bir şey değildir! Onlar işlerine aynen devam ederler… 
Petrole zam mı gelmiş, anında faturayı vatandaşa keserler…
 Geçenlerde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in benzin fiyatlarına ilişkin soru önergesini yanıtlayarak, adeta, « en pahalı benzin Türkiye’de » iddiasını ispatladı!
İşte Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de benzinin satış fiyatları:  
Türkiye : 1.90 Euro
Petrol Yunanistan’da 1.58 Euro, Hollanda’da 1.56 Euro, Danimarka’da 1.50 Euro, Finlandiya’da 1.48 Euro, İsveç  ve Almanya’da 1.47 Euro, Belçika’da 1.46 Euro,  İngiltere’de 1.45 Euro, Portekiz’de 1.44 Euro, İtalya’da 1.42 Euro, Fransa’da 1.41 Euro, İrlanda’da 1.32 Euro, Çek Cumhuriyeti’nde 1.31 Euro, Macaristan’da 1.31 Euro, Slovakya’da 1.31 Euro,  Malta’da 1.27 Euro, Slovenya’da 1.26 Euro,  Litvanya’da 1.25 Euro,  İspanya ve Avusturya’da 1.24 Euro, Lüksemburg’ta 1.23 Euro, Polonya’da 1.20 Euro, Estonya’da 1.19 Euro, Romanya’da 1.14 Euro, Letonya ve Kıbrıs’ta 1.13 Euro, Bulgaristan’da 1.09 Euro.
Yani Türkiye, benzini vatandaşına en yüksek fiyattan satan ülke…  
Çokuluslu petrol devleri ile bizdeki siyasi iktidarlar arasındaki fark ne olabilir?
Onlarkazlarını “hava sıcak” diye kandırıp daha fazla yoluyor.
Bizimkilerin öyle dertleri yok! Bizimkiler kazı öyle bir eline geçirmiş ki, son tüye kadar…

İyi haftalar


28 Subat 2011
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder