Adalet ve Kalkınma Partisi, parti adı olarak müthiş. Bu partinin seçim başarısında adının çok etkili olduğunu düşünmüşümdür.
Çünkü Türkiye’de “Adalet sağlanamadığı için ülke kalkınamamıştır” diyenler haklıdır.
“Kalkınamadığımız için memlekette adalet yoktur” da deseniz aynı kapıya çıkar.
Bu hafta sizlerle, ev sahibi olmak için kooperatife giren bir grup insanın öyküsünü paylaşmak istiyorum. “Kitabına uygun” yapılan ve binlerce mağduru olan soygunlarda sadece bir örnek… Herkesin bildiği ama “alan razı satan razı..” diye göz yumulan olaylardan birisi.
İmdat Kamberoğlu ve Hayri Şenocak Mudanya ve Güzelyalı civarında yıllardır inşaat yapan, binlerce konutluk portföyü olan iki müteahhit.
Kamberoğlu ve Şenocak 1990’ların ilk yarısında Yap-Satçı olarak yaptıkları konutları satmakta güçlük çeker ve finansal darboğaza girerler.
Ancak pes etmez, kafa kafaya verirler. Fikir dahicedir: Kooperatif kurmak!
Önce çok sayıda zeytin tarlası alınıp konut kooperatifi kuracak, ardından yüzlerce üye kaydedecek ve toplanacak aidatlarla, istedikleri fiyat ve koşullarla inşaatı finansa edeceklerdir.
İlk olarak 4 arazi sahibi ile Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yaparlar.
“Marmara Yazlık Evler Yapı Kooperatifi” kurulur. Başına, Güzelyalı’da kendi dairelerini satarak emlâkçılık işine giren emekli öğretmen Namık Tar’ı getirirler.
Başlarlar üye kaydetmeye… “Büyük, güvenilir müteahhit” imajı yüzlerce kişiyi çeker.
Şe-Ka İnşaat adı ile bir de inşaat şirketi kurulur.
4 ayrı parselin sahibi ile yapılan sözleşme gereği, her 100 daireden 35’i arsa sahiplerine verilecektir.
Ardından Şe-Ka, “arsa sahibi” sıfatı ile Marmara Yazlık Evler Yapı Kooperatifi ile ayrı bir sözleşme yapar. Komisyon yüzde 15’tir. Yani her 100 daire için arsa sahibine yapılacak 35 dairenin yanı sıra 15 daire de Şe-Ka için yapılacaktır.
Bu yetmez, Şe-Ka ile Marmara Yazlık Evleri Yapı Kooperatifi arasında Müteahhitlik Sözleşmesi imzalanır.
Hem ne sözleşme!
Fiyat “Bayındırlık artı yüzde 15” tir!
Kaydedilen üyelerin hiç biri ne imzalanan sözleşmelerden, ne koşullardan haberdardır.
Onlara sadece “Daireler 3 yılda bitecek” denir.
Üç yıl sonra, 1999’da, binaların tuğlası bile tamamlanmamıştır. Kaba inşaat sürerken deprem, Şe-Ka’nın imdadına yetişir. Artık iş yapılmamasının gerekçesi hazırdır: deprem…
Genel Kurullarda müteahhit sürekli kooperatifi borçlu gösterir.
Bitmeyen ve sürekli büyüyen borçlar…
Aidatlar da ödenmemeye başlamıştır.
Üyelerden, öğretmen Mustafa Erdi ve bir grup, Genel Kurul’da tam bir kulis çalışması yapar, yönetim seçimini kazanır.
Yeni yönetim hesapları inceleyince şu ortaya çıkar:
Bir üyenin daire sahibi olabilmesi için tam dört daire parası ödemesi gerekmektedir. Oysa bu mümkün değildir. Önce Şe-Ka ile, yapılan sözleşme iptal edilir.
1 trilyon liralık işin yasal vergi ve stopajını da kooperatife yıkan müteahhit, düzmece sözleşmelere dayanarak tam 250 milyar lira tazminat talep eder.
İstediği parayı alamayınca da işi mafyalığa götürür, kooperatifi adamları, iş makineleri ile işgal eder, bekçiyi kovar, inşaata kendi levhalarını diker vs.
Ve ardından örgütlü çete kurmak iddiası, DGM kapısı…
Kooparatif Başkanı Mustafa Erdi, Kamberoğlu ve Şenocak tarafından defalarca tehdit edildiğini söylüyor.
Şimdi Şe-Ka bu kooperatifte ne arsa sahibi, ne müteahhit. Ama 120 civarında üyesi olan kooperatif, bu kişilere tam 33 adet daire yapmak zorunda bırakılmış. Hiçbir üyenin ilgisi, bilgisi olmayan sözleşmelerle…
Bu iki müteahhit göz göre göre, dar gelirli 120 insanın 33 konutunu, diyelim ki 1 trilyon lirasını gasp ediyor. Kooperatif aidatları, sadece bu trilyonlarca servetin sahiplerine aktarılıyor. Üyeler kendi dairelerinin masrafını ayrıca kendileri ödemek zorunda kalmış.
Gerçek arsa sahipleri çekiniyor, suskun.
Bir şirket nasıl hem arsa sahibi, hem müteahhit, hem kooperatif olabiliyor?
Hava güneşli, hesap açık, insanlar orta yerde soyuluyor…
Sözleşmelerle, kitabına uydurularak…
İnsanları soyulan bir ülke kalkınabilir mi?
Bu şirketin elinde hâlâ aynı koşullarla faaliyet gösteren kooperatifler var. Ve de birçok başka müteahhit..
Peki Adalet ve Kalkınma’yı siyasi simge yapanlar nerde?
Yeni Bursa Gazetesi, Eklenme Tarihi :2004-01-25 14:49:44) | Okunma sayisi : 917
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder