8 Nisan 2011 Cuma

Kalkınma yol ve sudan mı ibaret?


“Türkiye’de olmasını istediğiniz en önemli iki şey nedir” diye sorulsa, ne dersiniz?
 2001’de “Adalet ve Kalkınma Partisi” adı ile bir parti kurulduğunu duyduğumda ilk tepkim, “Harika, memleketin en çok ihtiyacı olan iki şey partinin adı olmuş” demek oldu ve o dönem çalıştığım gazetede bunu yazmıştım. 



Bu partinin başarılı olması, adalet ve kalkınma, refah, zenginlik demekti…

Adaletli ve kalkınmış bir Türkiye hayal etmiştim.
Tabi, ilk tahminim doğru çıktı ve bu parti 8 yıldır iktidarda.
Ama adalet ve kalkınma benim için güzel bir düş olmaya devam ediyor.

Bugün dikkatinizi,  adalet ve kalkınmadan nasibini en az alan “kırsal”a çekmek istiyorum.
Evet çarpık, fasoncu, büyük ölçüde dışarıya bağımlı da olsa sanayi ve ticaret gelişiyor. Üretim, ihracat rakamları vs. artıyor. Ancak bunların batıda, kent merkezi ya da çevrelerinde yoğunlaşması dikkat çekiyor. 
Dolayısıyla aslında hem kamunun, hem de özel sektörün ekonomi, sanayi, ticaret adına hiçbir adımında köyler, kırsal kesim yok.
Öyle ki, devletin “kırsal kalkınma” diye somut, işe yarar bir planı, hedefinin olmadığını bile iddia edebiliriz.
Bakınız, köylere yönelik olarak hizmet veren yegâne kamu durumu YSE Genel Müdürlüğü idi eskiden. O da sadece yol yapardı. Son yıllarda YSE dağıtıldı ve KÖYDES kuruldu. 
Fiilen kırsal kesime hizmet götüren tek kurum sayılan KÖYDES sadece su ve yolla ilgileniyor.
KÖYDES verilerine göre, 2005-2009 arasında yapılan işlerin toplam tutarı 5 milyar 725 milyon lira.
Bunun 4 milyar liralık büyük kısmı 2006 ve 2007 yıllarında gerçekleştirildi. Bursa’nın son 5 yılda buradan aldığı pay toplam 50,4 milyon lira.
Peki bu parayla neler yapılmış?
Türkiye genelinde, 5,2 milyar lirayla 71 bin kilometre  asfalt, 57,2 kilometre stabilize,  8 bin kilometre ham ve tesviye yol, 3,9 milyon metrekare parke, 860 metreküp taş duvar, 870 köprü, 26 bin 322 menfez yapılmış. 2009 yılı itibariyle köy yollarında durum şöyle:  37 bin kilometre ham ve toprak tesviye, 129 bin 118 kilometresi asfalt olmak üzere toplam 288 bin kilometre yolu.
Yani yolların yüzde 45’e yakını asfalt.  Ama hala bir çok köyde yollar toprak.
Gelelim suya.
Hiç suyu olmayan 3 bin 457,  suyu yetersiz 28 bin 505 köye su getirilmiş.
Toplam 74 bin 364 köy ve mahallenin 64 bin 286’sında yeterli, 8 bin 232’sinde yetersiz içme suyu var. Susuz köy ve mahalle sayısı ise bin 846. Yani köylerin yüzde 3’ü susuz.
KÖYDES Bursa’da 176 içme suyu projesinden 175’i tamamlanmış. 708 kilometre yolun da 688 kilometresi bitmiş.
Görüyorsunuz, memleketimizde hala suyu ve yolu olmayan yüzlerce yerleşim birimi var.
Bunlar tamamlandığında “kalkınma”nın sadece yol ve su düzeyini yakalamış olacağız!
’80 öncesi’nde, kayalara “Yol, su elektrik istiyoruz” diye yazdığımız günler geldi aklıma.
Ve söylemeye dilim varmıyor ama, “kırsal kalkınma” lafları tam bir laf salatası.
Mesela köylerle en çok ilgili bilinen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın hazırladığı “Kırsal Kalkınma Planı 2010-13” başlıklı tasarıyı okuyorum.
AB, bugünlerde 2013-20 dönemini kapsayan bir tarım politikasını biçimlendiriyor ve birlik tamamen  “organik” tarıma yönelmeyi  planlıyor.  Oysa bizde tarım, AB’nin mevcut standartlarından çok uzak.
Mesela en temel sorunlar olan arazilerin toplulaştırılması, mülkiyet ve miras yasası, sulama, mera ıslahı, tohumculuk vs. sorunların adı bile bu taslakta geçmiyor. Hangi toprakta ne ekeceği konusunda bile bilimsel bilgiden uzak olan köylünün kaderinde pek bir değişiklik olmayacak gibi.
AB’ye uyumdan anlaşılan ise sadece birtakım projelerle AB’den para koparma uyanıklığı etrafında dönüyor.

İyi pazarlar




27 ARALIK 2010, Pazartesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder