7 Nisan 2011 Perşembe

Patronlar gerçekçi...


Doğruyu konuşanlar,  gerçekçi olanlar bizde hep solcular, muhalefet, “entel” takımıdır.
Siyasi partiler muhalefette iken “gerçekleri” konuşurlar. Ama iktidar koltuğuna oturunca işin rengi değişir; muhalefette iken eleştirdikleri şeyleri yapmaya başlarlar.

Solcu”lar genelde “sağcı”lardan daha gerçekçidir. Belki de hep muhalif kalmaları, muhalefette omalarından olmalı.
İktidara, güce sahip olanlar statükocu, gerici; muhalif olanlar değişimci, gerçekçi, ilerici!
İşadamları da statükocu, özellikle sistemi sorgulamayan, varolandan en fazla çıkarı elde etmeye çalışan kesim olarak bilinir.
Halbuki, patronlar artık solcular veya muhalefet gibi “gerçekçi” sesler veriyor. Konuşuyorlar, eleştiriyorlar, öneride bulunuyorlar.
BTSO Meclis Üyesi ve TOBB Konseyi Üyesi Mutlu Uraz, Ankara’da TOBB bünyesinde tartışılan konuları aktardı, Bursalı sanayicilere.
Değerlendirmeden bazıları şöyle:
-Dış borç 200 milyar doları aştı. Ama çaresiz yine borçlanılacak. Tek avuntu faizlerin düşmesi.
-İşsizliğin artmadığına kimse inanmıyor.
-Dolar düşmeye devam edebilir. Çünkü bankalardaki döviz hesaplarında 50, “yastık altında” da 60 milyar dolar, satış için doların yükselmesini bekliyor.
-Yolsuzluğun boyutu 60 milyar dolar. Sorumlusu ise parmakla sayılacak kadar az kişi.
-Yabancı yatırımcı gelmiyor. En büyük engel bürokrasi. Devlet ise zaten iyice kısıtlanan yatırım bütçesini her fırsatta yine kısıyor.
....

Eskiden bunları sadece muhalefet söylerdi.…

Yani patronlar işin farkında.
Çin korkusu” var ve hiç yabana atılır gibi değil.
Çok değil 11 ay sonra dünyadaki bütün gümrük engelleri kaldırılacak.
Yıllardır ertelenen sorunların faturası gösterilecek.
Türkiye bugüne kadar çözemediği verimlilik ve rekabet sorununu 11 ayda çözebilir mi?
Azmin elinden bir şey kurtulmaz, demek en mantıklısı.
Yapılacak iç çok, rekabet kızışıyor, zaman daralıyor.
Ama bürokrasi geleneksel uykusundan hâlâ uyanmış değil.
Örnek mi?
Siyasette DYP’li olarak binen Şahin Yağlıdere, gebelik testi aletleri üretmektedir. Üç yıl önce Bakanlığa gerekli izinler için başvurur. Bu arada en yeni teknolojileri kullanır, kalitesini herkese kabul ettirir. Avrupa’ya ihracata başlar. 7-8 ülkede ürünleri beğenilmektedir. Üretimini de Avrupa standartlarını içeren CE belgesi ile yapar.
Kendi ülkesinde alamadığı belgeleri AB’den almayı başarmıştır.
Yağlıdere beklediği, istediği belgeleri 3 yıl sonra geçtiğimiz günlerde alır!.
Diyor ki Yağlıdere, “Bu işin siyasetle falan ilgisi yok. Bakın ben DYP’liydim. Kendi partim de dahil üç yılda 3 hükümet geldi. Fakat uygulama ve kafa aynı. Garipliğe bakın ki, benden üretim için gerekli izni esirgeyen ülkem, Çin’den gelen mallar için herhangi bir belgeyi yeterli sayabiliyor. Madem ben üretimi CE ile yapıyorsam, Çin firmalarından da bu istensin.”

Düzeltme ve Özür…

Geçen haftaki “Kalkınma Adalet İstiyor” başlıklı yazımızda Mudanya’da faaliyet gösteren Şe-Ka İnşaat firması ile ortakları Hayri Şenocak ve İmdat Kamberoğlu’nun kooperatif faaliyetini konu etmiştik.
Yazının 27. paragrafı da, “İstediği parayı alamayınca işi mafyalığa götürür, kooperatifi adamları, iş makineleri ile işgal eder, bekçiyi kovar, inşaata kendi levhalarını diker vs.
Ve ardından örgütlü çete kurma iddiası, DGM kapısı…” şeklindeydi.
Yazı genel olarak gerçeği yansıtmakla birlikte, kullanılan “işi mafyalığa götürmek”, “örgütlü çete” ve “DGM” ifadelerinin, maksadı aşan, yargıya intikal etmiş bir konuda, doğruluğu kanıtlanmamış, eksik ve yanlış bilgi içerdiği sonucuna vardık. Bu yüzden bu bölümü “Talep ettiği parayı alamayınca yasal olmayan yöntemlere başvurur.
Ardından mahkeme kapısı…”
şeklinde düzeltiyoruz.
Yazı, bir şirketi suçlama değil, artık piyasa koşullarında ömrünü tamamlamış bir konut yapım modelinin işlemediği, arsa sahibi, müteahhit ve üyeler olarak herkesi mağdur eder hale geldiği şeklideki gözlem ve tespite dayanmaktadır. Elbette bu sorunları aşacak olan, bu deneyimli müteahhitler ve diğer taraflar olacaktır. Farklı görüş ve eleştirilere açık olduğumuz bilinmelidir.
Düzeltiyor, Şe-Ka ve ortaklarından çok özür diliyorum.
İyi bayramlar, iyi haftalar…



Yeni Bursa Gazetesi,  31 Ocak 2004


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder