25 Nisan 2011 Pazartesi

Sikorsky ve ‘ileri demokrasi’

Türkiye seçime gidiyor.
Liderlerin bizzat hazırladığı vekil listeleri, küskün-kırgın partililer, seçim barajları, barajı delmeye çalışan partilerin “bağımsız” aday cinliği; durumdan vazife çıkarıp onlara hadlerini bildirmeye çalışan, tutmayınca yeni duruma uyum sağlama kabiliyeti gösteren bir seçim kurumu ile sandığa doğru hızla gidiyoruz. 


Sevgili okurum, bu hafta sizlerle bir kaygımı paylaşmak istiyorum.
“Kaygılıyım”, zira, iktidar partisinin, vatandaşa refah ve ileri demokrasi vadettiği bir dönemde, geçtiğimiz hafta, Ankara’da sessiz sedasız milyarlarca dolarlık bir ihale gerçekleştirildi. Ama bu öyle okul, yol, hastane, metro, spor tesisi, elektrik santralı vs. ihalesi değil; savaş helikopteri ihalesi!
Milli Savunma Bakanlığı’nın açtığı “Genel Maksat Helikopteri” ihalesini, Amerikan Sikorsky firması kazandı.
Az buz değil, bir tane, beş tane değil. Tam 3,5 milyar dolarlık (5,3 milyar lira, eski para ile 5,3 katrilyon lira) bir ihale bu. İhale ile 109 savaş helikopteri satın alınacak. 
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, olayı öyle ballandıra ballandıra anlattı ki, sanırsın Amerikalılar helikopterleri bedava verecek… 
Efendim, Sirkorsky helikopterlerinin bakımı onarımı Türkiye’de yapılacakmış, Türkiye’ye özel dizayn edilecekmiş, gövde, motor, aviyonik sistemlerinin, görev yazılımlarının TUSAŞ ana yükleniciliğinde yapılacakmış, hatta ileride bu şekilde üretilecek helikopter sayısı 600’e çıkabilirmiş, Türkiye buradan ihracat geliri de elde edebilirmiş, Amerikalılar 8 milyar dolara kadar bir ihracatınız olur diyorlarmış vs. vs.

Sikorsky helikopterlerine ilk kez sahip olmayacağız. Güneydoğu Anadolu’da yıllardır bütün marifetlerini gösterdi. Türkiye yabancı bir devlet ile savaşta olmadığına göre,  zaten Polise, Özel Kuvvetler’e, Jandarmaya vs. dağıtılacak olan bu helikopterlerin başka kullanım alanı da pratikte olmayacak.
Ülkenin silahlı kuvvetlerinin teçhiz edilmesi, ihtiyaçlarının giderilmesinden elbette hepimiz memnunluk duyarız. Ancak, kişisel olarak, böylesi bir konjonktürde, bu kadar yüksek paraların silahlanmaya ayrılmasından kaygılanıyorum.  
12 Haziran’da seçim var.
Hani yeniden seçilmesinden emin olan hükümet seçim sonrası, demokratik standartları yükseltecek yeni bir Anayasa, ileri demokrasi, parlak yatırımlar vadediyordu?
Başbakan Erdoğan, 2023 için kişi başına 25 bin 76 dolar gelir, 2 trilyon 64 milyar dolarlık GSYİH; 500 milyar dolar ihracat hedefi açıkladı. 
Başbakan, ‘İstanbul dünyadaki ilk 10 finans merkezi arasında yer alacak, İMKB’de işlem gören Türk şirketi sayısı 1000 olacak, yabancı şirket sayısı Türk şirketi sayısından fazla olacak ve en az 10 ülkeyi temsil edecek’, diyor. 
5 yılda 1 milyon işsize iş vadediyor.
Bu hedefleri çok hayalci bulanlar var. Ben, ise “uluslararası konjonktür uygun olursa” başarılabileceğini düşünüyorum.
Ama sadece bu yetmez. Nitekim dünya ekonomisinin en parlak dönemini yaşadığı son 10 yılda, Türkiye ancak bu kadarını yapabildi.
Çözüm, kaynakların kalkınmaya, verimli alanlara aktarılmasıdır.
Ülkenin savaş helikopterlerine değil, eğitime, sağlığa, altyapıya, fabrikalara, kalkınmaya ihtiyacı var.
Yeni ve sivil bir anayasa, ileri demokrasi derken kaynakların savaş malzemelerine ayrılması bir çelişki değil mi?
 “Teröre karşı mücadele” için son 30 yılda harcanan paranın 1 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
Bir an için bu paranın ekonomiye, çevreye, insana, kalkınmaya ayrıldığını hayal eder misiniz lütfen?
İleri demokrasi” diyenlerin tercihi de bence bu olmalı.
İyi pazarlar...


24 Nisan 2011
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder