Mao’nun “kızıl Çin”i, koskocaman “liberal/kapitalist” dünya ekonomisini tehdit ediyor. Üstelik komünizmle falan değil, “serbest piyasa ekonomisi” ile!İşte ezberlerimizi bozan fenomen bu… Çin aslında hep bir fenomen oldu. 70’li yıllarda gençlik “memleketi kurtarma” aşkı ile siyasi yelpazenin en uçlarına, coşkun sular gibi daldığında Mao, o ünlü yıldızlı şapkası ile gönülleri fetheden masal kahramanlarından birisiydi. Dünyanın en kalabalık ve en sefil ülkesini, açlıktan, hanedanlardan, Japon ve Amerikan işgalinden kurtaran, komünist toplumu kuran kahraman… En uzun ve büyük gerilla savaşlarının lideri… milyarlık Çin’in sevgilisi! Mao’nun komünistliğinden kuşku duyulmamalı. Ancak “Doğu Bloku” ve lideri Rusya ile pek geçinemedi. Hep farklı kaldı. Marksist, sol literatürdeki kitapların hatırı sayılır bölümünü okumuş birisi olarak, Mao’nun, kendisini “Maocu” olarak tanımlayan kesimlerce bile kavrandığını sanmam. Bu konuda herkesle tartışabilirim, ama konu bu değil. Zira, bizim için anlaşılması zor olan Çin’in kendisi. Gazetemizin bu sayısında, Nejat Yahya ile yapılan söyleşiye alıcı gözle bakmanızı öneririm. Gerçekten Yahya’yı dinledikçe Çin’in hep bir zor anlaşılan fenomen olarak kaldığını ve şaşırttığını düşündüm. Batılı ülkelerin Çin’in düşük fiyatları ile rekabet etmesi mümkün görünmüyor. Bursalı sanayiciler de bunun farkında. Son haftalarda tekstil sektöründe işlerin iyi olmadığı haberleri konuşuluyor. Piyasada ucuz Çin malları sürekli artıyor. Peki yerli üreticiyi korumak için ne yapılacak? Sevgili okurlar, acı gerçek şu ki, bugünden yarına, yapılabilecek hiçbir şey yok! Türkiye ekonomide verimliliği yeterince sağlayamamanın, üretken ve rekabetçi ülke olamamanın, soğuk savaş bağımlılığı nedeniyle yaşanan siyasal istikrarsızlıkların, kendine has bir ekonomik siyasi sistem kuramamanın vs. faturası ile karşı karşıya. Sanayici tek başına ne yapabilir? Uygulamada en akıllıcası, gidip Çin’e, onların kurallarına uyarak yatırım yapmak; Çin’in bir parçası olup paçayı kurtarmak. Ya da, Çin’in üretmediği türden malların üretimine yönelmek, alım gücü yüksek tüketicileri hedeflemek vs.. Bunlar da ne kadar kolay? Öncelikle işadamlarının Çin’de olanları anlamalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Nasıl mı? Çin’de işçilik çok ucuz, ayda 100 dolar. "Ah şu ücretleri düşürsek, SSK priminden falan kurtulsak” kolaycı yaklaşımı. Halbuki orası Çin… İşçi için konut bedava, eğitim bedava, devlet ailede çalışabilen herkese bir iş gösteriyor, eğitim bedava, gıda, ulaşım vs. sudan ucuz. Türkiye’de, devletçe işçi veya çalışan kesime böyle imkanlar tanımayı düşünür müsünüz? Aynı şekilde şu “toprak satışı”nı ortadan kaldırmayı, fabrikalar, konutlar… bütün yapılaşma için bedava arsa temin etmeyi… Enerjiyi vergi toplama veya para kazanma aracı olmaktan kurtarmayı, böylelikle sanayine, üretime ucuz enerji, hammadde sağlamayı? Bütün bünlar bizim ezberlerimize aykırı şeyler. Kan gövdeyi götürür alimallah! Ama bakın, siz bunları yaparsanız ücretli kesim buna balıklama dalar, hatta çalıştığı işten öyle 100 dolar falan da istemez! Siftahsız günler geçiren küçük esnaf bile 50 dolar aylıkla çalışmak için kuyruğa girer… Bizde işçi, memur ve esnaf kesimi, Çin’de devletin bedava sağladığı olanakları, yüksek bulunan ücretlerle elde edemiyor! Verilecek işiniz yoksa, sağı solu temizletin, oturup elişi yapsınlar... Çin’in oyuncak, ıvır zıvır mallarının istilasından rahatlıkla korunma firsatı işte… Çin, diğer sosyalist ülkeler gibi, kapitalist uygulamalara geçerken, bir altüst oluş yaşamaması ile farklı bir yol aldı. Tienanmen Meydanı’ndaki katliam batının beklediği bir ilk değil, adeta Çin’in yaşadığı son kavga oldu. Çin “kızıl” rengini bildiğimiz renklere boyamadan, sistemini batı ile bir şekilde entegre etmeyi başardı. Gümrük duvarlarının kaldırılması “fiyat rekabeti”ni artıracak. Kaynaklarını en iyi kullanan ülke bir adım önde olacak. Bugün Çin bu alanda güçlü ve 2003’te 60 milyar dolar yabancı sermaye çekti, yıllık üst üste yüzde 8 büyüyor. Dünyaya da dersler veriyor. Belki 10 yıl sonra başka bir ülke öne çıkacak. Bu, iktisat ve hesap oyunu. Üretim, tüketim ve insanlık macerası. Arsa, borsa oyunu değil… 2004-02-22 |
7 Nisan 2011 Perşembe
Çin ve aykırı düşünceler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder