7 Nisan 2011 Perşembe

Büyümeyi hissediyor musunuz?


Yeni yıla soğuk hava ve kar yağışı, üretimde ve tüketimdeki sessizliğe rağmen hızını gittikçe artıran iyimser rüzgarlarla yaklaşıyoruz.


İMKB 100 endeksi kendini 17 binin üzerine atmış görünüyor. Faizler yüzde 25’lere sallandı. Dolar bin 400 lira civarında kendisine dip arıyor. GSYİH artışı yüzde 5’lerde açıklanıyor.
Ekonomide yapısal hiçbir ciddi değişiklik olmamasına, AB sürecinde iki ileri bir geri oyununun devam etmesine, dış borçlanmanın artarak sürmesine, üstelik Amerika’nın şu ünlü 8,5 milyar dolarının üzerine ayran içileceğinin anlaşılmasına rağmen iyimser hava devam ediyor. Borsadaki yükselme biraz “zorunluluk”.
Faizler bu kadar düşünce, yüksek getiriye alışmış “yatırımcı” paralarını başka nereye yatıracaktı?
Bizim büyük “oyuncular” bu kadar profesyonellik yapıp küçükleri soyup soğana çevirmese borsa endeksi 50 bini bile görebilirdi.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda yılın son meclis toplantılarında hep Başkan Celal Sönmez’in ekonomik değerlendirmelerini, hükümetin ekonomi politikalarına ilişkin eleştirilerini dinlerdik. Geçtiğimiz Salı günü yapılan toplantıda Sönmez sadece odanın görkemli bütçesi ve Çınarçık Baraj tüneli hedefinden, OSB’de “elektrik satar gibi buhar satma” projesinden söz etmekle yetindi.
Gerçekten çok ilginç bir konjonktür yaşıyoruz. Ancak pembe gözlükleri takarken temkinli olmak gerekiyor.
AB İlerleme Raporu’nda yeraldığı gibi, Türkiye ekonomisinde 2003’de yaşanan yaklaşık yüzde 5 büyüme ihracata ve stok artışına dayandı.
Sıra dışı bir durum.
Prof. Dr. Korkut Boratav’ın hesaplamalarına göre, bu yılın ilk 9 ayında özel tüketim endeksi 2002’nin aynı dönemine göre 105,4’ten 97,6 puana gerilemiş. Kamu tüketimi de 98,6’dan 94’e düşmüş.
Yani hem kamu hem de özel kesimde tüketim harcamaları azalmış.
Ve sıkı durun…
Sermaye birikimi endeksi 100,4’den 66,7’ye düşmüş.
Türkçesi, şirketlerin sermayesi eriyor, içi boşalıyor. Sermaye birikimindeki erime yüzde 23. Şirketler stoka çalışmışlar.
Stoksuz çalışma 1994 krizinden geriye kalan en büyük ders değil miydi?
1994 krizi sonrasında stok maliyetlerinden kurtularak, nakit akışına yönelerek “kefeni yırtmayı” başaran şirketler şimdi tekrar stoka mı çalışmaya başlamışlar?
Tek partili hükümetin piyasalardaki istikrar havası yüksek faiz, enflasyon beklentilerinin kırılması bakımından olumlu.
Ancak gidişat bunu torpilleyecek unsurlarla dolu. Zira bu büyüme salt ihracat ve stok artışından kaynaklandığı için sıradan insanlar tarafından hissedilmiyor.
İnsanlar işini kaybetmeye devam ederken, alım gücü düşerken, bu büyüme haberleri ne kadar anlamlı olabilir?
Ve böyle bir büyüme ne kadar sürdürülebilir?
Ankara’da ekonomi muhabiri olarak ilk işe başlayanları 1980’lerde, Ulus’taki Atpazarı’na gönderirlerdi. Muhabir burada ilk kez tüccar, ihracatçı ve üreticiyle tanışırdı.
Atpazarı tedrisim sırasında gözde haber, ihracat haberleriydi. Mâlum, Özal devri. İhracat olsun da isterse hayalisi olsun!
Birgün müthiş bir haber yakaladım!
Çorumlular Atpazarı üzerinden mercimek ihraç ediyorlar...
 İhracat rakamı da ikiye katlanmış... Artış miktarları kahramanlık tefrikası gibi anlatılırken, birden “kaça satıyorsunuz” diye soruverdim.
İhracat haberlerinde fiyat ne hikmetse sual edilmez ya, ağzımdan çıktı bir kere...
“İşte onu sorma” dedi şirket sahibi.
Anladım ki o konuya çok hassaslar. Çok da dertliler.
Neyse “Yazmamak kaydıyla”, Çorumlu tüccarın söylediği şuydu:
Biz bir kilo mercimeği bir dolara satıyorduk. Ama bu yıl bir dolar için 2 kilo mercimek veriyoruz. Devlet teşvik vermezse kesinlikle bu fiyattan mercimek satmam. Yazık günah. O ihracat fiyatıyla satışa çıkarsam şu Atpazarı’nda vatandaşa mercimek yetiştiremem, kapışılır.”
Atpazarı hikayesi de nerden çıktı mı, diyorsunuz?
DİE’nin son yayınladığı Ağustos 2003 Dış Ticaret Endeksi, benzer öyküleri yaşamaya devam ettiğimizi gösteriyor.
Bakınız, geçtiğimiz Ağustos ayında, 2002 Ağustos ayına göre ihracatta fiyat endeksi sadece yüzde 8,6 oranında artarken miktar endeksindeki artış yüzde 23,2’ye tırmanmış.
Demek ki aynı miktarda dolar için daha fazla mercimek vermeye devam ediyoruz.
İyi haftalar.




Yeni Bursa Gazetesi, Eklenme Tarihi :2003-12-21 14:27:48) | Okunma sayisi : 134

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder